CHP kurultay davası ertelendi, şimdi ne olacak?
15 Eylül 2025
CHP'nin 38'inci Olağan Kurultayı'nın iptaline yönelik davanın 24 Ekim'e ertelenmesi CHP yönetiminde ilk tepki olarak olumlu bir gelişme olarak görüldü. Ancak aylardır devam eden ve hukuk ile siyasetin iç içe girdiği tartışmalar henüz sonlanmış değil.
CHP'nin Merkez Yönetim Kurulu Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında duruşmanın başladığı saatlerde parti genel merkezinde toplandı, üyeler davayı toplantıdan takip etti.
Erteleme kararının gelmesinin ardından parti yetkilileri tarafından yapılan ilk değerlendirmelerde mahkemenin kararının doğru yönde olduğu belirtilerek 21 Eylül Pazar günü yapılacak olan olağanüstü kurultayın yapılmasının önünde de şu anda bir engel kalmadığı vurgulandı.
Partinin üst düzey hukukçu bir kurmayı DW Türkçe'ye yaptığı ilk değerlendirmede aslında bu davanın reddi gerektiğini ancak yine de "doğru ve usule uygun ara kararlar olduğu" yorumunu yaptı. Duruşmadan "mutlak butlan" kararı çıkmaması da parti genel merkezini bir nebze olsun rahatlattı.
CHP'yi uzun bir süreç bekliyor
Bununla birlikte CHP'nin önünde halen uzun ve karmaşık bir hukuki süreç bulunuyor.
Olağan kurultay sürecinde 24 Ekim'e kadar il kongrelerinin bitirilmesi ve olağan kurultayın Kasım ayı içinde yeni delegelerle yapılması planlanıyor. Normal seçim takvimine göre 5 Ekim'de ilçe seçimlerinin tamamlanması, 11 Ekim'de il kongrelerinin başlaması ve 5 Kasım'da bitirilmesi öngörülüyordu.
CHP'nin 4-5 Kasım 2023 tarihinde gerçekleştirilen 38. Olağan Kurultayı'na ilişkin "oylamaya hile karıştırma" suçlamasıyla açılan ceza davası süreci de halen devam ediyor. Kurultay sırasında "para karşılığı oy kullandırıldığı" iddialarını temel alan davanın bir sonraki duruşması 4 Kasım'da Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
Bu ceza davasında iddianameye göre "şüpheli" sıfatıyla Ekrem İmamoğlu, Cemil Tugay, Özgür Çelik, Rıza Akpolat, Erkan Aydın, Serhat Can Eş ve kurultay divan üyeleri ve parti yetkilileri olan 6 kişi daha yer alıyor.
Uğur Poyraz: At ölür, padişah ölür, ben ölürüm
CHP ana kurultay davası ile ilgili erteleme kararı hukukçular arasında da hem hukuki hem de siyasi açıdan yorumlanıyor.
DW Türkçe'ye konuşan Uğur Poyraz erteleme kararını değerlendirerek, hakimin halen delil topladığını belirtiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Aslında hakim dava hakkında kendini karar vermeye yeterli görse bunların hiçbirini talep etmeden de davayı bitirebilir. Bu noktada şu önemli; konuya bir hukukçu olarak mı bakılıyor yoksa siyasetin vesayetindeki bir yargı olarak mı? Hukukçu gözüyle bakarsanız böyle bir davanın en baştan reddi gerekirdi."
Poyraz ayrıca şu yorumu yapıyor:
"Mahkeme hakimi gördüğüm kadarıyla siyasetin baskısını üstünde hissederken zaman kazanmak için böyle bir karar verdi. Ben 24 Ekim'de de yine erteleme bekliyorum. Sürecin uzamasına oynuyor gibi geliyor bana. Fıkradaki gibi; ‘at ölür, padişah ölür, ben ölürüm” demiş ya adam. O misal."
