1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

En tehlikeli virüs

31 Mayıs 2012

Geçtiğimiz günlerde İran ve Ortadoğu ülkelerinde keşfedilen yeni bilgisayar virüsü “Flame – Alev” büyük endişe yarattı. "Flame"in şimdiye kadarki en tehlikeli virüs olduğu belirtiliyor.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Kaspersky.com

Gerçek hayatta politikacılar ve diplomatlar, yoğun diplomatik çabalarla İran’ın nükleer silah üretmesini önlemeye çalışıyor. İsrail hükümetinin “şahin” kanadı da uzunca bir zamandır gerekirse askeri müdahaleden çekinmeyecekleri tehdidinde bulunuyor.

Dijital dünyada ise siber savaş çoktan başladı bile. Dijital bir sabotajın, gerçek hayatta ne denli ciddi sorunlar doğurabileceğini, İran’ın nükleer tesislerini hedef alan “Stuxnet” virüsü gayet açık bir şekilde göstermişti. 2010 yılında ortaya çıkan virüs, İran’ın uranyum zenginleştirme tesislerindeki bazı santrifüjleri manipüle etmeyi başarmıştı.

Son derece pahalı bu virüs yazılımının kimler tarafından programlandığı ve dolaşıma sokulduğu ise hiçbir zaman açıklanmadı, ancak uzmanların tahminlerine göre, "Stuxnet" virüsü bir “gizli servisin” çıkarlarına hizmet ediyordu.

Fotoğraf: fotolia/Antonio

İran Petrol Bakanlığı ve Basra Körfezi’ndeki önemli petrol tesislerinde bilgisayarlarda geçen nisan ayının sonunda keşfedilen virüsten de kimin sorumlu olduğu kesin olarak bilinmiyor. Bilgisayar uzmanları oldukça karmaşık bir yapısı olduğunu söyledikleri “Flame” virüsünü daha önce tanımadıklarını belirtiyor. Yine arkasında bir devlet olduğu sanılan virüsün amacının casusluk olduğu düşünülüyor.

En tehlikelisi

Rusya’nın ünlü antivirüs şirketi Kaspersky, "Flame" virüsünün şimdiye kadar bilinen tüm sanal tehditlerden çok daha tehlikeli ve karmaşık olduğunu belirtiyor. Söz konusu virüs, internet bağlantısını kullanarak bilgisayarların ara birimlerini kullanıcının haberi olmadan çalıştırabiliyor. Uzaktan kumanda edilebilen virüs, daha sonra mikrofonu açarak sesleri kaydedebiliyor. Topladığı tüm bu verileri de yine internet ağı üzerinden kaynağına geri gönderiyor. Ve ne kadar bilgi topladığı da daha sonra denetlenemiyor. Peki bu nasıl olabiliyor?

Kaspersky şirketinden Rus uzman Vitali Kamluk’un yanıtı şöyle: “Flame bulaşırken ilk aşamada bilgisayarda antivirüs programları olup olmadığını denetliyor. Eğer varsa, o zaman zarar verecek operasyonlara girişmiyor.”

Virüs böylece fark edilmiyor.

Amaç casusluk

Uzmanlar bu sanal saldırıların arkasında bir devlet olduğundan yola çıkıyor. Birleşmiş Milletler de aynı fikirde. BM Uluslararası Telekomünikasyon Dairesi'nden sorumlu Marco Obiso, "Flame" hakkında “şimdiye kadarki en ciddi uyarıyı yapacaklarını” belirterek virüsün casusluk amacıyla kritik altyapılara saldırıda kullanıldığının altını çizdi.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Uzmanlar "Flame"in "Stuxnet" virüsünün bir devamı olduğu üzerinde duruyor. Yeni bir siber saldırının hazırlığını yaptığı tahmin edilen "Flame"in yine aynı kaynak tarafından geliştirdiği sanılıyor. Vitali Kamluk şimdilik kesin bir bilgiye ulaşmadıklarını ve incelemelerinin sürdüğünü belirtti:

“İnternette virüsü kontrol eden bilgisayarın izini sürmeye devam ediyoruz. Ancak birbirinden oldukça uzaktaki farklı ülkelerde onlarca sunucu var. Ve bunların coğrafi kaynağını ve kurumsal bir bağı olup olmadığını tespit etmek imkânsız.”

Ancak İsrail Başbakan Yardımcısı Moşe Yalon'un İran'ın nükleer silah üretme çabalarına karşı bir bilgisayar virüsünün kullanılmasını uygun bir araç olarak değerlendirmesi İsrail üzerindeki kuşkuları artırıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Köylü

Editör: Beklan Kulaksızoğlu

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik