1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Doğu Akdeniz'de sondaj restleşmesi

20 Eylül 2011

Türkiye ve Kıbrıslı Rumlar arasında restleşmeye sahne olan Doğu Akdeniz'de ne kadar petrol ve doğalgaz var? Güney Kıbrıs'ın verileri ne kadar doğru ve amacı ne? Ankara'dan Sibel Yeşilmen, konuyu uzmanlarla konuştu.

ArşivFotoğraf: AP

Enerji Uzmanı Necdet Pamir Mısır açıklarında ve İsrail denizel alanında özellikle doğalgaz ağırlıklı çeşitli keşifler yapıldığını ve İspatlanmış doğalgaz rezervlerinin miktarının Mısır’da 1.8 trilyon metreküp İsrail’de ise  700 milyar metreküp olduğunu belirtiyor  ve “Bunlar önemli keşifler, önemsiz değil. Ancak, onun dışındakiler, etrafta dolaşan diğer rakamlar spekülatif. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY)  açıkladığı bazı  rakamlar var üstelik bunlar doğalgaz için metreküp, petrol için varil/ton kullanırız ama 450 milyar dolarlık para cinsinden açıklanan rezervler, amaç uluslararası şirketleri cezbetmek ve onların arkasındaki devletleri de kendi hukuksuzluklarına arka çıkartmak” diye konuşuyor.

Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin de sondaj çalışmaları yapacağını açıkladıFotoğraf: picture-alliance/dpa

Geçmiş yıllarda da Kıbrıslı Rumların Akdeniz’de sismik arama çalışmaları başlattığını ve Türk donanmasının o dönem bu araştırmayı yapan Norveçli gemiye fiili olarak müdahale ettiğini hatırlatan Pamir, “O dönem o durduruldu. Türkiye, GKRY’nin tezlerine karşı da BM’ye zamanında notasını da verdi ama maalesef bugün Avrupa Birliği zaten hukuksuz birşekilde üye yaptığı GKRY ile  birlikte hareket ediyor ve AB'nin çeşitli Komisyon raporlarında da Rum, Yunan tezlerine paralel haritalar var “ diyor. Böylesine sertleşen bir ortamda hala sondaj yapmaya devam eden Amerikalı Noble şirketinin neye güvendiğini ve kimlerden güvence aldığını  merak eden Pamir'e göre  çok çok önceden Mısır, Lübnan ve Suriye ile kendi tezlerini kabul ettirecek şekilde Türkiye, "Münhasır Ekonomik Bölge" anlaşmalarını yapmalıydı ama bunun için geç kaldı.

Fotoğraf: AP

"Kıbrıs’ta adil barış istemediklerinin kanıtı"

Emekli Büyükelçi İnal Batu’ya göre ise bu restleşme kendisine Kardak’ı hatırlatıyor. “Doğu Akdeniz ısınıyor ama ufukta bir savaş tehlikesi yok” diyor, Türk-Yunan ilişkileri ve Kıbrıs konusunda Dışişleri Bakanlığı'nın en deneyimli diplomatlarından birisi olan emekli Büyükelçi. Kardak formülünün de fikir babası olan İnal Batu şöyle konuşuyor:  “BM Genel Sekreteri Kıbrıs’ta Rumlar ve Türkler arasında kalıcı ve adil bir çözüme yaklaşılmakta olduğu, bunun bir son şans olduğu şeklinde çeşitli açıklamalar yaparken Rumların bu provokasyona girmesi onların Kıbrısta adil bir barış, kalıcı bir barış istemediklerinin bir kere daha kanıtlanması demektir.  Artık Türkiye ve herkes hesaplarını buna göre yapmalıdır.  Kıbrıs’ta BM kararlarının ön gördüğü iki bölgeli, iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı federal bir çözüm umudu olmadığı bir kez daha kanıtlanmıştır.”

Batu’ya göre Türkiye’nin bir hafta içinde Doğu Akdeniz’de aramalara başlayacak olması da doğru bir politika. İnal Batu, “ Türkiye en akıllıca yolu seçmiştir. Ben buna 'Kardak formülü' diyorum. Biliyorsunuz Yunanistan, Kardak'ta iki kaya parçasından birine çıkmıştı Türkiye de yanındaki kaya parçasına. Aynı formül uygulanmıştır onlar biryerde sondaj yapıyor biz de biraz daha uzak yerde aynı formülle aynı iddialarla yapacağız. Türkiye, doğru olanı yapmaktadır" diye konuşuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Sibel Yeşilmen/Ankara

Editör: Murat Çelikkafa

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik