1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

DEM heyetiyle görüşen CHP yeni girişimin neresinde?

7 Ocak 2025

DEM Parti heyeti, İmralı görüşmesi sonrasındaki turlarını sürdürürken bugün CHP ile bir araya geldi. Sürecin neresinde yer alacağı merak edilen CHP, heyete öneri ve beklentilerini aktardı.

DEM Parti heyeti CHP'li yöneticilerle birlikte.
DEM Parti heyeti CHP'li yöneticilerle birlikte. Fotoğraf: ANKA

İmralı'da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşen DEM Parti heyeti siyasi partiler turu kapsamında CHP Genel Başkanı Özgür Özel başkanlığındaki heyetle bir araya gelirken, CHP görüşmede "TBMM'de komisyon kurulmasını ve şehit ailelerinin dışlanmamasını" istedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin girişimiyle iktidar Türkiye'nin yanı sıra pek çok ülke tarafından terör örgütü olarak görülen PKK'nın lideri Öcalan ile yeni bir süreç başlatırken, DEM Parti'den bir heyet Öcalan ile görüşmelerinin ardından siyasi partilere destek turuna çıkmıştı.

Partilerin genel başkanları ile yapılmakta olan görüşmelerde AKP adına Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bulunmaması dikkat çekerken, CHP de genel başkan düzeyinde randevu verip vermemeyi tartışmış ve son olarak görüşme için Özgür Özel başkanlığındaki bir heyet uygun bulunmuştu.

Bugün TBMM'de yapılan ve 1,5 saat süren görüşmede CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e, Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ve Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen eşlik etti.

Komisyon önerdi kaygıları aktardı

CHP lideri Özel görüşme sonrasında yaptığı açıklamada DEM Parti heyetine bugüne kadarki ve bundan sonraki süreçle ilgili beklentilerini, endişelerini, olumlu ve olumsuz gördükleri yönleri ve eleştirilerini büyük açıklıkla dile getirdiklerini belirterek, Meclis'te komisyon kurulması önerisini dile getirdi.

Özel bu önerisini şu sözlerle açıkladı:

"Bizim tarihsel tutarlılığımız, böyle bir sürecin Meclis odaklı, Meclis'in öncülüğünde ve denetiminde ilerlemesi gerektiğidir. Bu konuda herhangi bir şüphemiz, herhangi bir farklı düşüncemiz yok. Bundan sonraki süreçte atılacak tüm adımlar için Meclis'te tüm siyasi partilerin içinde olduğu güçlü bir komisyon çalışmasına ihtiyaç olduğunu açık yüreklilikle ifade ettik."

2013-2015 çözüm sürecinde TBMM'de ''terör sorununun çözümüne yönelik sürecin bütün boyutlarıyla değerlendirilmesi, Meclis'in ve toplumun bilgilendirilmesi'' amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurulmuştu. CHP ve MHP'nin oylamasına katılmadığı ve üye vermediği komisyon çalışmasının ardından 450 sayfalık "Toplumsal Barış Yollarının Araştırılması ve Çözüm Sürecinin Değerlendirilmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporu" hazırlamıştı.

CHP'nin DEM Parti ile görüşmesinde dikkat çektiği bir başka unsur ise daha önce de dile getirdiği şehit aileleri hususu oldu. Özel, "toplumsal mutabakat" dendiğinde tüm toplumun kendini dışlanmamış hissettiği, içinde olduğu bir süreci kastettiklerini belirterek, şöyle konuştu:

"Özellikle şehit aileleri ve gazilerin de bu süreçte rencide edilmeden, dışlanmadan, endişeleri, korkuları, duyguları göz önüne alınarak ve onların da sürecin içinde sözlerini söyleyebilecekleri mekanizmaların oluşturulmasına yönelik önerilerimizi de ifade ettik."

DEM Parti heyetinin CHP ziyareti bir saatten uzun sürdü. Fotoğraf: ANKA

Özel daha önce yaptığı farklı açıklamalarda "Şehit ailelerinin ve gazilerin 'evet' demedikleri hiçbir şeye 'evet' demeyiz" vurgusu yapmıştı.

Kamuoyunda devam eden anayasa tartışmaları ile ilgili olarak da Özel şunları kaydetti:

"Toplumun 'acaba bir takım siyasi çıkar ilişkileri mi var, bu iş bir anayasa değişikliğinin ilk adımları mıdır?' gibi bir noktada da bu ihtimali tamamen dışlayan bir sürecin içinde olunması gerektiği noktasındaki mutabakatımızı da memnuniyetle görmüş noktadayız."

DEM Parti heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder ise CHP ile çok kapsamlı görüşme imkanı bulduklarını söyleyerek, "Öneri, katkı ve endişeleri dinledik. Hepsi birbirinden kıymetli. Özellikle endişe ve itirazlar desteklerden daha anlamlı. Bu, dar bir kesimin manevrası değil, toplumun geniş kesimini ilgilendirdiği için bir mutabakat sağlamalıyız" diye konuştu.

Özçelebi: MHP gaz, AKP fren, CHP ise sürecin dışında

Siyasal İletişim Danışmanı Suat Özçelebi, Bahçeli'nin Ekim ayında "Biz bu sorunu çözmezsek başkaları çözecek ve bizim aleyhimize olacak" diyerek bu girişime başladığını belirterek, o günden bugüne CHP'nin izlediği tutumu şöyle eleştiriyor:

"Bunun böyle (Bahçeli'nin dediği gibi) olup olmadığı konusunda ana muhalefet kendisi bu sürecin içindeki dinamikleri toplumun önüne koyacak bir politika izlemedi. Yani şunu yapmadı: Bir dakika, teşhis bu ama peki doğru mu? Türkiye böyle bir bölgesel tehdit altında mı?"

Özçelebi, sürece dair bilinenlerin bu aşamada çok az olduğuna dikkat çekerek, "Gaz Bahçeli'de bu araçta. Fren de Sayın Cumhurbaşkanı'nda. Ama bizler, muhalefet de halk da debriyaj gibiyiz" benzetmesi yaparak, "Balataları yakacağız çünkü bilgi yok. Sıradan yurttaşlar olarak biz bu durumda olabiliriz. Ama ana muhalefet bu durumda olamaz" diyor.

CHP'nin bu sürecin başından beri bilgi almak için daha talepkar olması gerektiğini aktaran Özçelebi, bu sorunla alakalı olarak asıl büyük birikimi olan partinin CHP olduğunu, ilk Kürt raporunu CHP'nin hazırladığını hatırlatıyor. Özçelebi, DEM Parti heyetinin bugünkü ziyaretine kadar CHP'nin sürecin tümüyle dışında kaldığını belirterek, "Bu nedenle bugünkü görüşmeyi önemsiyorum. Bu görüşmeden sonra ana muhalefetin bahanesi de kalmıyor" diyor.

Özpek: CHP Öcalan’ı muhatap almamalıydı

Siyaset Bilimci Burak Bilgehan Özpek ise CHP'nin sürece dair çok bilgisi olmadığı görüşüne katılırken, "CHP'nin daha fazlasını bilmesini de beklemiyorum, çünkü kimse bilmiyor" yorumu yapıyor.

CHP'nin izlediği politikadaki yanlış olan hususu "Öcalan'ı muhatap almak olarak" açıklayan Özpek, sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Türk Ceza Kanunu'na göre ceza almış terör örgütü lideri Öcalan, Kürt sorununun temsilcisi olamaz. Bu ilkesel bir tavır. CHP, Dem Parti ile siyasi parti olarak görüşebilir, kayyumlara karşı durabilir. Fakat Öcalan'ı muhatap kabul etmek başka bir seviye. Bence CHP, Öcalan'la görüşmeyi reddederek yine DEM Parti'nin meşruluğunu ve Demirtaş'ın özgürlüğünü savunabilirdi."

