Dünya ekonomisinde endişe
19 Temmuz 2006Çin ekonomisi, %11’lik oranlarla büyüyor. Petrol ithalatına bağımlı olan Almanya’nın ihracatçı şirketleri de dolaylı olarak artan petrol fiyatından avantaj sağlıyor ve petro dolarları katlanarak artan üretici ülkelerden bol yatırım malı siparişi alıyorlar. Ancak piyasadaki arz-talep mekanizmasının değil de siyasi krizlerin belirlediği petrol fiyatının yakında 100 dolar sınırını aşabileceğini öne sürenler artıyor.
Hayat pahalılığını doğrudan etkileyen bu önemli hammaddenin yeniden istikrarlı bir düzeyde dengelenmesi mümkün mü? Dünyanın en büyük ticari bankalarından Deutsche Bank’ın Uluslararası Ekonomi Bölümü Başkanı Stefan Schneider, petrol fiyatının yıllardır artma eğilimi gösterdiğini, tüketicinin fiyat artışına alışma imkanı bulduğunu ve ikmal sıkıntısı çekilmediği için petrol krizinden söz edilemeyeceğini belirtiyor.
Risk faktörleri artıyor
DW televizyonuna yaptığı açıklamada, varil fiyatının 100 dolara çıkacağı şeklindeki söylentileri değerlendiren Deutsche Bank uzmanı Schneider, öncelikle Asya ülkelerindeki petrol talebinin hızla arttığını, Ortadoğu krizinin savaşa dönüşme tehlikesininin başgösterdiğini ve Irak’ın petrol üretimini hala savaş öncesi düzeye çıkartamadığını belirtti.
Schneider sözlerini şöyle sürdürdü: “Nijerya ve Latin Amerika’nın petrol ihracatçısı ülkelerindeki istikrarsızlık da önemli rol oynuyor. Petrol arzındaki güvensizliğin talep artışıyla kesiştiği noktada fiyatların artması normal.”
Kriz ihtimali yok
Deutsche Bank Uluslararası Ekonomi Bölümü Başkanı, finans ve hammadde piyasalarının Irak savaşı ve Asya krizi gibi büyük badireler atlattığını hatırlatan DW muhabirinin, “Ortadoğu krizinin petrol fiyatındaki gelişmeyi ne ölçüde etkilediği” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
“Hammade ve finans piyasaları, mekanizmaların iyi işlemesi sayesinde Ortadoğu’daki genel krizle başa çıkmayı bildi. Para politikasında da hazırlıklı olunup doğru adımların atılması iyi sonuç verdi. Bu bakımdan dünya ekonomisinin krize sürükleneceğine ihtimal vermiyorum.”