1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Brexit anlaşması onaylandı

25 Kasım 2018

Brexit anlaşması bugün Brüksel'de AB üyesi devletlerin liderleri tarafından onaylandı. Taraflar uzlaşının herkes için olabilecek en iyi metni ortaya çıkardığını savunuyor.

EU-Sondergipfel zum Brexit in Brüssel
Fotoğraf: Reuters/O. Hoslet

Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılması için sürdürülen Brexit görüşmelerinde tarafların Cebelitarık konusunda uzlaşması sonrası Pazar günü Brüksel'de bir araya gelen liderler anlaşma metnini onayladı.

AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, 27 AB üyesinin, Birleşik Krallık'ın Birlik'ten çıkması ve AB ile İngiltere arasında gelecekte sürdürülecek ilişkileri düzenleyen bildirinin arkasında durduğunu açıkladı.

AB tarihinde ilk kez üye bir devletin kendi talebiyle Birlik'ten çıkmasının onaylanırken, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, zirve öncesinde yaşananlar için "trajedi" dedi.

"Büyük Britanya gibi bir ülkenin AB'den ayrılmasını izlemek bir sevinç ya da kutlama anı değil, tersine üzücü bir an, bir trajedi" ifadesini kullanan Juncker, gene de ayrılma metninin Londra için olabilecek en iyi anlaşma olduğunu söyleyerek İngiliz parlamentosunun onayını beklediğini belirtti.

Zirvenin yapıldığı alana giriş yaptığı sırada kendisine AB'nin duruşu ile ilgili bir soru sorulan Avrupa Komisyonu Başkanı, bu soruya Birlik'in temel pozisyonunu değiştirmediğini belirterek yanıt verdi.

Merkel: Büyük Britanya'nın ayrılması trajik

00:38

This browser does not support the video element.

Merkel: Büyük Britanya'nın ayrılması trajik

Almanya Başbakanı Angela Merkel de oylama sonrasında şu yorumu yaptı:

"Bu, çelişik duygular uyandıran tarihi bir gün. Bir kere Büyük Britanya’nın Avrupa Birliği’ni 45 yıl sonra terk ediyor olması, trajiktir. Ancak elbette Britanya halkının oylamasına saygı duymak zorundayız. Bu arka planda bir çıkış anlaşması ve Büyük Britanya ile gelecekteki ilişkiler üzerine siyasi bir bildirge üzerinde uzlaşmış olmamız iyidir. 27 üye devlet açısından böylelikle düzenlenmiş bir ayrılma ve gelecekteki ilişkilerin inşası konusunda bir temelin ortaya çıkmış olduğunu söyleyebiliyoruz.”

"Dost kalacağız"

AB adına müzakereleri yürüten eski Fransa Dışişleri Bakanı Michel Barnier, Brexit sonrasında tarafların ilişkilerinin yakın bir şekilde devam edeceğini söylerken, "Müttefik, ortak ve dost olarak kalacağız" şeklinde konuştu.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da, zirve öncesi kısa bir açıklamada bulundu. Macron, günün kutlama ya da yas ilan edilecek bir gün olmadığını belirtti ve İngitere'nin egemen bir karar aldığını savundu. Fransa Cumhurbaşkanı ayrıca Brexit gibi bir olayın yaşanmasının AB'de reform ihtiyacını gösterdiğini kaydetti.

Taraflar, aralarında mali konuların, vatandaşlık haklarının, Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasındaki sınır meselesinin ve geçiş döneminin bulunduğu konularda 17 aylık bir müzakere süreci yürüttü.

Parlamento onayı gerekiyor

Anlaşmanın AB'ye üye devletlerin liderleri tarafından imzasından sonra İngiliz parlamentosunun alt kanadı Avam Kamarası'nda da onaylanması gerekiyor.

İngiliz basınında çıkan bazı haberlere göre anlaşmayı parlamentonun onaylamaması durumuna karşı, İngiltere Başbakanı Theresa May'in görevlendirdiği bazı bakanların, Brüksel'deki diplomatlarla bir "B Planı" üzerinde çalıştığı öne sürüldü.

Hollanda Başbakanı Mark Rutte, müzakere masasına tekrar dönmenin bir anlamı olmadığını belirtirken, "Genel olarak bakıldığında, hem Theresa May ve hükümeti için hem de AB için bu yapabileceklerimizin maksimumu" ifadesini kullandı.

585 sayfalık anlaşma

Pazar günkü zirvede iki ayrı metin oylamaya sunuldu. İlk metin, Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılma koşullarını belirleyen 585 sayfalık Brexit anlaşması. Diğeri ise Brexit sonrası siyasi ilişkilere dair bağlayıcılığı olmayan 26 sayfalık bir deklarasyon.

Bu deklarasyon taslağında, geçiş döneminin 2022 yılının sonuna kadar sürebileceği ifade ediliyor. Eğer tüm onaylar alınırsa, İngiltere, 29 Mart 2019 tarihinde resmen AB'den ayrılacak. Ancak bu deklarasyon, AB kurallarının Birleşik Krallık'ta bir süre daha uygulanmaya devam edeceği anlamına geliyor.

İngiltere, 23 Haziran 2016'da yapılan referandumda yüzde 48'e karşı yüzde 52'lik sonuçla AB'den ayrılma kararı almıştı.

DW,rtr,AFP,AP/ÇÖ,EC

© Deutsche Welle Türkçe

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik