1980’li yıllarda Bulgar rejiminin zorla isimlerini Bulgarlaştırmak istediği, ancak bu uygulamaya karşı çıktıkları için Tuna nehri üzerindeki Belene toplama kampında esir tutulan yüzlerce Türk’ü temsilen bir heyet, Avrupa Konseyi yetkilileriyle görüşmek için Strasbourg’da bulunuyor.

Üç kişilik heyet Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Terry Davis ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Rene van der Linden ile bugün ve yarın ayrı ayrı görüşecekler. Bulgaristan Türkleri, 80’li yıllarda kendilerine yönelik insanlık dışı uygulamalardan ötürü Bulgar devletinin özür dilemesi ve o dönem el konulan haklarının geri verilmesi için insan hakları ve demokrasi konusunda Avrupa’nın referans kurumu olan Avrupa Konseyi’nden politik destek istiyorlar.

Türkler’e yapılan haksızlıklar

Bulgaristan Türkleri adına Avrupa Konseyi’ne iletilecek belgelerde, eski Bulgar rejiminin 80’li yıllarda Türk azınlığa mesnup kişilerin ad ve soyadlarını zorla değiştirdiği, kendilerinden aslen Bulgar soyundan geldiklerine dair yazılı belgeler alınmaya çalışıldığı, buna karşı çıknalara toplama kamplarında insanlık dışı muamele yapıldığı, ölümle tehdit edildikleri ve sürgüne gönderildikleri hatırlatılıyor.

Belgelerde, Belene toplama kampına gönderilen 517 Bulagristan Türkü’nün maruz kaldığı feci muamelere özellikle vurguda bulunuluyor. Bulgar rejiminin 90’lı yılların başında değişmesine rağmen, eski rejim tarafından Belene kampına gönderilen ve ardından Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Bulgaristan Türkleri’nin rehabilitasyonunun sağlanmadığı belirtiliyor.

Belgelerde, zorla isimleri değiştirilenlerin Bulgaristan’a gidip avukat aracılığıyla dava açarak kendi isimlerine kavuşmaları gerektiğine ilişkin Bulgar yasası da hatırlatılıyor. Bu işlemin ekonomik yükünün ağırlığına da işaret ediliyor ve Bulgar devletinin önerdiği tazminat miktarının sadece 1 aylık maaşa eşit olduğuna dikkat çekiliyor.

Daha önce de şikayette bulunmuşlardı

Bulgaristan Türkleri adına 147 kişilik bir grup 2004 yılında da aynı konu hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmuş ve Bulgaristan’dan şikayetçi olmuşlardı. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Bulgaristan’ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne olaylar meydana geldikten sonra taraf olmasını gerekçe göstermiş ve bu başvuruyu 2005 yılında geri çevirmişti.