1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Cumhur İttifakı'nın 400 vekil hesabı tutacak mı?

19 Mayıs 2025

Bahçeli çözüm süreci için komisyon kurulmasını önerirken, diğer yandan Cumhur İttifakı milletvekili transferlerini sürdürüyor. Peki anayasa için 400'e ulaşabilecek mi?

TBMM'deki son sandalye dağılımına göre Cumhur İttifakı toplam 325 sandalyeye sahip. Solda MHP lideri Bahçeli, sağda da Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Erdoğan tokalaşırken görülüyor.
TBMM'deki son sandalye dağılımına göre AKP'nin 273, MHP'nin 47, HÜDA PAR'ın 4, DSP’nin 1 milletvekili var. Böylelikle Cumhur İttifakı sandalye sayısı toplam 325 oluyor.Fotoğraf: Mustafa Kamaci/AA/picture alliance

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yeni çözüm süreci ile ilgili TBMM'de 16 partinin katılımıyla bir komisyon kurulmasını önerirken, Cumhur İttifakı’nın anayasa değişikliğini Meclis’ten referandumsuz geçirebilmek için milletvekili transferlerini önümüzdeki dönemde de sürdürmesi bekleniyor.

Bahçeli, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 105. yıl dönümü vesilesiyle yaptığı yazılı açıklamada “Yeni Yüzyılın Terörsüz Türkiye Stratejisi” adı altında TBMM bünyesinde bir Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu kurulmasını teklif etti.

Komisyonun 100 üyeden oluşması ve TBMM’de temsil edilen 16 siyasi partinin tamamının temsil edilmesi gerektiğini belirten Bahçeli, her partinin en az bir üye ile temsil edilmesi; diğer üyelerin ise temsil oranlarına göre dağıtılmasını önerdi.

Salt çoğunluk ile yani yarının bir fazlası ile karar alacak olan komisyondaki temsiliyet eğer bu öneriye göre şekillenirse Cumhur İttifakı ve DEM Parti çoğunluğu kararların kabulü için yeterli olacak.

TBMM'de sandalye sayısı nasıl?

Bu arada AKP, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun inisiyatifiyle yürütülen politika kapsamında muhalif seçmenlerin oylarıyla seçilen bazı milletvekilleri dahil olmak üzere muhalefetten transferlere devam ediyor.

Son olarak Gelecek Partisi'nden Hasan Ekici AKP'ye geçti.

TBMM’nin toplam sandalye sayısı ise şu anda 592.Fotoğraf: Gülsen Solaker/DW

TBMM'de anayasa değişikliği için referanduma gerek kalmadan kabul için 400 milletvekilinin "evet" oyu gerekiyor. Referandumlu değişiklik için ise 360 oy yeterli.

Ancak kamuoyu yoklamalarına göre şu dönem Cumhur İttifakı’nın toplumsal desteği toplamda yüzde 40 civarında seyrettiği için referandumda başarı sağlama ihtimali zayıf görülüyor. Bu nedenle nihai amaç değişikliği 400 vekilin evet oyuna ulaşarak referandumsuz geçirmek.

Bu çerçevede transferlere ağırlık veriliyor ve 7’si İYİ Parti’den, 3’ü Gelecek Partisi'nden, 1'i de Yeniden Refah Partisi'nden olmak üzere 11 milletvekili şimdiye kadar AKP’ye geçti.

TBMM'deki son sandalye dağılımına göre, AKP'nin 273, MHP'nin 47, HÜDA PAR'ın 4, Demokratik Sol Parti’nin 1 milletvekili var. Böylelikle Cumhur İttifakı sandalye sayısı toplam 325 oluyor. Ancak Kasım 2024’te MHP’den istifa ettirilen ve şu anda teknik olarak bağımsız olan 3 MHP’li milletvekili Basri Sönmez, İsmail Akgül ve Mustafa Demir de bu toplama eklenecek olursa Cumhur İttifakı 328’e ulaşıyor.

İktidarın çözüm sürecini beraber sürdürdüğü DEM Parti'nin 56, Demokratik Bölgeler Partisi'nin ise 2 vekili bulunuyor.

Anayasa değişikliği teklifine DEM Parti ve DBP’nin de destek vermesi durumunda 386 vekile ulaşılıyor ve referandumsuz kabulü sağlamak için geriye 14 eksik kalıyor.

Ancak bu hususta da Cumhur İttifakı için bir risk bulunuyor. Anayasa değişikliği oylamaları gizli yapılıyor ve 400 milletvekili sağlansa bile fire vermek mümkün. Bu nedenle, Cumhur İttifakı'nın en az 405-410 milletvekiline ulaşarak bu riski minimuma indirmeyi hedeflediği belirtiliyor.

TBMM’nin toplam sandalye sayısı ise şu anda 592.

İktidarın çözüm sürecini beraber sürdürdüğü, Hatimoğlları ve Bakırhan liderligindeki DEM Parti'nin 56 vekili var.Fotoğraf: ANKA

Anayasa “toplumsal sözleşme” olabilecek mi?

