1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Boğaziçi Üniversitesi’nde gözaltı gerginliği

27 Mart 2018

Boğaziçi Üniversitesi’nde 19 Mart'ta Afrin operasyonuna destek olan grubu protesto eden öğrencilerin gözaltına alınmasıyla başlayan gerginlik sürüyor. Kampüste, öğrenciler de akademisyenler de tedirgin.

Türkei Bosporus Universität
Fotoğraf: Getty Images/AFP/O. Kose

Boğaziçi Üniversitesi Kuzey Kampüsü'nde bir grup öğrenci, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Afrin şehir merkezine girmesinin ardından 19 Mart'ta "Afrin Lokumu" dövizi ile lokum dağıttı. Bir başka grup öğrenci ise "İşgalin ve Katliamın Lokumu Olmaz" pankartı açarak tepki gösterdi. İki grup arasında yaşanan gerginlik kısa sürdü ancak lokum dağıtan öğrencileri protesto eden gençler gözaltına alındı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Mart'ta Samsun'da yaptığı konuşmada, Boğaziçi Üniversitesi'nde protesto eylemi yapan öğrencileri kastederek, "Orada imanlı, milli, yerli gençlik Afrin'le ilgili lokum dağıtıyor. Bu gençlik orada lokum dağıtırken o komünist, vatan haini gençler onların bu masalarını dağıtmaya yelteniyorlar. Bu terörist gençlerle her türlü çalışmayı yapıyoruz. Üniversitede okuma hakkını vermeyeceğiz" dedi. Erdoğan'ın açıklamasının ardından öğrencilere yönelik gözaltılar devam etti. 

Çevik kuvvet Boğaziçi kampüsünde

22 Mart sabahı ve öğle saatlerinde yurt ve evlere yapılan baskınlarda yedi öğrenci gözaltına alınmıştı. Üniversite kampüsüne yıllar sonra çevik kuvvet polisi ilk kez giriş yaptı ve yedi arkadaşının serbest bırakılması talebiyle eylem yapmak için kampüste bir araya gelen öğrencilere yönelik gözaltı işlemi yapıldı. Kampüste gözaltına alınan öğrenciler, Sarıyer Emniyet Müdürlüğü'nde alınan ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

Avukat İnayet Aksu, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, halen gözaltında bulunan öğrenci sayısının 11 olduğunu dile getirdi. Öğrenciler için 24 saatlik avukatla görüşme kısıtlanması tedbirinin uygulandığını ifade ederek, gözaltı dalgasının genişleyebileceğini belirtti. Aksu, "Mevcut durum üniversitenin bütünü için ifade özgürlüğünü ve eğitim-öğretim hakkını ortadan kaldıran sonuçlar doğuruyor" dedi. İnayet Aksu, yürütülen soruşturmanın ilgili temel hak ve özgürlüklerin yeniden kullanılabilmesini sağlayacak biçimde sürdürülmesi için gözaltına alma girişimlerine son verilmesi ve gözaltındaki öğrencilerin serbest bırakılması gerektiğini ekledi.

"Darp raporu aldık"

İsmini vermek istemeyen, 22 Mart'ta gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan bir öğrenci, polis aracında darp edildiklerini öne sürdü. DW Türkçe'ye konuşan 23 yaşındaki genç, kampüs içinde gözaltı beklemediklerini ifade ederek, "Basın açıklamasını bile okuyamadık, her şey birkaç saniye içinde olup bitti" dedi. Polis aracında kendilerine, "Kafanıza vurursak daha az zeki olursunuz" denildiğini ileri sürerek, "Araçta gözümü bağladılar. Vücudumda darp izi var. Yedi kişi de darp raporu aldı. Bazılarımızda kelepçe izleri var, birinin burnu çatladı. Darp raporu aldık, şikayette bulunacağız" diye konuştu.

Çevik kuvvetin halen üniversite kampüsünde olduğunu dile getiren öğrenci, "Hocalar da öğrenciler de gergin… Polisler kütüphaneye, yurtlara ve kafelere giriyor. Okul girişinde GBT (Genel Bilgi Tarama) yapıyorlar" diye konuştu. Boğaziçi Üniversitesi'nin "kurtarılmış bölge" imajına yönelik bir saldırı süreci yaşandığını düşünen öğrenci, Erdoğan'ın açıklamalarının da bu bağlamda dile geldiğini savunuyor. "Hocalar da korkuyor. Çok sayıda barış imzacısı akademisyen var. Ancak yaşananları takip ediyor ve bizi sürekli arıyorlar" dedi.

Burcu Karakaş / İstanbul

© Deutsche Welle Türkçe