1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Der Standard: İsrail ilhaka ilerliyor

26 Temmuz 2025

Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un Filistin'in devlet olarak tanınacağı açıklaması Avrupa'da yoğun tartışmaya yol açtı. Avrupa basınından öne çıkan beş yorumu sizler için derledik.

Gazete ve dergilerin dizili olduğu rafa dayanmış halde elindeki gazeteyi okuyan yaşlı bir erkek
Fotoğraf: Artur Widak/NurPhoto/picture alliance

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, ülkesinin Eylül ayında yapılacak olan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantısında,Filistin'i resmen devlet olarak tanıyacağını duyurmasıyla başlayan tartışma sürüyor. Gözlemciler, bu adımla Fransa Cumhurbaşkanı'nın Gazze'deki insanlık dramının sonlanması için siyasi baskıyı artırmayı hedeflediğini söylerken, konunun Avrupa'da başlattığı tartışma gazetelerin yorum sayfalarına taşındı.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Macron'un teklifinin yapıcı olmadığını söyleyip, bir Filistin devleti kurulduktan sonra tanınması gerektiğini savundu. La Repubblica gazetesine konuşan Meloni, Filistin devletine atıfla, "Var olmayan bir şeyin kağıt üzerinde tanınması sorunu gerçekte değil, görünüşte çözebilir" şeklinde tepki verdi. La Repubblica'nın yorum sütununda ise meseleye şöyle yaklaşıldığı dikkat çekti:

La Repubblica: Macron Batı elitlerinin ataletini kırıyor

"Kamuoyunun büyük bir kısmının İsrailliler ile ülkeyi yönetenler arasında ayrım yapabildiğini, 'siyasi eleştiri = antisemitizm' eşitlemesini reddettiğini ve bu demokrasinin var olma hakkını vazgeçilmez bulduğunu bilmek için anketlere gerek yok. Tam da bu nedenle, kamuoyu Filistin'deki 60 binden fazla silahsız sivilin katledilmesini artık kabul edilemez görüyor. Olanlar, 7 Ekim'deki barbarca pogroma bir tepki veya intikam değil. Bunun ötesindeyiz. Kamuoyunda büyüyen öfkeyi sürdürmek ve kalıcı bir seferberliğe dönüştürmek artık bize düşüyor. (...) Ve evet, Macron'un provokasyonunada ihtiyacımız var. O, (Macron) iki milyon çaresiz insanın bitmek bilmeyen acısı karşısında Kraliçe Marie Antoinette'i taklit eden Batı elitlerinin 'Açlar mı? O zaman kum yesinler.' diyen korkak ve utanç verici ataletini kırıyor."

Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, ülkesinin Filistin'i devlet olarak tanıyacağını duyurması, gözlemcilere göre Gazze'deki insanlık dramının sonlanması için siyasi baskıyı artırmayı hedefliyorFotoğraf: Christophe Ena/Pool/ABACA/picture alliance

Irish Times: Sessizlikleri, liderleri suç ortaklığına yaklaştırıyor

İrlanda'nın başkenti Dublin'de yayımlanan Irish Times, İsrail'i "işgal gücü" olarak niteliyor ve Gazze'de yaşananlardan sorumlu tutuyor. Gazetede bugün yer alan yorumda şu satırlar dikkat çekiyor:

"Gazze'ye geçiş noktaları üzerinde tam kontrol sahibi olan ve sivil nüfusa karşı ezici askeri üstünlüğe sahip bir işgal gücü olarak İsrail, orada yaşananlardan açıkça sorumludur. (...) Dikkat çekici bir gelişme olarak, Emmanuel Macron, Fransa'nın Eylül ayındaki BM Genel Kurulu'nda Filistin devletini tanıyacağını duyurdu. Karar beklendiği gibi Amerikan ve İsrail hükümetleri tarafından kınandı. Ancak önemli bir güçten gelmesi nedeniyle mühim bir dönüm noktasına işaret ediyor. Bu arada İrlanda Başbakanı Micheál Martin, AB üye devletlerinin bu konuda tek bir pozisyona ulaşamamasının Birlik için bir 'utanç' olduğunu söylerken haklıydı. Gazze'deki insani kriz acil müdahale gerektiriyor. Bazı devlet ve hükümet başkanlarının sessizliği, onları suç ortağı olmaya yaklaştırdı. Ve mevcut durum artık sürdürülemez."

de Volkskrant: İnsan eliyle yaratılan kriz

Hollanda medyasından de Volkskrant da hafta sonu baskısındaki yorumunda öncelikle Gazze Şeridi'ndeki drama dikkat çekiyor ve bölgedeki durumdan İsrail'i sorumlu tuutuyor:

"Her gün onlarca Filistinlinin açlıktan öldüğü Gazze Şeridi'ndeki insani durum eşi benzeri görülmemiş bir boyutta. Sadece insani felaketin boyutu nedeniyle değil, aynı zamanda bu krize insanların yol açmış olması nedeniyle de. Dünyanın başka yerlerinde insanlar doğal afetler nedeniyle ölürken, (Gazze'deki) bu kriz tamamen 'insan eliyle yapılmıştır'. İsrail, Gazze Şeridi'ndeki insanlara yiyecek, temiz su, yakıt ve tıbbi malzeme verilmesini engelliyor. Hamas'ın büyük çapta yiyecek çaldığı veya yardımı başka yollarla engellediği iddiası kanıtlanmış değildir ve de bölgede yaşanan açlık ve yokluğa açıklama olamaz. Gazze'deki altyapıyı yok eden de İsrail'in bizzat kendisi ki insanların hayatta kalmasını sağlayan da o alt yapıydı. Filistinliler evlerinden edildi ve olası gelir kaynaklarından mahrum bırakıldı, neredeyse tüm gerekli tesisler yerle bir edildi."

Filistinli bir baba, İsrail'in hava saldışında kaybettiği evladının cansız bedenini, bir battaniyeye sarılmış şekilde taşırken görülüyorFotoğraf: Mahmoud Issa/REUTERS

Der Standard: İsrail ilhaka doğru ilerliyor

Gazze'deki insanlık dramının sonlandırılması yönündeki çağrı metnine imza atan Avusturya'da, başkent Viyana merkezli Der Standard gazetesi Netanyahu hükümetini, "Gazzelilerin hayatını cehenneme çevirmek" ile suçluyor. Yorum şöyle:

"(İsrail hükümeti) her şeyden önce 1967'den beri işgal altında tuttuğu topraklarda kontrolünü sınırlayacak bütün siyasi çözümleri engelliyor. Yani her türlü Filistin devleti biçimini reddediyor. Knesset'te (İsrail parlamentosu) kabul edilen son karar sembolik nitelikte olsa da bu amacı doğrular yönde. İsrail, Gazze Şeridi'ndeki iki milyon Filistinlinin hayatını cehenneme çevirerek ve Batı Şeria'daki fanatik Yahudi yerleşimcilerin şiddetine karşı koymayarak ilhaka doğru ilerliyor."

Kölner Stadt Anzeiger: Filistin'i tanımak çözüm değil

Öte yandan İsrail'e yönelik çekimser tutumu nedeniyle Gazze'deki dramın durdurulmasına yönelik uluslararası çağrılara imza atmayan Almanya'nın Köln kenti merkezli gazetesi Kölner Stadt Anzeiger'deki yorum da Berlin'in tutumuna uygun çizgide:

"Evet, Gazze'deki insanlık dramı dayanılmaz boyutta. Evet, insani yardımların ve ateşkesin hızlandırılması için İsrail'e yönelik eleştiri ve baskı da haklı. Evet, Filistinlilerin yaşadığı açlık ve yokluğu kabul etmek bir demokrasiye yakışmaz. Ancak ne yazık ki, İsrail'in reddine rağmen bir Filistin devletinin tanınması bu sorunların hiçbirini çözmeyecek. Tam tersine, bu 'hakaret' İsrail'i daha fazla izolasyona ve itiraza sürükleyecektir. Bu şekilde de bölgede barışın temini hızlanmayacak, aksine zorlaşacaktır."

dpa / ETO,MUK

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl erişebilirim?