1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Demografik değişim, Alman iş piyasasını zorluyor

Monika Lohmüller / Deutsche Welle22 Ağustos 2008

Alman özel sektörü bazı meslerde kalifiye eleman bulmakta sıkıntı çekiyor. Uzmanlara göre işgücü açığının giderek büyümesinde nüfus yapısındaki hızlı değişim de büyük rol oynuyor.

Almanya'da okul çağındaki gençlerin azalması, kalifiye işçi ve çırak adayı sayısının hızla düşeceğini gösteriyor
Almanya'da okul çağındaki gençlerin azalması, kalifiye işçi ve çırak adayı sayısının hızla düşeceğini gösteriyorFotoğraf: AP

Frankfurt’taki danışma şirketi çeşitli branşlarda faaliyet gösteren 53 şirketin, yöneticilerine, işletmelerinin personel geleceğini nasıl teminat altına aldıklarını sormuş. Önümüzdeki yıllarda istihdam piyasasında ortaya çıkacak darboğaza hazırlıklı olup olmadıklarını öğrenmek istemiş. Okul çağındaki gençlerin azalması kalifiye işçi ve çırak adayı sayısının hızla düşeceğini gösteriyor.

PrivewaterhouseCoopers’den Till Lohmann birçok şirketin nüfus yapısındaki çarpıklığın farkında olduğunu ancak bundan gereken sonucu çıkarmadığını söylüyor: “Bu, anlayış meselesi, işletmecilik felsefesini ilgilendiren bir konu. Yaşlı personeli erken emekliye ayırma alışkanlığından vazgeçilip, ‘bu potansiyelin bilgi ve tecrübesinden nasıl daha fazla yararlanabilir ve ilerlemiş yaşına rağmen ona ek kariyer imkanı nasıl tanıyabilirim’ diyebilmeliyiz. Sadece genç, dinamik ve yaratıcı eleman yetmez. Gençler daha çabuk ve iş bitirici olabilir ama tecrübe açığı kolay kapanmaz.”


Hangi sektörlerde sıkıntı yaşanıyor?

Gerçekten de konunun ihmale gelmediği ortada. Bazı mesleklerde kalifiye eleman bulunamıyor. En çok eleman aranan branşların başında, tezgahtar ve kasiyerinden pazarlamacı ya da satın alma uzmanına kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan perakendecilik geliyor. Elektrikçi, tornacı ve ağır vasıta şoförlüğünün yanı sıra hizmetler sektörünün hasta bakıcı ve garsonluk gibi mesleklerinde de eleman sıkıntısı artıyor. Till Lohmann, asıl krizin doğum patlaması yıllarında dünyaya gelenlerin emekliye ayrılacağı 2012 ile 2015 yılları arasında yaşanacağını söylüyor: “O yıllarda işletmeler personel arzının aniden düştüğünü görecekler. Boş yerleri doldurmak için istihdam piyasasında büyük güçlük çekecekler. Genç işgücü potansiyelinin azaldığını ve karşılarında eskisi gibi çok çalışmak değil de, iş hayatıyla özel hayatı arasında denge kurmak isteyen genç kuşakları bulacaklar.”

Kısacası çalışmak için yaşayan değil, yaşamak için çalışan nesiller yolda: “Genç eleman hayatını yazıhanede geçirmek istemiyor. Paraya değil hayat kalitesine önem verdiği için boş zamanlarını değerlendirmeye bakıyor.”


İşletmelerin görevi

Bu durumda işletmelere yaşlı personele daha fazla önem vermek ve tecrübe birikiminin genç kuşaklara transferini sağlamak düşüyor. Nitekim ankete katılan şirketlerin %64’ü bu konuya son zamanlarda daha fazla önem verdiğini beyan etmiş. Ancak yaşlı personelin kariyer yapma şansı az. Şirketlerin sadece %23'ü 50 yaşın üzerindeki elemanına yükselme şansı tanıyor. Yönetim kademelerindekilerin %75’i vasıflı işgücü açığının büyük bir sorun olarak karşılarına çıkacağının bilincinde. Nüfus yapısındaki bozulmanın hepsi farkında. Ama yumurta kapıya dayanmadan harekete geçmeye hiçbiri niyetli görünmüyor.