1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dünyanın gözü Myanmar’da

Bernd Musch-Borowska, Ajanslar25 Eylül 2007

Myanmar'da rahiplerin başını çektiği, askeri yönetim karşıtı gösteriler devam ediyor. Çin, güney komşusu Myanmar’ın içişlerine karışmamaya çağırırken, İngiltere Başbakanı Brown, AB’yi göreve davet etti.

Askeri yönetim rahipleri gösteriler konusunda uyardı.
Askeri yönetim rahipleri gösteriler konusunda uyardı.Fotoğraf: AP

Güneydoğu Asya ülkelerinden Myanmar'da Budist rahiplerin öncülük ettiği, cunta yönetimi karşıtı yürüyüşün bugünkü kısmı sona erdi. Yangon'da binlerce kişinin katıldığı yürüyüşün bitmesinin ardından kalabalığa hitap eden öncü rahiplerden biri, bir süre önce Myanmar'ın kuzeyinde yapılan gösterilerde rahiplere kötü davranan hükümet özür dileyene kadar yürüyüşlerine her gün devam edeceklerini söyledi.

Çok sayıda polisin bugünkü yürüyüşün ardından Yangon'un merkezine hareket ettiği bildirildi. Bir görgü tanığı, kalkanlı, coplu ve silahlı polislerin yürüyüşün sona erdiği yerin yakınlarındaki Botataung bölgesine yerleştiğini söyledi.

Myanmar'daki askeri yönetim ise ülkede yaklaşık 20 yıl sonra düzenlenen en büyük hükümet karşıtı gösteriler karşısında neler yapılacağına karar vermek için Savaş Dairesi’nde acil olarak toplandı.

Rahiplere muhtıra

İktidardaki askeri cunta daha önce de Budist rahipleri ve halkı gösterilere katılmamaları için uyardı, gösterici Budist rahiplerine karşı "önlem alma" tehdidinde bulundu. Yangon merkezinde kamyonlarla gezen hükümet yetkilileri, megafonlarla Budist rahiplere ve halka protesto yürüyüşlerine katılmama çağrısı, askerlerin göstericilere müdahale edebileceği uyarısı yaptı.

Ülkede 1988'den bu yana askeri yönetime karşı düzenlenen en büyük gösterilere ilk kez tepki gösteren cuntanın Dini İşler Bakanı General Thura Myint Maung, Budist rahip hiyerarşisiyle görüşmesinde muhtıra verdi. Devlet televizyonunun bildirdiğine göre, bakan, "Eğer rahipler kurallar ve Budist eğitimcilerin uyması gereken kanunlar karşısında hareket ederse yürürlükteki yasalara uygun önlemleri alırız" diye konuştu.

Myanmar'da askeri yönetim karşıtı gösteriler 19 Ağustos’ta başlamıştı. Başlarda 20 bin Budist rahibin yer aldığı protesto yürüyüşüne, yoldan geçenler ile Yangon Üniversitesi öğrencileri de katılmıştı.

Ülkenin henüz adı Burma iken askeri yönetime karşı ülke genelinde başlayan isyanın ordunun müdahalesiyle bastırıldığı 1988'de 3 bin dolayında kişinin öldüğü sanılıyor.

Uluslararası topluma çağrı

Öte yandan Myanmar’daki gelişmerle ilgili olarak dünyanın dört bir yanından tepkiler geliyor. İngiltere’nin Myanmar Büyükelçisi Mark Canning, ülkede bundan sonra gündeme gelebilecek ihtimallerin belirsizliğini koruduğunu söyledi. Canning, “Gelişmeleri öngörebilmek zor. Bundan sonrası için bir dizi senaryo üzerinde duruluyor. Gösterilerin etkisi katılımın düşmesiyle azalabalir. Diğer taraftan son derece vahim sonuçları doğurabilecek karşı eylemler düzenlenebilir. Bunun dışında başka ihtimaller üzerinde de duruluyor” dedi.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Jaeger, Alman hükümetinin Myanmar’daki gösterileri büyük dikkatle takip ettiğini ve barışçıl eylemlere sempatiyle yaklaşıldığını söyledi. Jaeger, Myanmar yönetiminin bu gösterilere izin vermesi gerektiğini kaydetti: “Alman hükümeti ifade hürriyetinin her türlü barışçıl uygulamasına destek vermektedir. Bu çerçevede, Avrupa Birliği dönem başkanı Portekiz’in talebine katılıyor ve protesto eylemlerinde gözaltına alınan kişilerin serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”

İngiltere Başbakanı Gordon Brown ise Avrupa Birliği’ni askeri yönetimin uygulamaları karşısında ivedi olarak harekete geçmeye çağırdı. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jiang Yu, Myanmar’ın içişlerine karışmamaya çağırırken, ülkede istikrar arzuladıklarını duyurdu.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Lousie Arbour, Myanmar'daki barışçı gösterilerin medyatikleşmesinin daha az baskı yapılacağı umudunu verdiğini söyledi. Cenevre'de gazetecilere açıklamalarda bulunan Arbour, "Uluslararası toplum, Myanmarlı yetkililerden barışçı gösterileri bastırmaktan sakınmalarını istedi.

Tibet'in ruhani lideri ve Budist dini otoritesi Dalay Lama, Myanmar'da cuntaya başkaldıran rahiplere "tam destek" verdiğini bildirdi ve askeri yönetime güç kullanmaması çağrısı yaptı.

1994 Nobel Barış Ödülü sahibi Desmond Tutu, Myanmar'da Budist rahiplerin başını çektiği gösterilerin, Güney Afrika'daki ırkçı rejim aleyhtarı kampanyayı hatırlattığını ve gösterilerin askeri rejimin devrilmesiyle sona ermesi gerektiğini söyledi.

Japonya, iktidardaki askeri rejimi muhaliflere karşı itidalli davranmaya çağırırken, Merkezi Fransa’da bulunan Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, Myanmar askeri yönetiminin gazetecilere uyguladığı şiddetin son günlerde artış kaydettiğini duyurdu. Sınır Tanımayan Gazeteciler, askeri cuntanın sansür biriminin gösterilerle ilgili tarafsız haberlere izin vermemesini de kınadı.

Çin’den cuntaya: “Doğru dürüst idare edin”

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jiang Yu ise Myanmar'daki askeri yönetime, protesto gösterileriyle başlayan krizi doğru dürüst idare etme çağrısında bulundu ve Çin'in Myanmar'ın içişlerine karışmak istemediğini duyurdu.

Myanmar'ın istikrarını ve ekonomik kalkınmasını istediklerini kaydeden sözcü, "Myanmar hükümeti ve halkının ülkenin içinde bulunduğu durumu doğru dürüst bir şekilde idare edeceğinden emin olduklarını" belirtti.