Anayasa değişikliği çalışmalarına hız verilmesi için TBMM'nin yeni yasama dönemine başlayacağı sonbahar ayları işaret edilirken, siyaset bilimciler Cumhur İttifakı’nın 31 Mart yerel seçiminin ardından düşen oylarına dikkat çekiyor.

Siyaset Bilimci Doç. Dr. Burak Cop, ortada "paradoksal bir durum” bulunduğunu söyleyerek, bunu şöyle açıklıyor:

“Cumhur İttifakı’nın anayasa yapımı bakımından meşruiyetinin çok düşük bir seviyede olduğu bir tarihsel kesitteyiz. Çünkü son yerel seçimler de ortaya koydu ki İttifak ciddi şekilde kan kaybediyor ve normal şartlar altında yapılacak bir seçimdeErdoğan'ın kazanması da pek olanaklı görünmüyor. Ancak ne acayiptir ki çok daha güçlü olduğu dönemlere nazaran anayasayı değiştirme potansiyeli daha yüksek.”

Cop, ortada İttifak’ın toplumdaki karşılığı ile teknik olanakları arasında büyük bir açı farkı bulunduğuna dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Düşünün ki yeni bir anayasa yapım sürecinin lokomotifi olacak olan AKP Türkiye'de şu anda ikinci parti. Son anketlerde CHP'nin aradaki farkı biraz daha açtığını görüyoruz. MHP deseniz o da en iyi ihtimalle yerinde sayan bir parti ve seçime tek başına girse yüzde 7'lik barajı aşacağının garantisi yok. Fakat bu aktörler tamamen sistemin azizliklerinden faydalanarak Meclis'te referandumu bile bypass edebilecek bir çoğunluğa ulaşma şansına sahipler.”

Bu paradoksun başlı başına bir gerilim kaynağı olduğunu belirten Cop, bu durumun anayasa denilen toplum sözleşmesinin özüne aykırı olduğunu ifade ediyor ve “Bu bir toplum sözleşmesi ise, ki öyle olmalıdır, toplum sözleşmesinin ne usul ne de içerik bakımından hiçbir koşulu karşılanmıyor” diyor.

İBB Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu'nun tutuklanmasından bu yana yoğun şekilde sahalarda olan CHP'den pek çok isim, parti tabanlarının DEM tabanıyla yakınlaşmasının sabote edilmesinin süreceğinden endişeli. Görsel, Beyazıt mitinginden.Fotoğraf: Yasin Akgul/AFP/Getty Images

Muhalif kesimde neden endişe hakim?

İdeaPolitik Genel Direktörü Can Kakışım, Ekim ayında başlatılan çözüm süreci öncesinde Cumhur İttifakı’nın anayasayı değiştirebilecek çoğunluğa ulaşabilme ihtimalinin çok düşük görüldüğünü söyleyerek, son süreç ve DEM Parti ile iktidar arasındaki yakınlaşmanın muhalif kesimde endişe yarattığını belirtiyor.

Kakışım, Meclis aritmetiğine bakıldığında anayasa değişikliğinin referandumsuz kabulü için 14-15 vekil kadar eksik kaldığını ve iktidarın bunu tamamlamakta çok zorluk çekmeyeceğini ifade ediyor ve şunları söylüyor:

"Ama bu ancak AKP, MHP ve DEM Parti'den tulum çıkarırlarsa mümkün olur. Yani firesiz, tüm milletvekillerinin oylarını alırlarsa mümkün olur. Ama ben bu üç partiden firesiz bir ‘evet' çıkmasını açıkçası beklemiyorum. Hele ki kapalı yapılan bir oylamada.”

Kakışım bu noktada DEM Parti’nin sol sosyalist, demokrat kanadının varlığına dikkat çekiyor ve DEM Parti'nin tümüyle onay vermeyeceğini düşünüyor. Kakışım’a göre CHP'nin izlemesi gereken çizgi de şu şekilde:

“CHP bu gruplarla temasını korumalı ve onların AKP tarafından zorlanmamasını veya ikna edilmemesini sağlamalı. Aynı doğrultuda CHP de grubunu arttırmayı düşünmeli ve yeni vekil transferleriyle devam etmeli, ki bunu zaten son dönemde yapıyor. Ayrıca CHP listelerinden seçilen vekillere de baskı yaparak onlara açıkça ‘size verilen oylara ihanet edemezsiniz' denmeli.”

Kakışım, CHP’ye büyük bir rol düştüğünü ancak aynı zamanda halkın da büyük bir çoğunluğunun AKP’nin hazırlayacağı bir anayasaya sıcak bakmayacağını söyleyerek, "CHP halktaki bu karşıtlığı da doğru bir şekilde siyaset sahnesine tercüme edebilmeli” diyor.

Bu arada DW Türkçe'nin konuştuğu CHP’li yetkililere göre olası anayasa değişikliği öncesi CHP tabanı ile DEM Parti tabanı arasındaki bazı görüş ayrılıklarının ya da hassas konuların iktidara yakın medyada daha çok ön plana çıkartılması ve böylelikle DEM Parti'nin Cumhur İttifakı’na yaklaşmasının duygusal zemininin hazırlanması gayretleri olabilir.

