CHP Özgür Özel'e saldırının ardından ne yapacak?
5 Mayıs 2025
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e İstanbul'da DEM Parti Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in anma töreninde yapılan saldırının siyasette zaten yüksek olan tansiyonu ne şekilde etkileyeceği tartışılıyor.
Özel, Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) dün düzenlenen anma töreni sonrası yumruklu saldırıya uğramış, saldırgan Selçuk Tengioğlu'nun da 2004'te çocuklarını öldüren ve 2020'de serbest kalan bir hükümlü olduğu ortaya çıkmıştı.
CHP bundan sonra ne yapacak?
Saldırı sonrası Özel ilk açıklamasında Sırrı Süreyya Önder'in cenaze günü olduğunu hatırlatarak çok yüksek tonda bir çıkış yapmadı, ancak sonraki söylemlerinde üslubunu biraz daha netleştirdi.
Özel, akşam saatlerinde İstanbul'dan ayrılmadan önce CHP İstanbul İl Başkanlığı binası önünde toplanan yurttaşlara "Gün buradan bir husumet, bir kin, bir kavga çıkarma günü değildir ama herkes şunu bilsin ki gün de bırakın bir yumrukla ister kurşunla ister tankla, topla, tüfekle CHP'yi ve Genel Başkanını sindirme günü de değildir” diye seslendi.
DW Türkçe'ye konuşan parti yönetiminden bir isim Özel'in Ankara'da genel merkezdeki konuşmasında kullandığı "Bir santim eğilmeyiz, bir adım geri atmayız. Biz bir santim eğilirsek bunlar bu millete diz çöktürürler, asla sinmeyeceğiz, biz kazanacağız, Türkiye kazanacak" ifadesine dikkat çekerek toplumsal muhalefette geri adım olmayacağını belirtiyor.
Saldırıyı gerçekleştiren kişi, gerçekleştirme biçimi ve olası azmettiricilerle ilgili ortada çok fazla soru işareti bulunduğunu düşünen parti yönetimi, her ne kadar sonucuna çok güvenilmese de soruşturmanın beklenmesi gerektiğini belirtiyor. Ancak CHP'li yetkililere göre; ilk ifadesinde çelişkili ve şüpheli sözler sarf eden saldırganın bir azmettiricisi olduğu kesin ve saldırı bir kurgunun parçası.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan saldırının ardından Özgür Özel'i telefonla arayarak geçmiş olsun dileğinde bulundu.
Özel'e yönelik eylemi "çirkin bir saldırı" olarak niteleyen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "(Cumhurbaşkanı Erdoğan) CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'i telefonla arayarak geçmiş olsun temennilerini ifade etmiş, olayın tüm yönleriyle açığa çıkarılması için süreci yakından takip ettiğini belirtmişlerdir. Saldırıya dair tahkikat derhal başlatılmış, saldırıyı gerçekleştiren şahıs gözaltına alınmıştır" açıklamasını yaptı.
CHP'nin miting programı ise aynı şekilde devam edecek. Yozgat ve Konya'daki mitinglerin ardından 7 Mayıs'ta İstanbul Beyazıt'ta, 10 Mayıs'ta Van'da, 19 Mayıs'ta ise İzmir'de miting düzenlenecek.
Siyasette tansiyon bundan sonra daha da çıkar mı?
Siyaset İletişim Danışmanı Suat Özçelebi, dün Özel'i telefonla arayan Erdoğan'ın geçen hafta "CHP'de cumhurbaşkanlığı yolunda telef olanlar" ifadesini kullandığını hatırlatarak bu sözün Türkiye'de artık siyasi literatüre maalesef girdiğini belirtiyor ve son saldırı için şunları kaydediyor:
"Bu tür saldırıların illaki azmettirilmesi gerekmiyor ki bu süreçte azmettirici olabileceği şüphesi herkeste var. Ama asıl büyük problem bu söylemin, bu siyaset tarzının yarattığı iklim. Geçmişte de benzer saldırılar siyasilere, gazetecilere yapıldı. Bunu bence Türkiye'de siyasetin maalesef otokratik yöneliminin bir yansıması olarak düşünmek lazım."
Özçelebi, bu saldırının "cezasızlık kültürünü" gündeme getirdiğini de söyleyerek CHP'nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na saldıran kişinin daha sonradan elinin öpülmesi ve haberlere çıkarılmasının bu kültürün bir sonucu olduğunu ve son saldırının bu boyutla da ele alınması gerektiğini vurguluyor.
Bu arada Erdoğan'ın Özel'i telefonla araması bazı kesimlerde iktidarın "İmamoğlu'nu unutturarak yeniden normalleşme mi istediği" sorularına da yol açtı. Uzmanlara göre zaman zaman atılan bazı olumlu adımlardan yola çıkarak büyük tabloya dair iyimser olmak çok zor.
