1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ein Jahr nach der Sarrazin-Debatte

19 Ağustos 2011

Eski bankacı, tartışmalı 'sosyal demokrat' Sarrazin, bir yıl önce "Almanya Kendini Yok Ediyor" kitabını çıkardı. Kitap milyonlarca okura ulaşmakla kalmadı, başta Müslümanlar olmak üzere göçmenlerin hayatını etkiledi.

Thilo Sarrazin
Thilo SarrazinFotoğraf: dapd

Almanya'da bundan bir yıl önce Müslüman göçmenler ve Almanya'nın geleceğiyle ilgili hararetli bir tartışma başlamıştı. Tartışmayı başlatan ise Alman Merkez Bankası'nın eski Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin'in yazdığı "Almanya Kendini Yok Ediyor" adlı kitabıydı. Sarrazin tartışmalı kitabında, Müslüman göçmenlerin Alman toplumuna uyum göstermeyi reddettiğini ve bunun Almanya'nın geleceğini tehlikeye attığını iddia ediyordu.

"Almanya Kendini Yok Ediyor" haftalarca çok satanlar listesinden inmediFotoğraf: DW

Kitap yok sattı

Almanya'nın Bonn kentindeki Tannenbusch semti... Burası göçmenlerin ve dar gelirli kişilerin ağırlıklı olarak yaşadığı bir semt… Tannenbusch'da bulunan "Goethe ve Hafız" adlı kitapçıdayız. Kitapçının sahibi Efraziya Heydaryan dükkânını kültürler arasında bir köprü olarak görüyor. Dükkân adını biri Alman biri İranlı iki ünlü şairden alıyor.

Geçtiğimiz yıl 30 Ağustos'ta Alman Merkez Bankası eski Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin'in yazdığı ”Almanya Kendini Yok Ediyor” adlı kitabı piyasaya çıktığında İran doğumlu Heydaryan kitabı hemen vitrinine yerleştirmiş. Dükkân sahibi kitabın büyük ilgi gördüğünü belirtiyor:

"Küçük bir kitap dükkânı için gerçekten çok iyi bir başarıydı. Neredeyse 97-100 tane kadar sattık."

Heydaryan kitaba genellikle Almanların ilgi gösterdiğini, ancak bazı göçmenlerin de kitabı satın aldıklarını kaydediyor. Kitap şimdiye kadar 1 milyon 300 bin adet basıldı ve haftalarca en çok satan kitaplar listelerinin bir numarasında kaldı.

Siyasetbilimci Naika ForoutanFotoğraf: picture alliance/dpa


İletişim nasıl etkilendi?


”Almanya Kendini Yok Ediyor” birçok hararetli tartışmaya neden oldu. Bir yanda Alman göç politikası ve Müslüman göçmenlerin uyumu kamuoyunu meşgul ederken, diğer yanda bazıları da Sarrazin'i polemik yaratmak ve ırkçılıkla suçladı.

Peki, kitap ve ardından yaşanan tartışmalar Almanlar ve göçmenler arasındaki iletişimi olumsuz etkiledi mi?

Berlin'de Türklerin yoğun olarak yaşadığı Neukölln bölgesinin Belediye Başkanı Heinz Buschkowsky, Neukölln'deki havanın bir yıl öncesine oranla daha gergin olduğunu savunuyor. Yıllardır Almanya'ya gelen göçmen işçiler üzerine çalışmalar yapan tarih profesörü Ulrich Herbert'e göre ise kitap Almanlar ve Müslüman göçmenlerin birarada yaşadığı ortama zarar vermedi.

Humbolt Üniversitesi'nden siyaset bilimci Naika Foroutan da kitabın ilk üç ayda yarattığı etkiyle ilgili izlenimlerini "Göçmen kökenli özellikle de Müslüman göçmenlerin başlangıçta kendilerini geri çektiğini gözlemledik. Adeta bir kenara sinerek fırtınanın dinmesini beklediler" sözleriyle aktarıyor.

Sarrazin'in iddilarını bilimsel açıdan da inceleyen siyaset bilimci, "Göçmenler aslında tartışmalara daha aktif katılabilirdi" diyor. Foroutan, toplumun bir parçası olarak onların da kendilerini ifade etmeleri gerektiğinin altını çiziyor.

Freiburg Üniversitesi öğretim görevlisi Ulrich HerbertFotoğraf: Universität Freiburg


"Sürekli yinelenen bir tartışma"

Ancak bu, Almanların göçmenlerle ilgili ilk tartışması değil. Tarih profesörü Ulrich Herbert, Sarrazin'in yol açtığı tartışmanın yeni olmadığına, belirli aralıklarla Almanya'nın gündemine sürekli yeniden oturduğuna dikkat çekti:

"Göçmenlerle ilgili 1960'lardan beri Almanya'da devam eden tartışmaları inceleyecek olursanız beş-altı yılda bir benzer konuların döne dolaşa yeniden gündeme geldiğini gözlemleyebilirsiniz. Buradaki sorular hep aynıdır: Göçmenler uyum sağladı mı? Gitsinler mi, kalsınlar mı? Doğru mu, yoksa yanlış mı davranıyorlar? Daha fazla mı, yoksa daha az mı göçmene ihtiyacımız var?"

Herbert bu tür tartışmaları kısır döngüye dönüştürmek yerine bir arada huzur içinde yaşayabilmek için yerine getirilmesi gereken kriterlerin açıkça ortaya konması gerektiğini belirtiyor. Herbert'e göre tartışılması gereken asıl konu bu.

© Deutsche Welle Türkçe

Klaudia Prevezanos / Çeviri: Banu Ertek

Editör: Hülya Köylü

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster