Birleşmiş Milletler (BM) dünya nüfusunun 15 Kasım itibarıyla 8 milyara ulaştığını duyurdu.

Bunun "insanlığın bir başarısı" olduğunu belirten BM nüfus biriminin direktörü John Wilmoth, "Ancak aynı zamanda geleceğimiz için de büyük bir risk" ifadesini kullandı.

Veriler, dünya nüfusunun son 11 yılda 1 milyar arttığını ortaya koyuyor. BM projeksiyonları, 2080 yılına kadar dünya nüfusunun 2,4 milyar daha artarak 10,4 milyara ulaşacağını ve yüzyılın sonuna dek bu seviyede kalacağını öngörüyor. BM'ye göre dünya nüfusu 2030'da 8,5 milyar, 2050'de ise 9,7 milyara ulaşacak.

Nüfus artışı, insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli kaynaklara erişim sıkıntılarının da ağırlaşması anlamına geliyor.

ABD'deki Biyolojik Çeşitlilik Merkezi'nden Stephanie Feldstein, Reuters'a yaptığı değerlendirmede, "Her insanın yakıt, gıda, su ve kalacak bir ev ihtiyacı vardır" dedi.

Afrika ülkeleri daha büyük risk altında

Uzmanlara göre, kaynak baskısı, özellikle de en büyük nüfus artışının görüleceği tahmin edilen Afrika ülkelerinde hissedilecek. İklim değişikliğinden en fazla etkilenen ve iklim finansmanına en çok ihtiyaç duyan ülkelerin de bu grupta olduğu belirtiliyor.

Avustralya merkezli Ekonomi ve Barış Enstitüsü, şu an yaklaşık 738 milyon insanın yeterli gıdaya erişemediği Sahra Altı Afrika ülkelerinde nüfusun 2050 yılına kadar yüzde 95 oranında artmasının beklendiğini belirtiyor.

Son 11 yıldaki bu artışın önemli bir kısmından, büyük bölümü Asya'da olan orta gelirli ülkeler sorumlu. Nüfusu 180 milyon artan Hindistan'ın dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin'den önümüzdeki yıl bu unvanı alması bekleniyor.

Dünyanın bir bölümünde nüfus artarken ABD, Avrupa ve Japonya'da doğum oranları istikrarlı bir şekilde düşüyor.

Tek çocuk politikasını 2016 yılı itibarıyla terk eden Çin de geçen sene aileleri ikinci hatta üçüncü çocuklarını yapmaya teşvik etmişti. Çin yönetimi, tıbbi gerekçeli olmayan kürtaj uygulamalarına da kısıtlama getirdi.

"En önemli sorun zenginlerin aşırı tüketimi"

Sekiz milyarlık dünya nüfusu endişelere neden olsa da birçok uzman asıl sorunun kaynakların en zengin kesim tarafından aşırı tüketimi olduğunu belirtiyor.

BM Nüfus Fonu'nun (UNFPA) başında bulunan Natalia Kanem, "Bazıları dünyamızın aşırı kalabalık olduğu yönünde endişeler dile getiriyor... Şunu açık bir şekilde ifade etmek isterim ki insan sayısı tek başına bir korku sebebi değil" diyor.

BM nüfus biriminin direktörü Wilmoth da konunun "sayımızın ne olduğundan çok nasıl davrandığımızla ilgisi olduğunu" ifade ediyor.

DW,rtr,AFP/CÖ,BK