Poyraz, seçim sürecine ilişkin işlemleri yürütme yetkisinin Yüksek Seçim Kurulu'nda olduğunu vurgulayarakYüksek Seçik Kurulu'nun (YSK) verdiği kararların kesin olduğunu da hatırlatıyor. Aslında bu dosyada "dava şartı yokluğu" bulunduğunu, yani bir davanın görülebilmesi için öncelikle "hukuken uygun açılmış ve yürütülebilir" nitelikte olması gerektiğini belirten Poyraz, Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz'ın 2017 referandumunun iptali için açtığı davanın bu nedenle reddedildiğini söylüyor.
Kemal Kılıçdaroğlu cephesi nasıl karşıladı?
Davadan çıkan erteleme kararı eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu cephesinde ise farklı şekilde yankılandı.
Duruşma sonrası açıklama yapan Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, Kılıçdaroğlu'nun CHP iradesine zarar vermemek için sessiz kaldığını söyleyerek "Yürütülen süreçlerle ilgisi ve bilgisi olmadı, uzak durmaya çalıştı ancak anlaşılmadı" ifadelerini kullandı.
Çelik, daha sonra şunları kaydetti:
"Genel başkanın partiye zarar vermeme iradesinin olacağının bilinmesi lazım. Mutlak butlanın çıkmasıyla genel merkeze gideceği şeklinde ahlaksızca açıklamalar yapıldı ama genel başkanımızın gündemi değildir. Dava onun tarafından açılmadı. Yürütülen süreçlerle ilgisi ve bilgisi olmadı, uzak durmaya çalıştı ancak anlaşılmadı."
Kılıçdaroğlu ve yakınlarının "kurultay davasıyla hiçbir ilgisi bulunmadığını" ileri süren Çelik, "Dava süreciyle ilgili bir beklentimiz de yok, bir değerlendirmemiz de yok. Sayın Genel Başkan'ın çıkması olası kararlara ilişkin değerlendirmesi veya beklentisi bulunmuyor. Ne isteniyor Kılıçdaroğlu'ndan? 'Mutlak butlan' ile ilgili değerlendirme yapması olasılığı yok. Bunu dava açanlara soracaksınız. Genel Başkanımız parti içi tartışmalardan uzak durmaya çalışıyor" dedi.
CHP kurultaylara hazırlanıyor
Karar sonrası konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik şunları kaydetti:
"Beklediğimiz karar reddi yönündeydi. 24 Ekim'e bir erteleme yapıldı. Bu süre içerisinde Olağanüstü İstanbul İl Kongresi, Olağan İstanbul İl Kongresi'ni gerçekleştireceğiz. Olağanüstü Kurultay'ımızı gerçekleştireceğiz. Türkiye'nin gerçek sorunlarını dile getirmeye devam edeceğiz. Sayın Genel Başkanımızın öncülüğünde parti programımız hazırlanıyor. Toplum sorunlarına çözümler üretecek bir iktidar programı hazırlamaya devam edeceğiz."
MYK toplantısının sonrasında konuşan Parti Sözcüsü Deniz Yücel ise planlandığı gibi 21 Eylül'de olağanüstü kongrenin, 24 Eylül'de de İstanbul il kongresinin yapılacağını duyurdu.
Mahkemenin bazı usulü eksiklikler nedeniyle duruşmayı ertelediğini ve bu eksiklerin giderilmesi konusunda ara karar oluşturduğunu söylen Yücel, "Davacıların tedbir talepleri, daha önce 9 kez reddedildiği gibi bugün 10. kez reddedilmiştir" dedi.
Yücel, bu davayı açan kişinin, yani Hatay eski Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfi Savaş'ın davayı açmadan çok önce işlediği bir parti suçu nedeniyle ihraç edildiğini söyleyerek, Savaş'ın davayı açtığı tarihte CHP üyesi olmadığını, dolayısıyla Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre taraf sıfatı, husumet ehliyeti, yani bu davayı açma hakkı bulunmadığını belirtti.
"Bu davaları açanlar CHP'li değil, üyemiz değil, karşımızda CHP'liler yok, iktidarın aparatları var" diyen Yücel, CHP ana kurultay davasının hukuken "reddedilmeye mahkum" olduğu yorumu yaptı.