1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ege’de kaçak göçe karşı işbirliği

Ayhan Şimşek15 Kasım 2007

Türkiye ile Yunanistan, kaçak göçle mücadelede görüş ayrılıklarını aşma çabalarını yoğunlaştırdı. İki ülke sahil güvenlik birimleri arasında ortak haberleşme sistemi kuruluyor. Birleşmiş Milletler gelişmeden memnun.

Giderek büyüyen kaçak göç sorunuyla işbirliği artıyor.
Giderek büyüyen kaçak göç sorunuyla işbirliği artıyor.Fotoğraf: AP

Bu hafta başında Yunanistan’ın Mora yarımadası açıklarında batma tehlikesi geçiren Türk gemisinde, 275 Iraklı kaçak göçmen ölümden döndü. Olay, Ege denizi üzerinden yapılan insan kaçakçılığının boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Kaçak göçmenler konusunda bugüne kadar birbirini suçlayan Türkiye ve Yunanistan, artık görüş ayrılıklarını aşmaya ve işbirliğini geliştirmenin yollarını aramaya başlıyor.

Türkiye ile Yunanistan, kaçak göçle mücadelede işbirliğini geliştirme konusunda anlaştı. Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Can Erenoğlu’nun Atina’ya yaptığı ziyaret sırasında, iki ülke sahil güvenlik birimleri arasında “on-line haberleşme sistemi” kurulması konusunda anlaşmaya varıldı.


İşbirliğine uluslararası anlaşma çerçevesi

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilciliği sözcüsü Metin Çörebatır, bugüne kadar birbirine sert eleştiriler yönelten Ankara ve Atina arasında işbirliği adımlarının atılmasından memnun olduklarını söyledi:

“Bizim arzumuz iki ülkenin bir araya gelip, bu işbirliğini artırmaları. Hem denizde mahsur kalan insanların kurtarılmalarıyla ilgili belli uluslar arası anlaşmalar var. Aynı şekilde, denizde bulunan zor durumdaki insanlar, eğer herhangi bir tekne tarafından kurtarılırsa, o insanların karaya çıkarılmasına ve sığınma talepleri varsa, onların incelenmesine izin verilmesi gerekiyor. Biz işbirliğinin, bu yönde, uluslar arası anlaşmaların öngördüğü çerçevede, daha da geliştirilmesinden yanayız. Her iki tarafla da yaptığımız görüşmelerde bunu tavsiye ediyoruz.”

Büyük bir kaçak göçmen akınına uğrayan Yunanistan, bu alanda tek başına mücadele etmekte zorlanıyor ve Avrupa Birliği’nden destek arıyor.

Yunan makamları, 2006 yılında 22 bin kaçak göçmenin yakalandığını, bu yılın ilk 8 ayında yakalanan kaçakların sayısının ise 18 bine ulaştığını kaydediyorlar.

Ankara “ispat” istiyor

Atina, yakalanan kaçak göçmenlerin iadesini kabul etmeyen Ankara’yı sert bir şekilde eleştiriyor. Türkiye ise, iki ülke arasında 2000 yılında imzalanan anlaşma uyarınca, yalnızca Türkiye üzerinden Yunanistan’a geçmeye çalıştıkları ispatlanan kaçak göçmenleri kabul edebileceğini söylüyor. Anlaşmaya göre, geri iade sürecinde masrafların da Atina tarafından karşılanması gerekiyor.

Yunanistan, geçen 4 yılda 22 bin kaçak göçmenin Türkiye tarafından geri kabul edilmesini talep ederken, Ankara yaklaşık 4 bin kaçak göçmeni kabul etti.

”Kaçaklar kendi kaderleriyle baş başa bırakılıyor”

Türk tarafı, Yunanistan makamlarını; dönem dönem yakaladıkları kaçak göçmenleri, Türk karasularına kadar getirilip, burada kendi kaderleriyle baş başa bırakmasına tepki gösteriyor.

Birleşmiş Milletler yetkilisi Metin Çörebatır, Türkiye ile Yunanistan arasında karşılıklı suçlamaların yerini işbirliğine bırakmasını beklediklerini kaydederken, gerçekte her iki ülkenin de kaçak göçle mücadele konusunda önemli eksikleri olduğunu söyledi.


”Siyasi mülteciler diğerlerinden ayrılmalı”

Hem Türk, hem de Yunan makamları, yakaladıkları tüm kaçakların ekonomik nedenlerle Avrupa’ya geçmeye çalıştığını düşünüyor. Oysaki kaçak yabancılar arasında siyasi nedenlerle sığınma arayanların oranı çok yüksek: “Her iki tarafta da eksikliği hissedilen konulardan birisi şu: Gerek uluslar arası korumaya ihtiyacı olan ve sığınmacı dediğimiz, sığınma talebiyle ülkesini terk eden insanlar, gerekse ekonomik nedenlerle hareket eden insanlar, maalesef aynı yolları denemek zorunda kalıyorlar. Her şeyden önce her iki ülkenin de, sığınma talebiyle gelenleri, diğerlerinden ayıracak mekanizmaları geliştirmesi gerekiyor.”


ABD raporundaki uyarı

Amerika Birleşik Devletleri’nin 2007 insan kaçakçılığı raporuna göre Türkiye, önemli bir geçiş ülkesi durumunda. Raporda, Türkiye’nin insan kaçakçılığı ile mücadele konusunda son dönemde attığı adımlar destekleniyor, ancak insan kaçakçılığı yapan suçlulara daha sert cezalar verilmesi talep ediliyor.

”Mafya türü örgütler işin içinde”

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği yetkilisi Metin Çörebatır, insan kaçakçılığı ile mücadelenin en etkili yolunun, bu alanda uluslar arası mevzuat ve işbirliğinin güçlendirilmesi olduğunu kaydetti:

“İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamalarda, her yıl önemli sayıda kişinin, insan kaçakçılığı suçuyla yakalandığı açıklanıyor. Mafya türü örgütler de bu işe şimdi daha fazla giriyorlar. Çünkü büyük para var. Üstelik, uyuşturucu, silah kaçakçılığı gibi klasik kaçakçılık türleriyle mukayese ettiğimizde, insan kaçakçılığı ile ilgili cezaları düzenleyen, caydırıcılık içeren uluslar arası anlaşmaların sayısı daha az, mekanizmalar daha yetersiz."