Endonezya'nın trans birey olduğunu gizlemeyen ilk kamu yöneticisi Hendrika Mayora Kelan, kariyerinde karşılaştığı zorlukları ve bundan sonraki hedeflerini DW'ye anlattı.

Dünyanın en kalabalık Müslüman nüfusuna sahip ülkesi Endonezya'da Sikka bölgesindeki Habi köyünün yöneticiliğine seçilen Kelan, "Bir trans kadın olarak insanların bana verdiği desteğe minnettarım. Köy yönetimini bana emanet ettiler" dedi.

Geçen hafta 34'üncü yaş gününü köyde sebze dağıtarak kutlayan Kelan, seçim sürecinde cinsel yönelimi nedeniyle kendini daha az şanslı gördüğü için zaman zaman ümidini yitirmiş. Ancak sandıktan çıkan sonuç, çalışkanlığıyla tanınan Kelan'ın bu özelliğinin köylüler için daha fazla önem taşıdığını ortaya koyuyor.

Kelan, "Seçilir seçilirmez pandeminin getirdiği zorluklarla karşılaştım. Bu yüzden hemen bir gıda güvenliği programı oluşturarak tarlalara ekim yapıp mahsulleri halka dağıttım" diye konuştu.

Hedefleri

Görevde kalacağı altı yıl boyunca köyünün gelişmesine yardımcı olmak için elinden geleni yapacağını söyleyen Kelan, trans bireyler gibi toplumda ötekileştirilmiş grupları kucaklayıcı politikaları da hayata geçirmeye çalışacağını belirtti.

Endonezya'daki trans kadınların toplumsal damga ya da basmakalıp inanışlar olmaksızın yönetimin bir parçası olabileceğine dair bir örnek teşkil etmek istediğini vurgulayan Kelan, siyasi kariyeri konusundaysa hırsları olmadığını söyledi. Kelan, "Ne olmam gerekiyorsa o olacağım. Bu, milletvekilliği de olabilir, başka bir şey de. Yapmayı arzuladığım şeyi yapmama müsaade ettiği müddetçe sorun yok. Yani insanlara hizmet etmeyi ve halka yardımcı olmayı. Veya bir rahibe de olabilirim" dedi.

Zorluklarla dolu bir ömür

Endonezya'da trans birey olarak ön yargı ve ayrımcılığa maruz kalmadan yaşayabilmek kolay değil. Katoliklerin çoğunlukta olduğu Habi köyünde 1986 yılında bir erkek ismi olan "Henderikus" adıyla dünyaya gelen Kelan, ilkokuldan itibaren kendini bir kız çocuğu gibi hissettiğini ve makyaj yapıp daha kız oyuncaklarıyla oynadığını söylüyor.

"Kendimi erkeklerden farklı hissediyordum. Ama aile baskısı nedeniyle erkek çocuğu gibi yaşamaya devam ettim" diyen Kelan, daha sonra ailesiyle Papua'ya taşındığını ve lise çağında bir Katolik ruhban okuluna girdiğini anlatıyor.

Ancak bu okulda okurken cinsiyet değişikliğinin din tarafından yasaklanan bir günah olduğu inancıyla kendi kimliği arasında çatışmalar yaşadığını belirten Kelan, bu sırada kendisinin erkek bedenine hapsedilmiş bir kadın olduğu hissinin de giderek güçlendiğini ifade ediyor.

Bu zorluklar nedeniyle depresyona giren Kelan, iki yıl sonra kilise çatısından ayrıldığını ve sakladığı cinsel kimliğini yavaş yavaş ortaya koymaya başladığını söylüyor.

Artık kadın kıyafetleri giymeye başlayan Kelan, daha sonra Cava adasındaki Yogyakarta kentine taşındığını ve gönüllü olarak AIDS hastalarına hastalarına yardım ettiğini aktarıyor. Ancak daha sonra parası bittiği için sokak sanatçısı ve seks işçisi olarak çalıştığını belirten Kelan, bu esnada yetkililerce dövüldüğünü ve tacize uğradığını anlatıyor.

Kuzeninin ölümünün ardından 2018 yılında, doğduğu köye geri dönen Kelan, kısa süre içinde kazandığı popülariteyle yöneticiliğe seçildi.

Ayu Purwaningsih

©️ Deutsche Welle Türkçe