Teknoloji devi Amazon'un, web sitelerinin trafiğine dair bilgi toplayan şirketi Alexa'nın verilerine göre Ekşi Sözlük, Türkiye'nin en çok ziyaret edilen on dördüncü internet sitesi. 1999 yılında yazılımcı Sedat Kapanoğlu'nun kurduğu site Türkiye'nin en eski sosyal medya platformlarından biri.

100 binden fazla yazarın günde 60 binden fazla "entry" girdiği Ekşi Sözlük, yine bir "entry" ile gündeme geldi. Haziran ayının sonunda bir kullanıcı "Halkın ayaklanması için daha ne olması gerekiyor" şeklinde bir başlık açtı ve iktidarı eleştirdi. Bu başlık asıl ilgiyi ise perşembe günü gördü. Bir kullanıcının yeni giriş yaparak üst sıralara çıkardığı içerik büyük tartışmalara neden oldu.

Sosyal medyada, söz konusu içeriğe dair "isyana teşvik" ve "iç savaş çağrısı" yorumları paylaşılırken, iktidara yakın gazete ve gazeteciler de Ekşi Sözlük'ü "Türkiye aleyhinde" olmakla suçladı.

Bunun üzerine Ekşi Sözlük yönetimi bir açıklama yaptı. Sözlük'ün her kesimin düşüncelerini özgürce dile getirdiği bir oluşum olduğunu ifade ederek hukuka aykırı içeriklerle ilgili şikayete açık olduklarını bildirdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise yazılanlar hakkında "suç işlemeye tahrik" ve "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçlarından soruşturma başlattı.

DW Türkçe, Ekşi Sözlük CEO'su Başak Purut ile konuşarak yaşananları sordu. Purut, Sözlük'e yönelik organize bir saldırı olduğunu ifade etti, hukuki sorumluluklarını yerine getirmeye devam edeceklerini bildirdi. Ekşi Sözlük'ün çok sesli bir platform olduğunu ve ömrünü böyle sürdüreceğini aktardı.

DW Türkçe: Perşembe günü tam olarak neler yaşandı?

Başak Purut: Önce bir ‘flood' yapıldı. Sanki ideolojik saiklerle bazı kişilerin yazdıkları siliniyor, bazı partileri destekleyen içerikler siliniyor, bazı fikirlerin aleyhindeki yorumlar siliniyor gibi flood yapıldı. Onu incelettim. Yazarın bir algı çalışması yapıp kendi sildiği şeyi sanki moderasyon silmiş gibi gösteren ekran görüntüleri alıp bir algı çalışması yaptığını gördüm.

Hemen ardından açılan birkaç başlıkla ilgili, "iç savaş çağrısı" gibi, yazanların kendilerinin bile inanmadığına emin olduğum saçma sapan bir iddia ile Ekşi Sözlük yönetimini hedef aldılar.

Sözlük'te yazılan entry'ler ile ilgili sizin nasıl bir tasarrufunuz oluyor?

Sözlük'te isteyen istediği başlığı açıp istediği şeyi yazabiliyor ve bu yirmi yıldan fazladır böyle. Yeni bir şey değil.

Hukuka aykırı içeriklerle ilgili ise bize şikayet gelmediği zaman çoğunlukla haberimiz olmuyor çünkü günde on binlerce içerik giriliyor. Biz şikayet gelince bunlarla ilgileniyoruz, gerekli adımları atıyoruz. Şikayet süreçlerimiz zaten düzgün işliyor. Yani herhangi bir sosyal mecradan farklı çalışmıyoruz. Tek farkımız Türkiye'de olmamız. Ve bu nedenle şikayetlere normalden çok daha hızlı dönüş yapıyoruz.

Yaşanan tartışmaların ardından başlığı tamamen sildiniz. Bunun nedeni nedir?

Birden fazla başlık tümden silindi. "Halkın ayaklanması için daha ne olması gerekiyor" ile ilgili ise, "ayaklanma"nın Türk Dil Kurumu'ndaki karşılığı, "Halkın hükümete karşı isyan etmesi"... Oradan baktık, öyle bir algı çıkmış sanıyorum. Yoksa entry'de bir şey yok ama başlık o şekilde yorumlandı. Sözlük anlamındaki hukuka aykırılık içeriği yüzünden sildik onu.

Daha sonra suç unsuru içeren entry'lerle ilgili soruşturma açıldığı duyuruldu. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Bu, Ekşi Sözlük'ün hep maruz kaldığı bir şey. Sürekli soruşturma açılıyor çünkü sürekli birileri bir şeyi şikayet ediyor. Birçoğu sonuçlanmıyor çünkü hukuka aykırılık teşkil etmiyor. Bir kısmı da gerçekten hukuka aykırı bir şey varsa davaya dönüşüyor. Beraat ya da mahkumiyetle sonuçlanıyor. Bunlar olağan şeyler, Twitter'da da, Facebook'ta da olan şeyler. O yüzden bana çok farklı gelmedi. Hayatın olağan akışı benim için. Biz sorumluluklarımızı yerine getirdiğimiz için bir endişe duymuyoruz.

"Bizi hedef aldılar" dediniz. Kim yapıyor bunu?

Dönemsel olarak organize saldırılar oluyor Ekşi Sözlük'e. Bu her muktedir ya da iktidar olmak isteyen küçüklü büyüklü grubun yaptığı bir şey. Bu grupların ortak özelliği de çok sesliliğin olduğu hiçbir ortamı istememeleri.

Sözlük'te her siyasi görüşteki insan diğer gruptaki insanların kayırıldığını söyleyerek eleştiri yapıyor. Aynı başlıkta birisi diyor ki, "Siz CHP'yi savunuyorsunuz". Biri diyor ki "Aktroller'i doldurdunuz", başka biri "HDP'lisiniz" diyor. Sistem hep aynı, bunları yazan insanlar tek seslilik isteyen insanlar. Ancak biz her zaman çok sesli olmaya çalışıyoruz ve öyle olmaya devam edeceğiz.

 

Batu Bozkürk

© Deutsche Welle Türkçe