1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Brüksel'in gözleri Kıbrıs'ta

Duygu Leloğlu15 Ocak 2004

Kuzey Kıbrıs’ta çözüm hükümetinin kurulmasının ardından şimdi gözler bundan sonraki gelişmelere çevrildi. AB de Kıbrıs’la ilgili gelişmeleri yakından takip ediyor. Ancak Brüksel Kıbrıs konusunda neler olabileceğini kestirmekte zorlanıyor...

Kuzey Kıbrıs'ta hükümet kuruldu
Kuzey Kıbrıs'ta hükümet kurulduFotoğraf: AP

1 Mayıs tarihine kadar Kıbrıs’ta çözüm bekleyen Avrupa Birliği, Kıbrıs’la ilgili gelişmeleri yakından takip ediyor. Avrupa Birliği yeni koalisyon hükümetinin, barış sürecinde ne kadar etkili olacağı konusunda ise emin değil. Ama AB’nin beklentesi 1 Mayıs’ta Kıbrıs’ın bir bütün olarak AB’ye katlması. Bu bu konuda ise Türkiye – AB arasında yoğun temaslar yaşanıyor.

Avrupa Birliği yetkilileri, bugün AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi ve Genişlemeden Sorumlu yetkili Günther Verheugen'ın Ankara'ya yapacağı ziyaretin ana konusunun da Kıbrıs olacağını ifade ettiler. Prodi’nin Ankara'ya temel olarak, "Kıbrıs'da çözüm, Türkiye'nin AB üyeliğini kolaylaştırır" mesajını vermesi bekleniyor.

Kıbrıs raportörü kötümser

Avrupa Parlamentosu'nun Kıbrıs raportörü, Lüksemburg milletvekili Jacques Poos, Kıbrıs'ta çözüm konusunda kötümser olduğunu belirterek, "Bütün ipler MGK'nın elinde. MGK'yı kontrol eden askerler ise statükoyu savunuyor. 1 Mayıs'a kadar çözüm olmazsa, 15 yıl daha Ada’da ilerleme beklemeyin" diye konuştu.

Poos, 1 Mayıs tarihinde, Ada’nın tamamının AB'ye girebilmesi için Kıbrıs'ın katılım anlaşmasında gerekli değişikliklerin yapılması gerektiğini belirtti. Bunun için de en geç Nisan ayına kadar çözümün oluşturulması gereğine işaret etti. Poos, "Oysa Türk tarafı, önünde kalan 1,5 aylık süreyi iyi kullanamıyor. Zamanı boş yere harcıyor. Daha Annan Planı’na ilişkin hangi konuda değişiklik istedikleri bile tam belli değil" dedi.

Oostlander: Gelişmelerden umutlu

Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raportörü Arie Oostlander ise karşı bir görüş savunarak, gelişmelerden umutlu olduğunu belirtti. AKP hükümetinin, Kıbrıs politikasında oldukça aktif tavır aldığını belirten Oostlander, Rauf Denktaş'ın, hem son seçimlerden hem de AKP kendisini cesaretlendirmemesinden dolayı zayıf konuma düştüğünü savundu.

Kuzey Kıbrıs’taki koalisyonun bir kanadını oluşturan Serdar Denktaş'ın da babası gibi katı bir tutum sergilemediğini belirten AP üyesi, 1 Mayıs öncesinde çözümü mümkün gördüğünü ifade etti. Oostlander, Türk ordusunun ise ikilem içinde olduğuna vurgu yaparak, "Ordu, AB üyeliğini istiyor ama Kıbrıs'da da statükoyu destekliyor. Bu onların en büyük ikilemi" diye konuştu.

İrlanda: Çözümsüzlük Müzakereleri Zora Sokar

Avrupa Birliği'nin yeni dönem başkanı İrlanda ise AB Komisyonu'nun Türkiye için İlerleme Raporu'nda dile getirdiği, Ankara'nın olumsuz tepkisine neden olan, "Kıbrıs sorunu çözülmezse, Türkiye ile tam üyelik müzakereleri zora girer" görüşüne arka çıktı. İrlanda Başbakanı Bertie Ahern, Başbakan Tayyip Erdoğan ile yaptığı temaslarda, kendisine, Kıbrıs konusunun, Kopenhag Kriterleri arasında yer almadığını, bununla birlikte insanların algılamalarını etkileyen önemli bir konu olduğunu dile getirdiğine dikkati çekti.

İrlanda'nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Dick Roche ise Kıbrıs ile Türkiye'nin AB üyeliği konularının birbirinden ayrılamayacağını savundu. Roche, Kıbrıs'ın üyelik için ön şart olmamasına rağmen, Avrupalılar’ı psikolojik olarak etkileyen belirliyici bir faktör olduğunun altını çizdi. Roche, "Kıbrıs ve Türkiye'nin AB üyeliği konularını birbirinden ayıramazsınız. İki konu birbiri ile bağlantılı. En azından insanların kafasında. Algılama, gerçekleri oluşturur. İnsanların nasıl davrandıkları, cevapların oluşmasını sağlar. Bu konu, AB'de "alerji" yaratıyor ve insanların düşüncelerini etkileyeceğinden şüphe yok. Ne kadar çabuk çözülürse, o kadar iyi olur" diye konuştu.