Chrome olmadan Google ne kadar değerli?
26 Kasım 2024ABD hükümeti, Google'dan dünyanın en yaygın kullanılan web tarayıcısı Chrome'u elinden çıkarmasını istiyor. Adalet Bakanlığı, Washington'da Google'a karşı açılan rekabet davasında bu tedbiri önerdi.
Ağustos ayında ABD'de bir bölge yargıcı, antitröst davasında Google'ın online aramalarda ve buna bağlı reklamcılıkta yasadışı bir tekel oluşturduğuna ve bu uğurda çeşitli kuruluşlara milyarlarca dolarlık ödemeler yaptığına hükmetmişti. Google'ın, kendi arama motorunun cihazlarda varsayılan seçenek olarak ayarlanmasını sağlamak için elektronik cihaz üreticilerine 26 milyar dolar ödediği öne sürülüyor.
ABD hükümeti, uzun zamandır ilk kez bir şirketi "yasadışı tekel oluşturmakla” suçluyor ve bunun önlenmesi için müeyyideler uygulanmasını talep ediyor.
Chrome'un Google için önemi
Chrome'u kaybetmek, şirket için muhtemelen büyük bir gerileme olacak. Dünya genelinde arama sorgularının neredeyse yüzde 90'ı Google üzerinden yapılırken, arama yapanların yüzde 60'ından fazlası da Chrome tarayıcısını kullanıyor.
Chrome aynı zamanda şirketin internete açılan kapısı konumunda. Zira Google, burada kendi ürünlerinin reklamını yapabiliyor ve müşteri sadakati oluşturabiliyor. Bu kapsamda, örneğin e-posta hizmeti olarak Gmail ya da yapay zekâ olarak ChatGPT'nin alternatifi olan Gemini'nin yaygın olarak kullanılması sağlanabiliyor.
Ancak Chrome, her şeyden önce Google'ın ana işinin önemli bir parçası: İnternet reklamcılığı. Çünkü başka bir tarayıcı kullanarak Google üzerinden yapılan bir arama sorgusunun aksine, Google Chrome ile çok daha fazla veri toplanabilir. Örneğin arama davranışı ve tercih edilen web siteleri hakkındaki veriler, Google reklamlarının, kullanıcı profillerine daha etkin bir şekilde uyarlanmasına yardımcı oluyor.
“Chrome düşerse, Google sallanır”
Reklamcılık, Google ve ana şirketi Alphabet için çok önemli. Aphabet, 2023 yılında reklamlardan 230 milyar dolardan fazla gelir elde etti. Bu rakam, 307 milyar dolar olan yıllık toplam gelirin yaklaşık yüzde 75'i anlamına geliyor.
DW'ye açıklamada bulunan dijital teknoloji uzmanı Nils Seebach, Chrome'suz Google'ın bu nedenle hayli zorlanacağını düşünüyor: “Chrome düşerse, Google sallanır. Mevcut yapısıyla Chrome, Google iş modelinin bir parçası ve tek başına ayakta kalması çok zor. Olası bir bölünme Alphabet için de bir stres testi olabilir. Böyle bir süreç, piyasa için olağanüstü bir olay olur.”
Rebalance Now adlı tekelcilik karşıtı kuruluştan Ulrich Müller ise olası bir bölünme kararını memnuniyetle karşılayacaklarının söylüyor. DW'ye konuşan Müller, Google'ın Chrome'dan ayrılmak zorunda kalması halinde, şirketin reklam gelirlerinde önemli bir düşüş bekliyor. Müller bu durumun “Google'ın yeniden hizmetlerinin kalitesi konusunda daha güçlü bir şekilde rekabet etmek zorunda kalmasına” yol açabileceğini söylüyor. Müller ayrıca bunun internet aramasında abonelikle finanse edilen arama motoru gibi alternatif iş modelleri için bir fırsat olabileceğine inanıyor.
Bir dijital danışmanlık şirketinin müdürü de olan dijital teknoloji uzmanı Nils Seebach için asıl belirleyici olan, sürecin ne kadar süreceği ve bölünmenin ne zamana kadar tamamlanacağı: “Belki de bugün bildiğimiz tarayıcılar ya da arama motorlarının o zamana kadar modası geçmiş olacak.”
Gelecek yaza kadar davadan bir karar çıkması beklenmiyor. Bu nedenle sürecin nasıl devam edeceği henüz belli değil. O zamana kadar Donald Trump, ABD Başkanı olarak resmen göreve başlamış olacak. Onun hükümetinin dava sürecindeki rotası çok farklı olabilir. Seçim kampanyası sırasında verdiği bir röportajda Trump, Google'ın parçalanmasına şüpheyle yaklaştığını ifade etmişti.
Tarihî dava
Ağustos ayında Google aleyhine verilen karar da ABD rekabet hukukunun 100 yıllık geleneğine dayanıyor. Rockefeller'in petrol tekeli Standard Oil, 1911 yılında parçalanmıştı. Rebalance Now'dan Müller, özellikle 1960'larda ve 70'lerin başında potansiyel tekellere çok eleştirel bakıldığını söylüyor. 1980'lerde neoliberal Chicago Okulu, şirketlerin verimli olması halinde büyük bir piyasa gücü yoğunlaşmasının kabul edilebilir olduğunu savundu. Bunun sonucunda yapısal önlemler, daha seyrek alınmaya başlandı.
Yine de telekomünikasyon grubu AT&T 1982 yılında bölündü. Microsoft da benzer bir tehditle karşı karşıya kaldı. 2001 yılında bir mahkeme, Microsoft'un tekelci olduğu gerekçesiyle parçalanmasına hükmetti. Windows işletim sistemi, kendi tarayıcısı Internet Explorer ile o kadar yakından bağlantılıydı ki, rakibi Netscape tarayıcı pazarının dışına itiliyordu. Microsoft temyize başvurdu ve dağılmayı önlemeyi başardı. Ancak şirket, sistemlerinin bazı bölümlerini rakiplerine açmak zorunda kaldı.