CHP kurultay davasında nasıl bir yol izleyecek?
1 Temmuz 2025
Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 38'inci Olağan Kurultayı'nın iptali talebiyle açılan davanın dün yapılan duruşmasında davanın 8 Eylül'e ertelenmesi kararı çıkarken, CHP yönetimi yaz aylarında bu konuyu değil halkın önemli sorunlarını gündeme taşıyacak bir yol izlemeyi hedefliyor.
Parti yönetimi daha önce savunduğu şekilde davanın hukuki zeminde zayıf olduğunu ve "mutlak butlan" kararının çıkmasının zor olduğunu vurguluyor.
Partinin üst düzey kurmaylarına göre davanın Eylül ayına ertelenmesindeki ana amaç CHP'de bu konunun daha çok tartışma yaratmasını sağlamak ve böylelikle halkın gözünde CHP'yi hep "iç çekişmelere" sahne olan bir parti olarak göstermek.
Duruşmanın hemen öncesinde AKP'nin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Temsilcisi Recep Özel'in yaptığı açıklamanın çok kritik olduğuna dikkat çeken bazı partililer, iktidarın da kendi içinde bu süreçten bir karar çıkmasını beklemediğini, çünkü o durumda Türkiye'deki seçim sisteminin tümüyle sorgulanabileceğini iktidar içindeki makul insanların görebildiğini belirtiyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de duruşma sonrasındaki ilk açıklamasında "Partimize dönük hiçbir kumpas, 19 Mart Darbesi'nden bağımsız değildir. Bugünkü duruşmanın da sonuç odaklı değil, partimizi tartıştırmaya, iktidar yürüyüşümüzü kesmeye, mücadele azmimizi kırmaya yönelik süreç odaklı bir siyasi operasyon olduğu ortadadır" dedi.
Yeni duruşma tarihinin CHP'nin 102'nci kuruluş yıldönümü olan 9 Eylül'den bir gün önceye denk gelmesi de parti kulislerinde yankılanırken, 9 Eylül için Ankara'da geniş katılımlı yapılacak toplantılar sırasında mahkeme kararının açıklanmasının daha hassas bir süreç olacağı belirtiliyor.
Olağan kurultay takvimi öne çekilir mi?
Partide ve bazı hukukçular arasındaki görüşe göre, 8 Eylül'de gelebilecek olumsuz bir kararı önlemenin yolu olağan kurultay sürecini başlatmak olabilir.
DW Türkçe'ye konuşan hukukçu Bülent Yücetürk, CHP'nin 8 Eylül 2025'e ertelenen dava sürecine karşı önlem olarak derhal olağan kurultay sürecine girilmesi ve delege seçimlerine başlanması gerektiğini savunuyor.
Yücetürk, mahkemenin davayı reddetmeyip yeni duruşma günü vererek bu tartışmaların devam etmesinin önünü açtığını, tartışmaların Eylül ayına kadar uzamasını sağladığını söyleyerek, şunları kaydediyor:
"Bu davanın hukuk çerçevesinde ele alınıp konuşulması hukuk bilimine hakaret sayılır. Çünkü siyasi partilerin, kongrelerinin mutlak butlan sebebiyle iptali bizim hukuk sistemimizin öngördüğü bir durum değil."
Hukuk sisteminde "mutlak butlan" denilen düzenlemenin daha çok medeni hukuk, aile hukuku ve sözleşme hukukunda uygulanan bir durum olduğunu söyleyen Yücetürk, "Ama bu durumda dahi mahkeme böyle bir karar verse bile o işlemi geçersiz kılıp bir önceki duruma dönülmez. Yani diyelim ki CHP kongresiyle ilgili mutlak butlan sebepleri vardı, mahkeme kurultayı iptal etti. İptal ettiğinde otomatik olarak eski hale dönülmez" diyor.
Mahkemenin çağrı heyeti atayabileceğini ve onun da partiyi kurultaya götürmek durumunda olacağını söyleyen Yücetürk'e göre, buna karşılık olarak parti yönetiminin başlatacağı bir olağan kurultay takvimi koruma kalkanı olabilir.
Ancak DW Türkçe'ye konuşan bir üst düzey yetkili bu konunun gündemlerinde olmadığını belirtirken, bu aşamada yeni bir olağanüstü kurultay ihtimalinin de konuşulmadığını kaydetti.