Özpek, bu sürecin demokratik niyetler taşımadığı ve otoriterleşmenin pekişmesi için kullanılması riskinin CHP'nin de farkında olması gereken bir unsur olduğunu söyleyerek, "Ortaya konan Öcalan'ın üzerinden ilerleme meselesi ne demokratikleşmeye ne Kürt sorununun barışçıl çözümüne hizmet ediyor. Burada bir iç iktidar meselesi var" diyor.

CHP'nin bu nedenle DEM Parti heyetine randevu vermemesi ve bir mesafe koyması gerektiğini söyleyen Özpek, şöyle konuşuyor:

"(DEM meşru bir partidir ama Öcalan bizim kırmızı çizgimiz, bir terör örgütü lideri siyaset üzerinde vesayet mekanizması haline getirilemez) diyerek CHP kendini biraz geri planda tutabilirdi. Mesela şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çok milliyetçi bir çıkış yapmayacağından kimse emin değil. Bunu dediği zaman CHP de zor durumda kalacak."

Erdoğan neden görüşmüyor?

DW Türkçe'nin görüştüğü bazı CHP kurmaylarına göre partide Bahçeli'nin Ekim ayı başında başlattığı sürecin aylar öncesine dayandığı kanısı var ve Erdoğan'ın görüşmek istemeyerek, bir adım geride durması CHP'nin de temkinli olmasını gerektiriyor.

Özpek de bu hususa dikkat çekerek şunları söylüyor:

"Ortada bir süreç varsa eğer artık CHP genel başkan düzeyinde Öcalan'ın mesajını taşıyan DEM heyetiyle görüşerek Öcalan'ın siyasi açıdan Kürt sorununun muhatabı olduğunu kabul edenler kervanına katıldı. Buradaki sorunlu olan nokta şu; bu kervana Erdoğan hala katılmadı. Erdoğan'dan hala kendisini bağlayacak, Öcalan ve PKK'yla muhatap olacağı bir beyanat veya niyet görmedik."

DEM Parti heyetiyle AKP'nin grup başkanı düzeyinde görüştüğünü hatırlatan Özpek, AKP'nin rutininden çıkmadığını, buna karşılık CHP'nin Genel Başkan düzeyinde İmralı mesajını dinlemek için DEM Parti ile buluştuğunu ve artık ortaya çıkan sürecin bir paydaşı yani sorumluluğunu diğer partiler kadar üstlenmiş olduğunu kaydediyor.

Öte yandan yeni sürecin detayları, şartları ve motivasyon kaynağının net bilinmediğini ve Erdoğan'ın yeniden seçilmesini sağlamak amacıyla yapılması durumunda destek olamayacaklarını aktaran CHP'liler, diğer yandan olayların tamamen dışında kalmanın da yerel seçimden birinci çıkan CHP için mümkün olamayacağını belirtiyor.

Özçelebi Erdoğan'ın heyetle görüşmeme lüksü olduğunu çünkü ortağı olarak MHP'nin zaten bu süreci yürüttüğünü belirterek, "Ama CHP'nin böyle bir lüksü yok. Genel başkanın sürecin içinde bütün yapı taşları nasıl inşa ediliyor bunu görebilmesi ve partinin ne düşündüğünü birinci ağızdan söylemesi gerekirdi" diyor.

CHP lideri Özel Erdoğan'ın görüşmemesi ile ilgili olarak "Kimse böyle bir mevzuda; 'Efendim bütün genel başkanlar görüşsün ama bir partinin genel başkanı bir başka şekilde konumlansın' falan diyemez. Bunlar bu meseleyi siyasi stratejilere dökmek olur. Bu da doğru bir şey olmaz" ifadelerini kullanmıştı.

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl erişebilirim?

 

Gülsen Solaker Dış politika ve iç siyasi gelişmeler ağırlıklı olarak 1997’den beri çalışan gazeteci.