1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Diyarbakır Barosu: Polisler tutuklanmalı

8 Şubat 2019

Diyarbakır Barosu’nun Tahir Elçi cinayeti ile ilgili araştırma şirketi Forensic Architecture’dan istediği teknik rapora göre Elçi olay yerinde bulunan üç polisten birinin silahından çıkan kurşunla vurulmuş olabilir.

Tahir Elci Prominenter kurdischer Anwalt in der Türkei erschossen
Fotoğraf: Getty Images/AFP/I. Akengin

Diyarbakır Barosu, Elçi cinayetine ışık tutmak üzere Londra Merkezli araştırma şirketi Forensic Architecture’a olayla ilgili soruşturma dosyasındaki tüm delilleri, dört ayrı kamera görüntüsü, ses kayıtları, olay yeri krokileri, tanık ifadeleri, raporlar, mimari çizimler ve fotoğrafları göndermişti.

Yaklaşık iki yıllık bir çalışmanın ardından Forensic Architectur’un hazırladığı rapor bugün Diyarbakır Barosu’nun düzenlediği bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. 28 sayfalık raporun sonuç bölümünde, Tahir Elçi’nin, olay günü 7 saniyelik bir zaman diliminde, tek bir mermiyle vurularak öldürüldüğü belirtildi. Rapora göre; sokağa giren 2 PKK’lı da Tahir Elçi’ye yönelik öldürücü atış yapmadı. Olayın olduğu zaman aralığında yapılan tüm atışların benzer ses profiline sahip olduğu belirtilen raporda,  Elçi’nin uzak bir mesafeden uzun namlulu bir silahla öldürüldüğüne dair işitsel bir delil olmadığı da ifade edildi. Raporda, 3 polis memurunun Elçi’ye yönelik doğrudan bir ateş hattı olduğu, bu polislerin silahlarını birden çok kez ateşledikleri ve "C" kodu verilen polisin, Elçi’ye yönelik açık ve engelsiz bir ateş hattıyla silahını ateşleyen tek memur olduğuna dikkat çekildi. Raporda, olay yerindeki polis memurlarının hangisinin kesin olarak Elçi’nin ölümünden sorumlu olduğunun tespit edilemediği ifade edilirken, kuvvetli suç şüphesi altında bulunan polislerin saptandığı vurgulandı. Öldürücü atışın Elçi’yi vurma kastıyla yapılmış olup olmadığının saptanmasının ise araştırmanın kapsamı dışında olduğu belirtildi.

Baro tutuklama istedi

Raporu açıklayan Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, toplantının ardından DW Türkçe'nin sorularını yanıtladı.

Elçi cinayetinde olay yerinde bulunan üç polis memurunun kuvvetli suç şüphesi altında olduğunu söyleyen Aydın, bu polis memurlarının şüpheli olarak bir an önce ifadelerine başvurulmasını istedi.

Aydın şöyle konuştu:

"Bu kişi veya kişiler hakkında tutuklama kararı verilmesi ve soruşturmanın daha özenli yürütülmesini istiyoruz. Raporu savcılığa verdikten sonra savcılık raporun orijinal İngilizcesini talep etti. Biz de dedik ki, 'bu rapor önemli oranda Türkçe hazırlanmış, İngilizcesi yok, Londra’da ve baştan sona Türkçe hazırlandı.' Bu konuda ikinci bir talep almadık."

Fotoğraf: Privat

"Deliller kayboldu"

Baro Başkanı Cihan Aydın, Elçi cinayetinden hemen sonra olay yerindeki keşif çalışmasının neredeyse üç dört ay sonra yapılabildiğini hatırlatarak, "Olay yeri zaten kordona alınmadığı için güvenlik sağlanmadığı için o dönemde delillerin önemli bir kısmı, neredeyse tamamı kayboldu. Bu davadaki en önemli delillerden birisi kaybolan o mermi çekirdeğiydi. Maalesef bu konuda bir gelişme sağlanamamıştı. Bulunamadı veya bulunmak istenmedi. Ama bütün bunlara rağmen eldeki veriler dikkate alındığında bu raporun önemli ölçüde soruşturmayı sonuca götürebilecek yeterlilikte olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Cihan Aydın, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun cinayetin aydınlatılacağına dair sözünü anımsatarak beklentilerinin herkesin sözünü tutması olduğunu söyledi. Aydın o dönem verilen sözlerin yerine getirilmediğini belirterek şöyle konuştu: 

"Bizim dileğimiz o dönem ve halen devam eden hükümetin bu konuda gerçekten bir adım atması, cinayetin fail veya faillerinin tespit edilerek yargıya teslim edilmesi ve haklarında dava açılmasıdır."

