EHEC virüsü can aldı
24 Mayıs 2011Virüs Almanya genelinde hızla yayılırken, şu ana kadar tespit edilen vaka sayısı 350’ye ulaştı. Hastanelerde tedavi altına alınan bazı hastaların durumunun ağır olduğu ifade ediliyor. Aşağı Saksonya, Hamburg, Hessen ve Mecklenburg-Vorpommern eyaletlerinde hasta sayısının giderek arttığı açıklandı.
Hayvanlardan geçmiş olabilir
Bağırsak enfeksiyonuna yol açan EHEC hakkında elde henüz net bilgiler yok. Büyük ve küçükbaş hayvanların yanı sıra, vahşi hayvanların bağırsaklarında da rastlanan bu virüsün bağırsak florası aracılığıyla hayvanların etine ve sütüne karıştığı sanılıyor. Ancak virüsün gübreleme ile sebze ve meyvelere geçerek, oradan da insanlara bulaşmış olabileceği tahmin ediliyor. Kirli suların da virüsün yayılmasında etkili olmuş olabileceği ifade ediliyor. Hayvanlar için zararlı olmayan bu virüs insan sağlığını ise tehdit ediyor. Almanya’nın önde gelen sağlık araştırma kurumlarından Robert Koch Enstitüsü uzmanlarından Susanne Glasmacher, normalde enfeksiyonların hafif geçirildiğini belirtiyor ve “Senede ortalama bize bildirilen EHEC vakası sayısı bin cıvarında. Ama ağır vakaların sayısı sadece 60 kadar oluyor" diyor.
Almanya telaşlı
Ancak son günlerde Almanya'da aniden artışa geçen EHEC vakaları, özellikle Almanya’nın kuzeydeki eyaletlerini telaşlandırdı. Schleswig-Holstein eyaletinde vaka sayısı iki gün içinde iki kattan fazla artış gösterdi. Kusma, bulantı, ishal, ateş gibi belirtilerle vücutta kendini gösteren virüs, ağır vakalarda böbrek yetmezliğine neden olarak ölüme sebebiyet verebiliyor. Hastalığın bu ağır seyrine Hemoliz Üremi Sendromu’nun kısaltması olan HUS adı veriliyor. Glasmacher şöyle konuşuyor: “Bu bakterilerin özelliği, hücre zehiri olarak da adlandırılabilecek toksinler üretmeleri. Bu zehirler sorunlara yol açıyor, kan hücrelerini yok ediyorlar ve bu nedenle kansızlık oluşuyor. Kan hücreleri böbreği besleyen kan damarlarını tıkayarak böbrek yetmezliğine neden oluyor.”
"Eti sebzeleri iyi pişirin"
Uzmanlar, virüsten korunmanın en iyi yolunun et ve süt ürünlerini çiğ tüketmemek, eti ve sebzeleri en az on dakika ve 70 derecenin üzerinde bir ısıda pişirmek, vücut hijyenine önem vermek ve özellikle de el yıkamak olduğunu ifade ediyor. Susanne Glasmacher hastalıktan korunmak için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor: “Tuvalete gitmeden önce, gıda maddeleri ile temasa geçmeden önce ellerin yıkanması çok önemli. Ayrıca et kesilen bıçağın salata kesmede kullanılmadan önce iyice temizlenmesi de aynı şekilde önemli.”
Uzmanlar virüsün doğrudan temas durumunda insandan insana geçmesinin de mümkün olduğuna dikkat çekerek, hasta yakınlarının hijyene özen göstermesi gerektiğini vurguluyor.
© Deutsche Welle Türkçe
DW/Afpd/dpa, Derleyen: Başak Özay
Editör: Beklan Kulaksızoğlu