1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dopingle mücadele tartışması

Benjamin Wüst21 Ocak 2009

Almanya'da devletin spor dünyasına müdahale ederek, doping maddesi kullanan sporcuları takibat altına almasını ve cezalandırmasını talep edenlerin sayısı giderek yükseliyor.

Fotoğraf: DW-TV

Liberal düşüncenin temeli, devletin hemen her alandan çekilmesi ve piyasanın kendi işleyişine bırakılmasına dayanıyor. Ancak kriz dönemlerinde devlet kurtarıcı olarak devreye girebiliyor. Spor da bu anlamda aslında finans piyasalarından ya da otomotiv sanayinden daha farklı değil. Spor dünyasının en büyük kriz unsuruysa doping.

Temiz bir spor dünyası

Dopingle mücadele, yel değirmenlerine karşı yürütülen bir savaş mı? Umudunu kaybetmiş olan sporseverler bu soruya "evet" diye yanıt verecektir. Özellikle bisiklet sporu söz konusu olduğunda... Bu spor dalında doping maddesi kullanan sporcuların birer istisna teşkil etmediği, aksine dopingin sistematik bir nitelik kazandığı, hatta "temelden kirlenmiş bir sistemle karşı karşıya" olunduğu belirtiliyor. Devletin müdahale etmesi, doping yapanları takibata alması ve cezalandırılması gerektiği sürekli olarak dile getiriliyor. Buna gerekçe olarak ise spor kulüplerinin artık doping kullananlarla başa çıkamaması gösteriliyor. Almanya'da ayrı bir spor bakanlığı bulunmuyor ve bu görev İçişleri Bakanı tarafından üstleniliyor. Devletin dopingle mücadeledeki sorumluluğuna dikkat çeken Federal İçişleri Bakanlığı Müsteşarlarından Christoph Bergner, "ceza hukukunun, sporu teşvik edici ve sınırları belirleyici konumumuzun bize verdiği olanakları kullanarak temiz bir spor dünyası için girişimde bulunmakla yükümlüyüz" diyor.


Doping serbestisi tartışmaları

Doping yapılan spor dallarında, doping yasağının kaldırılması ve sporun kendi işleyişine bırakılması talepleri bazıları tarafından dile getiriliyor. Müsteşar Bergner, böyle bir girişimin, sporu izleyiciler için zevkli olmaktan çıkaracağını, ayrıca sponsorların da dopingli sporcuları desteklemekten vazgeçeceğini belirterek bu görüşe karşı çıkıyor. Almanya Federal İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Christoph Bergner, dopingin serbest bırakılmasına karşı tutumunu şöyle açıklıyor: Dopingin serbest bırakılması halinde kitle sporu bundan etkilenebilir, hobi olarak spor yapanların motivasyonları kırılır! Bergner, böyle bir durumda müsabakalarda birbirleriyle yarışanların sporcular değil ilaç firmaları olacağını savunuyor.


Devlet, dopingle mücadelede sadece toplumsal bir sorumluluk üstlenmiyor, aynı zamanda anayasa ve devletler hukuku bakımından da bir sorumluluk taşıyor. UNESCO Dopingle Mücadele Sözleşmesi devletler hukuku açısından bağlayıcı nitelikte. Ayrıca devlet, sporu finanse etmesi halinde, çeşitli taleplerde bulunarak, çerçeveyi çizen şartları hazırlayabiliyor. Ancak şu anda Almanya’da doping yapan sporcular karşısında devletin eli kolu bağlı, zira yasalara göre sporcunun doping maddesi kullanması, ceza yaptırımı olmayan "kendine zarar verme” eylemine giriyor. Bergner, "devlet, diğer vatandaşları olduğu gibi sporcuları da kendilerine zarar vermekten hukuk yoluyla alıkoyamaz" diyor.


Devletin yetkileri kısıtlı

Özetle, Almanya'da doping yapmak suç değil. İlaç yasasında yapılan son değişiklikle, sporcunun ancak "fazla miktarda" yasak madde bulundurması ya da kullanması suç unsuru teşkil ediyor ve sporcunun, organize bir tedarik ağının parçası olduğundan hareket ediliyor. Ancak miktarla ilgili kesin bir ifade yasada yer almıyor. Almanya'da dopingle mücadele yasaları 2007'de yapılan düzenlemelerle daha da sertleşti. Ayrıca Federal Emniyet Teşkilatı bünyesinde doping içeren maddelerin organize ve uluslararası ticaretine karşı bir birim kuruldu. İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Christoph Bergner’e göre dopingle mücadelede öncelikli görev yine spor dünyasına düşüyor. Bergner, "dopingle mücadele ilk planda sporun bir yükümlüğü ve böyle kalmaya da devam edecek. Spor teşkilatları, kendileri için korunacak nitelikte olan değerleri tanımlamak zorunda. Sporcular, danışmanlar ve görevliler için kuralların belirlenmesi ve bunların, hiçbir tereddüte mahal bırakmaksızın uygulamaya geçirilmesi gerekiyor" şeklinde konuşuyor.


Yani devlet yalnızca yasal çerçeveyi belirleyebiliyor ve sistemi yapılandırıyor. Doping yapan sporcuların takibat altına alınması ve cezalandırılmasından ise spor kulüpleri sorumlu. Kulüpler, devletten farklı olarak, doping yaptığından şüphe edilen sporcuları bunu ispat etmekle yükümlü tutabiliyorlar. Ayrıca, spor federasyonları, sporcuları Ulusal Dopingle Mücadele Ajansı'nda doping testi yaptırmaya ve her an bu teste hazır olmaya zorlayabiliyor. Ancak devletin böyle bir yetkisi yok.