Baro Başkanı Cihan Aydın’ın dikkat çektiği bir diğer konu da olay yerine gelen ve çatışma yaşanmasına yol açan PKK’lılar: 

"Çok büyük bir ihmal söz konusu. Emniyet o saatte Yenikapı sokakta Tahir Elçi’nin bir basın açıklaması olduğunu biliyordu. Buna rağmen hiçbir tedbir almadı. Bu kişilerin oraya kadar gelmesine göz yumdu. Bu kişilerin yakalanması son derece trajik bir şekilde sonuçlandı. İki polis memurunun ölümüyle sonuçlandı maalesef. Bu da çok büyük bir ihmal ve kusurdur. Bunun bir tesadüf olma ihtimali son derece daha yüksek ama buradaki kusur da son derece önemli."

"26 polis tanık olarak dinlendi"

Tahir Elçi cinayeti ile ilgili Diyarbakır Barosu bünyesinde oluşturulan komisyonun üyesi Avukat Barış Yavuz ise cinayet anında sokakta bulunan 26 polisin tamamının tanık olarak dinlendiğini ve hiç birinin şüpheli olarak ifadesinin alınmadığını söyledi. Yavuz, ayrıca polislerin Diyarbakır’dan alınıp başka illerdeki görevlere verildiği bilgisi olduğunu da belirtti. Yavuz şöyle konuştu:

"Polislerin telefonlarının HTS (görüşme kayıtları) kayıtlarının istenmesine yönelik taleplerimiz vardı. Tahir Elçi’nin CNN Türk’te konuştuktan sonraki süreçte bu polislerin kendi aralarında telefonla konuşup konuşmadıklarına ilişkin kayıtların istenmesi taleplerimiz vardı. Aslında savcılık bu dosyada bazı polislerin telefon kayıtlarını talep etmiş 2,5 yıl önce. Ancak mahkeme dosyada tanık olan kişilerle ilgili böyle bir talep olamayacağını belirterek reddetmiş. Bu raporun hala dikkate alınmamış olması belki de failin ortaya çıkmaması, etkin soruşturma yürütülmemesi, AİHM içtihatlarında geçen gönülsüz soruşturma olgusuyla uyuşuyor. Gönülsüz bir soruşturma yürütülüyor."

Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, Elçi cinayeti ile ilgili bundan sonra da savcılığı etkin soruşturma yürütmesi için takip edeceklerini söyledi. "Belki raporu hiç ciddiye almayacaklar. Belki başka bir kuruma gönderip bir bilirkişi raporuna dönüştürebilirler. Veya Adli Tıpta teyit etmek isteyebilirler. Bir zaman marjı olacaktır. Bizim de B ve C planımız var. A planımız bekleyeceğiz. B planımız eğer bir sonuç elde edemezsek Anayasa Mahkemesi, AİHM ve farklı hukuk yollarına başvuracağız. Biz bütün yol gösterici deliller ve ilkeler ışığında sonuca ulaşacağımızı umuyoruz. Sonuca ulaşamadığımız takdirde B ve C planına başvuracağız" dedi.  

Ne olmuştu?

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, 28 Kasım 2015 günü Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaparken çıkan çatışmada hayatını kaybetmişti. Elçi’nin hayatını kaybettiği sokakta iki kez yapılmak istenen olay yeri incelemesi, düzenlenen saldırılar nedeniyle yapılamamıştı. Cinayetin ardından başlatılan soruşturma kapsamında olay yerinde bulunan polislerin tanık olarak ifadeleri alınırken, dosyaya henüz "şüpheli" sıfatıyla kimse kaydedilmedi.

Felat Bozarslan / Diyarbakır

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik