Duvar 16 yıl önce yıkıldı
9 Kasım 2005 Bugün Almanya tarihinde iki önemli günün yıldönümü. 1938’de Nazi iktidarında 9 Kasım’ı 10 kasım’a bağlayan gece ve Reichskristallnacht olarak bilinen gecede Yahudilere karşı saldırılar yaşanmış, binlerce ev ve işyeri yağmalanmış, kitaplar yakılmıştı. İkinci Dünya Savaşından sonra 9 Kasım yıllarca bu niteliği ile anıldı. 1989 yılı 9 Kasım’ında ise son derece farklı bir gelişme yaşandı: Berlin duvarının yıkılması. Yaklaşık bir yıl sonra gerçekleşecek iki Almanya’nın birleşmesinin adeta müjdecisi olan bu gelişmenin 16. yıldönümü kutlanıyor.
9 Kasım 1989, akşam saatlerine kadar son derece sakin geçti: Batı Almanya’nın Başbakanı Helmut Kohl, Varşova’da görüşmeler yaptı. Bonn’daki parlamentoda, milletvekili maaşlarının arttırılması önerisi görüşüldü. Doğu’da ise o zamanki iktidar partisi “Sosyalist Birlik Partisi Merkez Komitesi” halk arasında gittikçe artan huzursuzluk ve gerginliğin nasıl azaltılacağını tartışıyordu.
"Yaşam cezalandırır"
Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nde, büyük bir coşkuyla kutlanan 40’ıncı kuruluş yıldönümü şenliklerinin üzerinden yaklaşık bir ay geçmişti. Bu kutlamalara katılan o zamanki Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Michael Gorbaçov’un, “Yaşam ona tepki göstermeyenleri cezalandırır” sözleri adeta bir uyarı gibiydi.
Bu arada adı Demokratik Almanya ile özdeşleşen Devlet ve Parti Başkanı Erich Honecker’in ayağı halefi Egon Krenz tarafından kaydırılmış, halkın hükümete yönelik gösteri ve protestoları da şiddetini iyice artırmıştı. Halk kitleler halinde gitmesine izin verilen “sosyalist” komşu ülkelere gidiyor, protestolerın şiddeti artıyordu. Doğu Berlin’deki iktidar sahipleri artık ağabeyleri Sovyetler birliği’nden bekledikleri desteği bulamıyordu. Sovyetler’de cereyan eden “Glasnost” ve “Perestroika” akımları, Doğu Bloku’nu derinden sarsmıştı.
Doğu Almanya için son perde
Ülkede patlama noktasına gelmiş halkı durduracak bir yöntem bulunmalıydı. Doğu Berlin hükümeti işte bu nedenle, alelacele vatandaşlarının yurtdışına çıkışları kolaylaştıran bir yasa çıkardı.
SED Partisi Doğu Berlin Sekreteri Günter Schabowski, parti kongresinde alınan kararlara ilişkin açıklama yaparken, aslında bir gün sonra kamuoyuna duyurulması kararlaştırılan bir basın bildirisini okuyuverdi: “Ve bu nedenle, bugün bir karar alarak, her Demokratik Almanya vatandaşının ülke sınırlarından çıkmasını mümkün hale getirdik.
Saatler 18.53’ü gösteriyordu. Demokratik Almanya televizyonunun verdiği haber bütün dünyanın dikkatini bir anda bu noktaya çekti. Haber aslında Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nde son perdeye gelindiğini de dolaylı şekilde anlatıyordu.
Buna rağmen ilk tepkiler ise oldukça temkinli idi. Varşova’daki Batı Almanya Başbakanı Helmut Kohl, “Bu kararın sonuçlarının ne olacağını, ne tür reformların yaşama geçirilmesi gerektiğini şu anda kimse bilemez” diyordu. Bu arada Bonn’da federal parlamento görüşmelerine ara verdi ve o zamanki SPD Genel Başkanı Hans- Jochen Vogel, “Bu karar, 28 yıl aradan sonra artık duvarın işlevini yitirdiği anlamına gelir” açıklamasını yaptı.
Berlin'de coşku
Bu açıklama ile çoşan milletvekilleri toplantıyı milli marş ile kapattılar. Haber kısa sürede her yere yayılmıştı. Sadece Doğu Alman liderliğinin bilgisi yoktu. Merkez Komite kapalı kapılar ardında toplantıda idi ve hiç kimse basın toplantısını ya da haberleri izlememişti.
Schabowski’nin açıklamalarından kısa bir süre sonra sokaklar doldu. Doğu Berlinliler, Batı Berlin sınırına akın etti. Saat 20.00 sıralarında yüzlerce, hatta binlerce kişi duvarın önünde birikti. Durum hassaslaşmıştı. Saat 21.00’de ise Devlet Güvenlik Bakanı Erich Mielke, Devlet Başkanı Krenz’den gelen emirle, aralarında Batı Almanya sınırı da olmak üzere bütün sınır kapılarının açıldığını bildirdi. Berlin büyük bir coşkuya sahne oluyordu.