Cannes Film Festivali başladı. Festivalin açılış filmi “Cafe Society”nin yönetmeni Woody Allen ve filmin oyuncuları kırmızı halıda boy gösterdi. Ancak bu yıl her şey süt liman değil.
Reklam
Cannes Film Festivali başladı
01:41
Dünyanın en önemli festivallerinden biri olan Cannes Film Festivali 69'uncu kez kapılarını açtı. Böylece Fransız Sahilleri'nde yıldızlar geçidi başladı. Manken Gaia Weiss, hardal sarısı, derin bacak dekolteli kıyafetiyle kırmızı halıda dikkatleri üzerine toplamayı başardı.
Festivalin açılış galası öncesi kırmızı halıda “Cafe Society” filminin kadrosu da boy gösterdi. Bu yıl festivalin açılışı, usta yönetmen Woody Allen'ın yarışma dışı gösterilen “Cafe Society” filmi ile yapıldı. Açılışta Allen ile birlikte filmin oyuncuları Kristen Stewart, Blake Lively, Corey Stoll ve Jesse Eisenberg gibi isimler de yer aldı. İlk defa internet devi Amazon yapımcılığında bir film festivalin açılışını yaptı.
Festival jürisi de ilgi odağı oldu
Yıldızlarla dolu festival jürisi de basın ve ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Aralarında şarkıcı Vanessa Paradis'in yanı sıra aktrist Kirsten Dunst, Mads Mikkelsen ve Donald Sutherland'ın da yer aldığı jürinin başkanlığı bu yıl Avustralyalı yıldız yönetmen George Miller yapıyor. “Trolls” adlı 3D yapımda seslendirme yapan Justin Timberlake de festivalin konukları arasında.
George Clooney ve Julia Roberts gibi diğer Hollywood yıldızları da Cannes'a bekleniyor. İkili Judie Foster'in yönettiği “Money Monster” adlı filmde rol aldı. Finans dünyasını konu alan gerilim filmi stüdyoda rehin alınan bir televizyon gazetecisinin hikayesini anlatıyor. “Money Monster” festivalde yarışma dışı gösterilecek.
Yedi yılın ardından ilk kez bir Alman filmi de ‘Altın Palmiye' için yarışacak. Maren Ade'nin yönettiği “Tony Erdmann” karmaşık bir baba-kız ilişkisini anlatıyor.
Cannes'da güvenlik önlemleri artırıldı
Cannes'da bu yılki genel durum, önceki yıllara göre biraz daha gergin. Paris ve Brüksel'deki terör saldırılarının gölgesi Fransız sahillerindeki festivale de yansımış. Festivale katılan yıldızların güvenliği için polis sayısının artırılmış olması dikkat çekti. Önemli girişlerde çanta kontrolü ve güvenlik araması yapılıyor. Açılıştan bir gün önce festival salonunda da bir güvenlik tatbikatı yapıldı.
Bu yıl festivalde 21 film yarışacak ve Altın Palmiye'yi kazanan isim 22 Mayıs'ta belli olacak.
Altın Palmiye’nin 12 iddialı adayı
69. Cannes Film Festivali Woody Allen’ın “Cafe Society” filmiyle açılıyor. Allen’in son filmi yarışma bölümünde yer almıyor. Ancak bu yılki Altın Palmiye yarışında birçok usta yönetmen dikkat çekiyor.
İspanyolların yıldız yönetmeni Pedro Almodovar, 69. Cannes Film Festivali öncesi “Altın Palmiye olmadan da yaşanabilir” demişti. Ancak Adriana Ugarte’nin (resimde) başrolünde olduğu “Julieta” adlı filmi 20 rakibine üstünlük sağlarsa elbette memnun olacaktır.
Fotoğraf: Festival de Cannes
Dardenne Kardeşler
Pedro Almodovar bugüne kadar Cannes’dan büyük ödülle evine dönemedi. Ancak Belçikalı Jean-Pierre ve Luc Dardenne Kardeşler daha önce iki kez ‘Altın Palmiye’ye layık görüldü. “La Fille Inconnue” adlı yeni filmleri, yardım etmesi gerektiği halde bunu yapmamakla suçlanan bir kadın doktorun hikayesini anlatıyor.