CHP'nin 38'inci Olağan Kurultayı 4-5 Kasım 2023'te yapılmış ve Özgür Özel genel başkan seçilmişti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından ise partiye kayyum atanması riskine karşılık 6 Nisan 2025'te Olağanüstü Kurultay düzenlenmişti.
CHP tüzüğüne göre, olağan kurultaylar en geç üç yılda bir yapılıyor. Ancak parti yönetiminin kararıyla bu süre iki yıla indirilebiliyor veya belirli koşullarda bir yıl kadar esnetilebiliyor.
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun seçim kampanyasına ilişkin hazırlıklar sürerken, CHP'nin parti programı için düzenlenmesi planlanan kurultayın da Eylül ayında yapılması hedefleniyor. Üst düzey bir yetkili 8 Eylül'deki duruşmanın planları değiştirmeyeceğini söyleyerek, "Dava bizim gündemimizi işgal etmeyecek. Kurultay kendi programına göre takvimlenecek. Davaya bağlı olarak değil" diye konuştu.
CHP polemiklerden sıyrılabilecek mi?
Peki aylardır yargı kıskacı altındaki CHP Eylül'e kadar nasıl bir politika izleyecek ve ne yapmalı?
Parti son haftalarda yoğunlaşan, bilhassa "mutlak butlan" ve "kayyum" ihtimalleri etrafında dönen ve eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu da içine alan polemiklerden mümkün olduğunca sıyrılmayı hedefliyor. Bu amaçla partililere kendi içlerinde özellikle de sosyal medya mecralarında gereksiz tartışmalara girmemeleri telkininde bulunulacak.
Datça Belediyesi sosyal medya yöneticisi Osman Akın'ın işine son verilmesi de bu hedefin ilk adımlarından biri olarak görülüyor.
Duruşma öncesi CHP'de kurultay davası tartışmaları sürdüğü sırada sosyal medyada bir kullanıcı "Kılıçdaroğlu bu saçmalıktan vazgeçerse kendisine şort ve güneş kremi de dahil Datça'da 10 günlük yarım pansiyon tatil hediye edeceğim" paylaşımı yapmış; Datça Belediyesi ise "Maalesef doluyuz" diyerek yanıt vermişti. Bunun üzerine belediyenin hesaplarını yöneten Osman Akın'ın işine son verilmişti.
IstanPol Direktörü ve Mercator-IPC Araştırmacısı Seren Selvin Korkmaz, CHP'nin bundan sonra enerjisini halkın iktidara da oy veren farklı kesimlerine ulaşmasının yollarını bulmaya harcaması gerektiğini söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"CHP, 19 Mart ve sonrasında kendi seçmenini konsolide etmiş durumda. Yani muhalif seçmen tabanı CHP'nin bir adaletsizliğe uğradığı konusunda hemfikir, burada bir problem yok. Bu şartlarda Kılıçdaroğlu ve ekibinin destek bulamaması, başarılı olamaması da bununla ilgili. Ama aynı zamanda AK Parti seçmeni de konsolide oldu. Mesele 'kararsız' ya da CHP'ye mesafeli kitleyi de ikna edebilmek."
Korkmaz, karşı kampı iknanın yolunun "yönetebilir olmaktan" geçtiğini, iktidarın da son operasyonlarıyla CHP'li belediyelerin yönetebilir imajını hedeflediğini belirterek, şöyle konuşuyor:
"İmamoğlu davasıyla ilgili çoğunluk adaletsiz olduğunu düşünüyor ama AK Parti ve MHP seçmenine baktığımızda üçte ikisi davanın siyasi olmadığını düşünüyor. Önümüzdeki sürece bakarsak; Orta Doğu'daki gerilimleri, Kürt meselesi ile ilgili süreci hesaba kattığımızda CHP'nin bu sorunları çözebileceği algısı bence henüz toplumda yerleşmiş değil."
CHP'nin büyük krizleri ve sorunları çözebilir imajı vermesi ve yaz aylarını böyle değerlendirmesi gerektiğini söyleyen Korkmaz, "CHP'nin yeniden gündem belirleyebilmesi, belki yeni dönemde yani Eylül'den itibaren Cumhurbaşkanlığı ofisi kampanyasıyla birlikte 'ben yönetebilirim' demesi, kendisini bu girdaptan çekip çıkarması lazım" diyor.