1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

BM’den iklim çağrısı

DW3 Aralık 2007

BM, Endonezya’nın Bali Adası’ndaki İklim Konferansı öncesinde 190 katılımcı devlete çağrıda bulunarak, etkileri şimdiden hissedilmeye başlanan iklim değişikliğine karşı acilen harekete geçilmesi gerektiğini duyurdu.

Birleşmiş Milletler, iklim değişikliğinin yerküreyi büyük bir tehlikeye sürüklediği uyarısında bulunuyor.
Birleşmiş Milletler, iklim değişikliğinin yerküreyi büyük bir tehlikeye sürüklediği uyarısında bulunuyor.Fotoğraf: AP

BM İklim Sekretaryası Başkanı Yvo de Boer iklim değişikliğinin yerküreyi büyük bir tehlikeye sürüklediğini söylüyor. Öncelikle atmosferdeki ısınmayı hızlandıran sera gazları emisyonunun kısıtlanması konusunda sanayi ülkeleri ile kalkınma halindeki ülkeler arasında ortak paydanın nasıl bulunacağı merak konusu.


Bağlayıcı antlaşma

En geç 2009 sonuna kadar sera gazlarıyla ilgili bağlayıcı bir antlaşmaya varılması ve bu antlaşmaya ABD ve Çin gibi atmosferi en çok kirleten iki ülkenin de katılmaları gerekiyor. Bu çetin cevizlere rağmen iyimserliğini koruyan AB Komisyonu’nun çevreden sorumlu üyesi Stavros Dimas, hayalperest olmamakla birlikte Bali’de önemli ilerleme kaydedilebileceğini, aksi takdirde iklim değişikliğinin önlenemeyeceğini söylüyor.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, ülkesinin iklimin korunmasında bütün dünya tarafından örnek alınabileceği görüşünde. Alacakları, enerji ve iklim programlarıyla ilgili kararların bütün dünyaya emsal teşkil edebileceğini söyleyen Başbakan Merkel, iklimin korunmasına aktif bir şekilde katılması için halka çağrıda bulundu.


Merkel’den yol haritası

Bali konferansında Kyoto izleme anlaşmlası için yol hharitası hazırlanması gerektiğini vurgulayan Almanya Başbakanı sözlerini şöyle sürdürdü: “2020 yılına kadar karbondioksit emisyonunu %40 oranında azaltma yükümlülüğü altına girdik. Bunun için bir dizi tedbir almamız gerekiyor. Tükenmez enerji kaynaklarının elektrik üretimi içindeki payını %30’a çıkaracağız. İklim araştırmalarına 1,5 milyar euro ayırdık. Karbondioksit emisyonunun 2050 yılına kadar yarı yarıya azaltılmaması durumunda atmosferdeki ısınmanın yavaşlatılamayacağının bilinci içinde yepyeni teknolojilerin geliştirilip halkın da aktif bir şekilde koruma programlarına katılması kaçınılmazdır.”

Bali buluşması öncesinde en çok tartışılan konulardan biri de sera etkisinin azaltılmasında nükleer enerji santrallarının yararlı olup olmayacağı idi. BM Çevre Programı Başkanı Achhim Steiner çevre dostu enerji ürretiminde nükleer enerjinin alternatif olamayacağı görüşünde. Steiner, ‘nükleer teknolojinin geliştirilmesi için harcanan para tükenmez doğal enerji türlerine harcansaydı yenilenebilir enerji alanında çok daha fazla yol katetmiş olurduk’, diyor.


Tercih iklimden yana

Bali konferansının ekonomik çıkarlarla iklimin korunması arasında çelişki çıkması durumunda, tercihin iklimden yana yapılması gerektiğine bütün ülkeleri ikna edip etmeyeceği merak konusu. Düşünce değişikliği için AB gibi büyük ekonomik bölgelerin tutarlı çevre progrramlarıyla öncülük rolünü üstlenmeleri gerekiyor. Hristiyan Demokrat Birlik’in çevre politikası sözcüsü Markus Pieper sera gazları tartışmasının organik enerji hammaddelerinin günün birinde tükeneceğini göstermesi bakımından da yararlı olduğunu ve karbondioksit tasarrufunun en akılcı adım olacağını ifade ediyor:

‘İklim değişikliğiyle global mücadelenin elzem olduğunu belirten Pieper Çin’in önümüzdeki yıllarda 650 termik santral inşa edeceğini, dünyanın yüzölçümü en geniş ülkelerinden Brezilya’nın da iklimin korunmasıyla ilgilenmediğini hatırlatarak, sadece sanayi ülkelerinin alacağı tedbirlerin devede kulak kalacağını ima ediyor.