Fotoğraf: Festival de Cannes
Ken Loach
İngiliz yönetmen Ken Loach da daha önce Altın Palmiye kazanan usta yönetmenlerden. Son filminin adı “I, Daniel Blake”. Loach ‘işçi sınıfının yönetmeni’ olarak bilinir. Bu filminde kalp krizi geçirdikten sonra hayata yeniden tutunmaya çalışan 59 yaşındaki Daniel’in hikayesini anlatıyor. İki çocuk annesi bir kadın da ona bu konuda yardımcı oluyor.
Fotoğraf: Festival de Cannes
Cristian Mungiu
Kürtaj konulu sarsıcı draması “4 Ay, 3 Hafta ve 2 gün” ile 2007 yılında Altın Palmiye kazanan Rumen yönetmen Cristian Mungiu da Cannes’a aşina isimlerden. Son filmi, “Bacalaureat” hayatını kızının eğitimine adayan bir babanın hikayesini anlatıyor. Ancak sınavlar öncesi kızının başına beklenmedik işler geliyor.
Fotoğraf: Festival de Cannes
Asghar Farhadi
İranlı yönetmen Asghar Farhadi yeni tamamladığı son filmi “Forushande” ile yarışma bölümündeki 21 film arasına girmeyi başardı. Oscar ve 2011'de Berlinale'de Altın Ayı kazanmış olan yönetmenin Cannes'da yarışan filmininin konusunu genç bir çiftin dramatik olayların derinden değiştirdiği ilişkileri oluşturuyor.
Fotoğraf: Festival de Cannes
Olivier Assayas
Olivier Assayas Cannes’da yarışan dört Fransız yönetmenden biri. “Personal Shopper” adlı filmi günümüz Paris'inde geçen modern bir hayalet hikayesi. Kristin Stewart filmde işinden memnun olmayan ve ölen ikiz erkek kardeşinin özlemini duyan bir kadını canlandırıyor.
Fotoğraf: Festival de Cannes
Jim Jarmusch
Jim Jarmusch Altın Palmiye için yarışan 3 ABD’li yönetmenden biri. 1993’te “En İyi Kısa Film” dalında Altın Palmiye alan ünlü yönetmenin son filmi “Paterson” adını taşıyor. Filmde New Jersey’deki bir otobüs şoförünün (Adam Driver) günlük hayatı beyaz perdeye taşınmış. Güncel akış her gün aynı ama yine de farklı.
Fotoğraf: Festival de Cannes
Jeff Nichols
Jeff Nichols herkese nasip olmayanı başardı. Bundan sadece 3 ay önce Berlinale'de yarışan ABD’li yönetmen şimdi bir diğer büyük festivalde de yarışma onuruna sahip. Yönetmen “Loving” adlı filminde 1967’deki “Loving v. Virginia” davasından bahsediyor. O dönem ABD’nin Virginia eyaletinde ‘ırklararası’ evlilik yasağı yürürlükten kaldırılmıştı.
Fotoğraf: Festival de Cannes
Sean Penn
Sean Penn’in yönettiği beşinci film Cannes’daki güçlü yapımlar arasında sayılabilir. Penn'in “The Last Face” adlı filminin konusu, savaş ve felaketlere sahne olan Afrika ülkeleri Sudan ve Liberya’dan. Drama türündeki filmde, bir yardım görevlisiyle (Charlize Theron) bir doktorun (Javier Bardem) karşılaşması anlatılıyor.
Fotoğraf: Festival de Cannes
Paul Verhoeven
1992 tarihli “Temel İçgüdü” filmiyle dünya çapında ün kazanan Hollanda asıllı yönetmen Paul Verhoeven son yıllarda daha çok Hollywood’ta çalıştı. Ancak Verhoeven Alman-Fransız ortak yapımı “Elle” adlı filmi ile Avrupa’ya geri döndü. Gerilim türündeki filmde Isabelle Huppert, maskeli bir saldırganın tehdidine maruz kalan bir kadını oynuyor.
Fotoğraf: Festival de Cannes
Nicolas Winding Refn
Danimarkalı yönetmen Nicolas Winding Refn, kült statüsüne ulaşan ABD filmi “Drive”ı çektikten sonra dünya sinema endüstrisinin en çok ilgi gören isimlerinden birine dönüştü. Festivaldeki filmi “The Neon Demon” büyük bir ticari başarı vaat ediyor. Film, Los Angeles’ta moda endüstrisinde çalışan bir mankenin tecrübelerini anlatıyor. “The Neon Demon” bir Amazon yapımı.