Özçelebi, muhalefetin bazı kesimlerinde Cumhur İttifakı üyelerinin olumlu bir hareket ya da açıklamasına "dört elle sarılma yanılgısı" bulunduğunu belirterek şöyle konuşuyor:
"Türkiye'de 15,5 milyon insanın Cumhurbaşkanı adayı cezaevinde. Ortada bir iddianame yok ve İmamoğlu bütün kadrosuyla bir suç örgütü lideri muamelesi görüyor, her türlü manipülasyon yapılıyor. Yani bir telefonun, bir geçmiş olsun sözünün bu gerçekliğin hiçbir şekilde hiçbir tarafını ortadan kaldırmadığını unutmamak gerekir."
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de saldırıyla ilgili yazılı açıklamasında CHP ve Özgür Özel'in isimlerini anmaması dikkat çekti. Bahçeli "fiziki saldırıya uğrayan bir siyasi kurumun yöneticisine öncelikle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum" derken "Menfur ve melun saldırının tüm boyutlarıyla araştırılıp tetkik ve tahkik etaplarının ikmal edilerek şayet varsa ardındaki esrar perdesinin aralanması siyasi ve toplumsal huzur adına zorunluluktur" ifadelerini de kullandı.
Saldırı toplumsal muhalefete de mi mesaj?
Saldırının ardından yapılan yorumların işaret ettiği başka bir husus da yumruğun sadece CHP liderini değil toplumsal muhalefeti de hedef aldığı yönünde oldu.
19 Mart'ta Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından CHP haftada iki kez halk mitingleri yapma kararı alarak Özel'in deyimiyle "AKP'ye karşı tüm demokratları" aynı muhalefet şemsiyesi altında toplamaya çalışıyor. Anketlere göre İmamoğlu'nun tutuklanmasını doğru bulmayan seçmenlerin oranının giderek yükseldiği belirtiliyor.
Özçelebi, artık muhalefetin "gittikçe kıskaca alınacağı ve otokratik bir yapının içinde siyaset yapmak zorunda kalacağı" yorumu yaparak sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Burada artık kimse tek başına bırakılamaz. Çünkü bu saldırı ana muhalefet partisinin liderine bile dokunulacağını gösteren bir şey bu. Yani bırakın herhangi bir siyasetçiyi, buradaki en ağır mesaj; 'biz ana muhalefet partisi lideri bile olsanız size dokunuruz.' Bunu gelecekte daha kötüye gidecek olan süreci bir merhalesi olarak görüyorum."
Bu arada Özgür Özel Çarşamba günü öğrencilere İstanbul Beyazıt'ta toplanma çağrısı yaptı.
Özçelebi, CHP mitinglerinde kullanılan "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganının içi boş bir slogan olmadığını söyleyerek bunun bütün muhalefetin bir manifestosu olduğunu düşünüyor.
Toplumsal muhalefetin 19 Mart'tan bu yana korkularını ve kaygılarını bir kenara bırakarak seslerini yükseltmeye başladığını ifade eden Özçelebi, "Korku anlık bir şeydir. Ama kaygıdan kurtulduğunuzda süreklilik sağlıyorsunuz. Bu saldırı ile ise şu anda yine toplumda korku ve kaygının birlikte oluşmasına en üstten oynanıyor. Bu mesaj ana muhalefet partisi lideri üzerinden veriliyor."
Bu arada İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş da babası ve MHP'nin kurucu lideri Alparslan Türkeş'in kabrini 3 Mayıs günü ziyaret etmek istediği sırada bir grup MHP'linin saldırısına uğradı. Şoförü ve koruması hastaneye kaldırılan Ayyüce Türkeş Taş, uzun süre anıt mezarda bekledikten sonra Çevik Kuvvet ekiplerinin olay yerine gelmesinin ardından bölgeden ayrılabildi.
Yeni infaz düzenlemesi zorlaşır mı?
Özgür Özel'e saldırgan kişinin eski bir hükümlü olması ve 2020'de serbest kalması hazırlıkları sürdürülen yeni infaz düzenlemesini de tartışmaya açıp açmayacağı merak konusu.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve aynı zamanda hukukçu olan Mansur Yavaş son konuşmasında "Tweet atanları ve öğrencileri hapse atarsanız, cezaevlerinde yer kalmaz. O zaman da siyasileri içeri atmak için, hiçbir zaman güneş dahi görmemesi gereken azılı katili dışarı salarsınız" yorumu yapmıştı.
TBMM'ye yakında sunulması beklenilen 10. Yargı Paketi içinde olabileceği ya da ayrı gelebileceği konuşulan düzenleme kapsamında Adalet Bakanlığının belli suçlar için infaz sürelerinde değişiklik yapılması, cezaevlerinde yoğunluğu azaltmak amacıyla denetimli serbestlik süresinin 3 yıla çıkarılması, mükerrer suçlarda infaz indiriminin kaldırılması gibi alanlarda çalıştığı haberlere yansımıştı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile görüşen DEM Parti heyeti de son çözüm süreci kapsamında yargı alanında çeşitli konu başlıklarında bazı düzenlemeler talep etmişti.