DSÖ'de kabul edilen Pandemi Anlaşması nedir?
25 Mayıs 2025
Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) üye ülkeler, üç yıldır devam eden zorlu müzakerelerin ardından 20 Mayıs Salı günü düzenlenen 78. Genel Kurul toplantısında küresel pandemi hazırlığı için önemli bir anlaşma imzaladı.
DSÖ tarihinde, üyelerin böyle kapsamlı bir anlaşmaya varması ikinci kez gerçekleşiyor. İlk benzer örnek, 2003 yılında kabul edilen Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi idi. Singapur Ulusal Üniversitesi'nden küresel sağlık hukuku uzmanı Ayelet Berman, DW'ye "Bunun kendisi bile büyük bir başarı" diyor.
İmzalanan Pandemi Anlaşması, Covid-19 salgınının ardından planlanan bir projeydi. Covid-19'un dünya genelinde 20 milyondan fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açtığı tahmin ediliyor.
Bu pandemi, dünya tarihinin büyük sağlık ve ekonomik krizlerinden biri olarak kayıtlara geçti.
Anlaşmanın öne çıkan maddeleri
Ülkeler, pandemi risklerini azaltmak için önleyici tedbirleri güçlendirmeyi, salgınları daha iyi izlemeyi ve önleyici planlar oluşturmayı taahhüt etti. Ayrıca bulaşıcı hastalıklarla mücadele kapasitesini artırmayı amaçlıyorlar.
Bir diğer önemli nokta ise salgınla mücadelede gerekli sağlık ürünlerinin adil ve hızlı dağıtımını sağlamak. Özellikle aşılar bu konuda en kritik unsur olarak görülüyor. Bunun yanı sıra maske gibi kişisel koruyucu ekipmanlar ve antiviral ilaçlar da bu eşitlik çerçevesinde yer alıyor.
Genetik veri paylaşımı anlaşmanın merkezinde
Anlaşmanın en önemli maddelerinden biri, ülkeler arasında hastalığa yol açan virüslerin genetik verilerinin paylaşılmasını sağlayacak "Patojen Erişim ve Fayda Paylaşımı Sistemi" (PABS). Bu sistemin detayları önümüzdeki üç yıl içinde netleşecek.
Bu sistem ile yeni ve tehlikeli bir virüs ortaya çıktığında genetik bilgiler hızla paylaşılacak, böylece salgının yayılması yavaşlatılacak. Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu'ndan epidemiyolog Daniela Manno, "Virüsün genetik dizilimini paylaşmak çok önemli, çünkü aşı ve testlerin üretimi buna bağlı" diyor.
Anlaşma ayrıca test kitleri, ilaçlar ve aşıların bulunduğu bir stok oluşturulmasını öngörüyor. Bu malzemelerin beşte biri düşük gelirli ülkelere gönderilecek.
Anlaşmanın başarısı uygulamasına bağlı
Ancak bu anlaşma daha çok ülkelerin niyetlerini ortaya koyduğu bir belge. Nasıl uygulanacağı ve yaptırımların ne olacağı henüz belli değil.
Bazı ülkeler, anlaşmanın egemenliklerine müdahale edeceğinden endişeliydi. Ancak nihai metinde her ülkenin kendi yasalarını uygulama hakkı açıkça korunuyor. Bu durum ise anlaşmanın yaptırım gücünü sınırlıyor.
Berman, "Hukuki olarak oldukça sınırlı. DSÖ'nün üye ülkelerin iç işlerine müdahale etme yetkisi yok. Anlaşmanın başarısı, finansman ve siyasi iradeye bağlı" diyor.
Uzmanlar, ileride Birleşmiş Milletler'in iklim zirvelerine benzer toplantılar yapılabileceğini, burada ülkelerin dostane bir ortamda uygulamaları değerlendireceğini söylüyor.
ABD'nin yokluğu herkesin dikkatini çekti
DSÖ Genel Kurulu'nda en dikkat çeken eksiklik ABD'nin olmamasıydı. ABD, 2025 Ocak ayında DSÖ'den çekildi.
Bu, DSÖ'nün en büyük mali destekçisinin ve küresel sağlık alanındaki en önemli oyuncusunun yokluğu anlamına geliyor. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, toplantının açılışında kalan ülkelerden gelecek bütçede yüzde 21 kesinti yapılmasını talep etti.
ABD'nin anlaşmaya katılmaması, ülkedeki ilaç şirketlerinin ve araştırma merkezlerinin bilgi paylaşımına dahil olmaması anlamına gelebilir. Bu da anlaşmanın eşitlik hedeflerini zayıflatabilir. Yine de Covid-19 aşılarının önemli bir kısmı Avrupa merkezli şirketler tarafından geliştirildi.
Epidemiyolog Manno, "Bu anlaşma, ülkelerin birlikte hareket etmeye istekli olduğunu gösterdiği için halkın kendini daha güvende hissetmesini sağlayabilir. Ayrıca düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşayanlar uluslararası sisteme daha fazla güvenebilir" diyor.