ABD, tarihinin en pahalı haftalarından birine girdi. Bush yönetimi şimdiye kadar eşi görülmemiş bir şekilde 700 milyar dolar enjekte ederek krizdeki bankacılık sektörüne istikrar getirmeye çalışıyor. Ancak öngörülen kurtarma yöntemlerinin çoğunun şimdiye kadar denenmemiş olması soru işaretlerini artırdı. Çoğu uzman bu dev operasyonun başarı şansına kuşkuyla bakıyor. Önümüzdeki günler dünyanın en büyük ekonomisinin ve dolayısıyla diğer ekonomilerin geleceği açısından büyük önem taşıyor.

'Maliyet daha da artabilir'

Paketin en tartışmalı noktalarının başında maliyeti geliyor. Şimdiye kadarki kurtarma operasyonlarına Amerikan yönetimi 300 milyar dolarlık kaynak aktardı bile. Şimdi tüm sektöre 700 milyar dolar daha akacak. Karamsar uzmanlara göre, Amerikalı vergi mükellefinin sırtına binecek yük bununla da kalmayacak. Bütçe açığının 11 trilyon 300 milyar doları bulması bekleniyor. ABD Başkanı George Bush, hiçbir şey yapmamanın riskinin çok daha büyük olduğunu vurguluyor.

Seçim kampanyaları kızışıyor

Mali kriz, tüm hızıyla süren Başkanlık seçim kampanyalarının da ana konusu haline gelmiş durumda. Konunun hassasiyeti nedeniyle Demokrat ve Cumhuriyetçi adaylar arasındaki tartışmaların dozu da yükseldi. Cumhuriyetçi aday John McCain, Demokrat rakibi Barack Obama’yı liderlik becerisi gösterememekle suçlayarak,“Senatör Obama mali krize karşı kendi planını sunamadı. Obama liderliğe ihtiyaç duyulan bu kriz döneminde bekleneni veremedi” dedi.

Demokratlar’ın Başkan adayı Obama ise Cumhuriyetçi iktidarın planını eleştirerek yardımların sadece Wall Street’e değil, sıradan vatandaşa da ulaşması gerektiğini vurguladı. Hükümetin önlemlerinin sıkı bir şekilde kontrol edilmesi gerektiğini belirten Obama, krizin çözümünde işbirliği çağrısında bulundu: “Sözkonusu olan işiniz, tasarruflarınız, ekonomik güvenliğiniz, eviniz. Tüm bunlar şu an tehlikede. Krizi çözebilmek için her iki parti birlikte hızlı bir şekilde çalışmalıyız.”

Yeni Başkan'ın işi zor

Pahalı kurtarma paketi yeni Başkan’ın hareket alanını büyük ölçüde daraltacak. İktisatçılar, seçimler sonrasında vergilerin yükseleceği ve harcamaların kısılacağı uyarısında bulunuyor. Gazetelerdeki okuyucu köşeleri, “Sağlık sigortası, altyapı ve eğitim için para olmadığı söyleniyordu. Bankaları kurtarmak için bu kadar para nereden bulundu?” şeklindeki sorularla dolu.

Krizin bankacılık sektörüne etkileri ve dalgalanmalar uzmanlara göre her halükarda devam edecek. Uzmanlar, büyük sansasyon yaratacak boyutlarda olmasa da yeni iflasların yaşanacağını, yeni satın alım ve birleşmelerin devam edeceğini belirtiyor.

Son krizle birlikte mali piyasaların daha şeffaf bir yapıya kavuşturulması ve daha sıkı bir şekilde düzenlenmesi çağrıları daha yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. ABD, bu yönde Avrupa’dan gelen çağrılara kararlı bir şekilde direniyordu.