DEM Parti’nin tutumu ne olacak?

AKP ile MHP anayasa değişikliği çoğunluğuna kendi başına ulaşamadığı için DEM Parti'nin tutumu kilit önemde.

DW Türkçe'nin konuştuğu DEM Partili yetkililer iktidar ile anayasa değişikliği pazarlığı içinde olmadıklarını savunurken, bazı adımların zaten sürecin gerekliliği olduğunu belirtiyor.

Siyaset Bilimci Cop, son genel seçime Türkiye İşçi Partisi'nin ayrı girmesiyle DEM Parti'nin Türk tabanını büyük oranda kaybettiği düşünüyor. Fotoğraf: ANKA

Siyaset Bilimci Cop, şu anda DEM Parti’nin olası tutumu hakkında yorum yapmak için erken olduğunu, çünkü müzakerelerde nelerin konuşulup, ne tür pazarlıklar yapıldığının bilinmediğini söyleyerek, ayrıntılara iktidarın tepe kadrosu, MİT mensupları, Öcalan ve Kürt hareketinden az sayıda insanın vakıf olduğu yorumu yapıyor.

Bu nedenle yapılacak analizlerin “havada kalma riskine” de dikkat çeken Cop, şöyle konuşuyor:

“Benim Kürt siyasal hareketinde gördüğüm; ağırlık merkezleri uzun zamandır kuzey Suriye'ye kaymış durumda. Oradaki YPG devletçiğinin resmileşmesi, yeni Suriye'de statü kazanması, sözgelimi federe bir devlet olması ve Türkiye'nin de o devleti artık bir güvenlik tehdidi olarak görmekten vazgeçmesi. PKK'nın da silahlarını ve kadrolarını oraya devredebilmesi.”

Cop, Kürt siyasi hareketinin bunu elde etme karşılığında anayasada Kürt kimliğinin tanınması anlamına gelen veya onun kapısını açan, yurttaşlık tanımını biraz değiştiren bir anayasa değişikliği maddesinden tatmin olacağını düşünüyor ve aynı zamanda cezaevlerinde olan binlerce tutsağın serbest bırakılmasının da onlar için kazanım olacağını belirtiyor.

“Bunlar karşılandıktan sonra Türkiye'deki genel gidişata büyük bir itirazları olacağını zannetmiyorum” diyen Cop, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"DEM Parti'ye umut bağlamış pek çok insan açısından bu bir hayal kırıklığı olabilir. Ama siyaset duygularla ve hayal kırıklıklarıyla yapılmıyor. Siyaset acımasız.”

Cop, DEM Parti’nin 2015-2023 arasında yüzde 80 Kürtlerin, yüzde 20 de solcu, demokrat ya da belki liberal Türklerin oy verdiği bir parti olduğunu, ancak son genel seçime Türkiye İşçi Partisi'nin ayrı girmesiyle partinin Türk tabanını büyük oranda kaybettiğini söyleyerek, seçmen kitlesi itibariyle tamamen bir "Kürt partisine” dönüştüğünü belirtiyor.

Küçük partilerin önemi ne?

TBMM'de şu anda Cumhur İttifakı, DEM Parti ve CHP’nin dışında sayıları az olmakla birlikte anayasa değişikliği ile ilgili kritik önemde partiler ve milletvekilleri bulunuyor.

Son sandalye dağılımına göre İYİ Parti’nin 29 milletvekili; DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nin kurduğu Yeni Yol grubunun 23 milletvekili, bağımsız olarak 9 milletvekili (3’ü MHP kökenli), Yeniden Refah Partisi'nin 4, Türkiye İşçi Partisi'nin 3, Gelecek Partisi 2, Emek Partisi 2, DEVA Partisi'nin 1, Saadet Partisi'nin 1, Demokrat Parti'nin 1 sandalyesi var.

Bu dağılıma göre sayı açısından küçük muhalefet partilerinin ve bağımsızların (3 MHP’li vekil hariç) toplamda 72 milletvekili bulunuyor.

Cop, Meclis aritmetiği ile bu partilerin toplumdaki güçleri arasında bir uçurum bulunduğunu söyleyerek, bunun tamamen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi altında getirilen ittifaklar sisteminin bir azizliği olduğunu söylüyor.

Bu durumun oluşmasında CHP’nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminin 2023 seçimi öncesinde anketlerde oyu çıkmayan tabela partilerine cömertçe milletvekili dağıtmasının da payı olduğunu söyleyerek "Asıl sorumlu ise sistem. Sistem küçük partilere toplumda olan karşılıklarının çok ötesinde bir şantaj potansiyeli veriyor ve en küçük, en önemsiz partinin bile bir özgül ağırlığı olmasına yol açıyor” diyor.

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?

Gülsen Solaker Dış politika ve iç siyasi gelişmeler ağırlıklı olarak 1997’den beri çalışan gazeteci.
Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik