1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

CHP Kurultayı'na yönelik dava 30 Haziran'a ertelendi

26 Mayıs 2025

CHP 38. Olağan Kurultayı'nın iptali ve parti yönetiminin görevden uzaklaştırılması talebiyle açılan davada mahkeme ihtiyati tedbir taleplerini reddetti. Bir sonraki duruşma 30 Haziran'da.

4-5 Kasım 2023 tarıhlerinde düzenlenen 38. Olağan Kurultay
4-5 Kasım 2023 tarıhlerinde düzenlenen 38. Olağan Kurultayı'da Özgür Özel genel başkan seçilmişti. Fotoğraf: DHA

CHP'nin 4-5 Kasım 2023'teki 38. Olağan Kurultayı'nın iptali ve yetkili kurullarının görevden uzaklaştırılması talebiyle açılan davanın ikinci duruşması Pazartesi günü görüldü. Savunmaların ardından duruşmada ihtiyati tedbir talepleri reddedildi. CHP Genel Merkezine müzekkere yazılarak 4-5 Kasım'daki parti tüzüğünün istenmesine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturmadaki tüm belgelerin istenmesine karar verilirken bir sonraki duruşmanın 30 Haziran'da görülmesi kararlaştırıldı.

CHP'den ihraç edilen eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile delegeler Yılmaz Özkanat, Hatip Karaaslan ve Kamile Bahar Önal'ın, 38. Olağan Kurultayı'nın iptali ve yetkili kurullarının görevden uzaklaştırılması talebiyle ayrı mahkemelerde açtığı dava Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde birleştirilmişti.

Davada CHP vekillerince dosyaya sunulan cevap dilekçesi okundu. Dilekçede davacının aktif husumet ehliyeti ve hukuki yararının bulunmadığı, davacılardan Yılmaz Özkanat'ın 2021'de tedbirli olarak disipline sevk edildiği ve bu yüzden üyelikten kaynaklanan haklarını kullanmayacağı ve delege olamayacağı belirtildi. Seçimlerin iptalinin adliye mahkemelerinden talep edilemeyeceği, kurultay ile ilgili bir usulsüzlük olmadığı, iddiaların gerçek dışı olduğu ifade edilerek davanın reddi istendi.

Kurultay soruşturmasına ilişkin yazılan müzekkereye Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yanıt vermediği de ifade edildi.

Kamu düzeni vurgusu

Duruşmada ilk olarak söz alan avukat Onur Üregen, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından konuya ilişkin olarak ceza soruşturması başlatılmasının "Kurultay'ın iradesinin sakat olduğunu" gösterdiğini savunarak, "9 vekilin dosyası ayrılarak Parlamenter Suçlar Bürosu'na gönderilmiştir. Burada Kemal Kılıçdaroğlu mağdur sıfatıyla, müvekkilim Lütfü Savaş müşteki sıfatıyla yer almıştır. Soruşturmanın varlığı yalnızca dosyanın ciddiyetini göstermekle kalmamakta aynı zamanda yargılamanın toplumsal etkisini de gözler önüne sermektedir. Tarafımızca sunulan deliller, alınan beyanlar birlikte değerlendirildiğinde dosyanın tekemmül ettiği kanaatine varılmıştır" ifadelerini kullandı.

Üregen sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dosyada ileri sunulan hususlar somut gerçeklere dayanmaktadır. İleri sürülen iddialar tartışmadan uzak, açık ve belirgindir. Dava konusu olayın kamu düzenini sarsacak etkiler doğuracağı açıktır ve Kurultay iradesi net bir şekilde sakatlanmıştır. Bu nedenle yargılamanın uzatılması değil bir an evvel sonuçlandırılması hukuk güvenliği açısından da zorunludur."

"Karar mercii YSK'dır"

Kurultayda "bir sakatlık bulunmadığını" belirten CHP Genel Merkezi'nin avukatı Çağlar Çağlayan ise olağanüstü kurultayın iptalinin siyasi partiler hukukuna da aykırı olduğunu vurguladı.

Çağlayan, "Orada da yine bir seçim yapılmıştır ve sonuç ortadadır. Anlaşılan odur ki ne kadar seçim yapılırsa o kadar dava açılacaktır. Olağanüstü Kurultayın iptalini talep edip bir önceki kurultayda ki yönetimin yönetime gelmesinin talep edilmesinin hukukta herhangi bir karşılığı bulunmamaktadır. Kurultay başvurusu YSK'ya yapılır ve bunun usule uygun olup olmadığı kararı YSK'dadır. Haliyle bu dava bakımından da mahkeme değil YSK görevlidir. Bu bağlamda usulen de davanın reddi gerekir" diye konuştu.

"Biz bu dosyada bir delil görememekteyiz" diyen Çağlayan, davaların reddini istedi.

CHP avukatlarından Mehmet Can Keysan da, "Davanın esası hakkında tedbir kararı tartışması olup bu talebin de reddi gerekmektedir. Birleşen ve esas davalarının hepsinin reddedilmesini isteriz" dedi.

Özel: CHP'yi tartışmaya açmaya çalışıyorlar

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, söz konusu davaya ilişkin yaptığı açıklamada, "Bu duruşmalar sonuç odaklı değil, süreç odaklı duruşmalar. CHP'yi tartıştırmaya, CHP'yi karıştırmaya çalışıyorlar. Bu işlerin sürecinden istifade ediyorlar" ifadelerini kullandı.

38. Olağan Kurultayı, "Herkesin gözünün önünde olmuş bir kurultay" olarak nitelendiren Özel, "Cep telefonu dağıtılmış dendi, o gün de cep telefonlarımızın sinyali, markası belliydi, bugün de. Bir tane ispat bulunmayan, saçma sapan konularda, üç beş meczubun lafıyla süreç yürütüyor birileri. Ben mahkemeye, tutumlara bir şey diyecek değilim. En sonunda hak yerini bulur, ben bunun sonucundan endişeli değilim" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Özgür ÖzelFotoğraf: ANKA

Tanal: Davayı açanlar AKP ile birlikte hareket edenler

CHP Parti Meclisi üyesi ve Şanlıurfa milletvekili Mahmut Tanal da duruşmanın ardından yaptığı açıklamada, Üregen'in "kamu düzeni" vurgusuna atıfla, "Dava dilekçesinde davacı tarafın avukatı açıkça şunu söyledi: 'Bu düzen, kamu düzeni.' CHP'nin kadrolarının etkin bir şekilde çalışması ve seçilmesi kimin lehine, kimin aleyhine olur? AKP'nin düzenini bozduğu için netice itibarıyla öncelikle bu davanın AKP'nin güdümünde yürüdüğünün açık ve net göstergesi" diye konuştu.

CHP'nin bizzat kamu düzenini oturtmak ve yürütmek için kurultayını yaptığını ifade eden Tanal, davanın tamamen "siyasi amaçlı" olduğunu savundu.

"AKP'nin düzenini, CHP'nin bu kurultayı rahatsız ettiği için bu dava temcit pilavı gibi böyle canlı tutuyor. O tarafta müşteki olanları burada tanık gösteriyorlar. Bu hukukta kabul edilir bir durum değil" diyen Tanal sözlerini şöyle sürdürdü: "Yani bu resmen bir kumpas davası. Bu bir kumpastır. AKP'nin düzeni bozulduğu için bu dava gündeme gelmiş. Bu davayı açanlar, AKP ile birlikte hareket edenlerdir."

Anka,DW/SÖ,BÖ

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?