1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Enflasyon: Mehmet Şimşek ne değiştirdi?

4 Aralık 2023

Resmi enflasyonun gerçekçi olmadığına dair şüpheler, Şimşek döneminde de ortadan kalkmadı. TÜİK ile bağımsız akademisyenlerin hesaplaması arasında iki kattan fazla fark var.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet ŞimşekFotoğraf: Adem Altan/AFP/Getty Images

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in rasyonel politika mesajlarının üzerinden altı ay geçti. Ancak uzmanlara göre Türkiye'de resmi olarak açıklanan enflasyon rakamları halen şeffaflıktan ve gerçeklikten uzak.

Rakamların gerçeği yansıtmaması bunun üzerinden yapılan asgari ücret hesaplamalarını da çalışanların aleyhine değiştiriyor. Ekonomistler Türkiye İstatistik Kurumu'nun iki yıldır enflasyon sepetinde yer alan madde fiyatlarını da yayınlamadığına dikkat çekiyor.

DW Türkçe'ye konuşan ekonomist Dr. Oğuz Demir, madde fiyatlarının açıklanmasının çok kolay bir işlem olduğunu belirterek neden yayınlanmadığının önemli bir soru olduğunu söylüyor: "İki yıldır ücretler ve emeklilere yapılması gerekenin altında zam yapıldı da bunu mu görmemizi istemiyorlar?"

Ekonomist Dr. Oğuz DemirFotoğraf: Privat

İki kattan fazla fark var

Türkiye İstatistik Kurumu'na göre kasım ayında yıllık enflasyon yüzde 61,98 olarak gerçekleşti. Tüketici Fiyat Endeksi (Tüfe) aylık bazda yüzde 3,28 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) resmi enflasyonu olması gerektiğinden düşük hesapladığına dair tartışmalar uzun süredir devam ediyor.

Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu'na (ENAG) göre Türkiye'de yıllık enflasyon resmi verinin iki katından fazla. ENAG, kasımda yıllık enflasyonu yüzde 129,27, aylık enflasyonu yüzde 5,58 olarak açıkladı.

TÜİK enflasyon hesaplaması için haftada bir fiyat araştırması yaparken bu verilerin aylık geometrik ortalamasını alıyor. ENAG ise metodolojik anlamda gerçeğe daha yakın olan günlük dinamik veriler kullanıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, altı ay önce görevi devraldığında Türkiye'nin rasyonel zemine dönmekten başka çaresi kalmadığını belirterek "Şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacak" demişti.

ENAG verisine göre asgari ücret 24 bin TL

Enflasyon hesaplaması geçen hafta komisyonda görüşmelerin başladığı 2024 yılı asgari ücret rakamı için de belirleyici nitelikte.

TÜİK verilere göre beş aylık birikimli enflasyon yaklaşık yüzde 38,9'u bulurken bu, asgari ücret için 16 bin liraya yakın bir rakamı işaret ediyor.

DW Türkçe'nin hesaplamasına göre ise ENAG verileri baz alındığında beş aylık birikimli enflasyon yüzde 57,3'ü buluyor. Bu rakama göre asgari ücretin 18 bin lira civarında olması gerekiyor. Resmi verilerle bağımsız akademisyenlerin yaptığı enflasyon hesaplamaları üzerinden bulunan iki farklı asgari ücret arasındaki makas, süre uzadıkça büyüyor.

Peki son iki yıldır açıklanan ENAG verileri üzerinden hesaplandığında asgari ücretin kaça çıkması gerekiyor?

Resmi verilere göre yıllık enflasyon 2022'de yüzde 64,27 olarak gerçekleşirken ENAG'ın hesaplamasına göre yüzde 137,55 olmuştu. Geçen yıl asgari ücrete yılda iki kez zam yapıldı. 2022 başında yüzde 4 bin 253 lira olan net asgari ücret, yıl sonunda toplamda yüzde yüzlük bir artışa denk gelen 8 bin 506 liraya çıkarıldı. Böylelikle asgari ücretteki bir yıllık artış yıllık resmi enflasyonun üzerinde oldu. Ancak ENAG enflasyonu baz alınarak hesaplandığında asgari ücretin 2022 sonunda 10 bin 103 lira olması gerekiyordu.

Bu rakam üzerinden ise yine ENAG rakamları üzerinden temmuz ayında 15 bin 208 liraya çıkması gereken asgari ücret 2024 başında en az 24 bin liraya yükseltilecekti.

Buna karşın şu anda asgari ücretle ilgili 16-17 bin liralık rakamlar konuşuluyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda işçiyi temsilen bulunan Türk-İş, asgari ücret pazarlığını 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı olan 14 bin 25 liradan başlatacaklarını açıkladı.

"Şeffaflık olmadan yapılan zam tatmin edici değil"

Dr. Oğuz Demir, son iki yıldır özellikle dar gelirliler ve ücretlilerin TÜİK verilerine göre hesaplanan enflasyon rakamları üzerinden maaş zamlarını aldıklarını, asgari ücret pazarlığında da enflasyonun belirleyici olduğunu belirtiyor.

Bakan Şimşek'in göreve gelirken rasyonellik ve şeffaflık sözü verdiğini hatırlatan Demir, "TÜİK çok kolay bir işlem olmasına rağmen son iki senedir madde fiyatlarıyla ilgili alt verileri yayınlamıyor. Niye yayınlamadıkları önemli bir soru. İki yıldır ücretler ve emeklilere yapılması gerekenin altında zam yapıldı da bunu mu görmemizi istemiyorlar? Bir an evvel bu verilerin yayınlanması, sorumlular kimse onların da tespit edilmesi ve neyse bunun soruşturması yapılması lazım" diye konuşuyor.

Ekonomi yönetiminde en önemli konunun şeffaflık olduğunu vurgulayan Demir, "Şeffaflığa erişemediğiniz sürece işçi ne kadar zam alırsa alsın bir türlü tatmin olmuyor, emekli tatmin olmuyor" diyor.

"Kura müdahale edilmesi de etken"

DW Türkçe'ye konuşan Beykoz Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Evren Bolgün'e göre de resmi enflasyonun gerçekçi olmadığına dair şüphelerin ortadan kalkmamasında en önemli etken, TÜİK'in enflasyon kalemlerindeki verileri halen kapalı tutuyor olması.

ENAG grubunun açıkladığı enflasyon rakamlarına toplumun daha çok itibar gösteriyor olmasının da diğer bir etken olduğunu vurgulayan Bolgün, "Devletin yönlendirilen ve yönetilen giderlerini 2024 yılı için yüzde 60'a yakın artırırken TCMB'nin 2024 için yüzde 36 enflasyon beklentisi de ayrı bir etken. Döviz kurunda son üç dört aydır kontrollü yönetilen kur sistemi uygulanarak kur artışlarının aylık yüzde 2-2.3 arasında bir artış ile sınırlandırılması ve kur-enflasyon geçişkenliğine müdahale edilmesi de bunu etkiliyor" diye devam ediyor.

Yıl sonu tahminleri tutar mı?

Merkez Bankası (TCMB), 2023 sonunda yüzde 65, 2024 sonunda yüzde 36'lık bir enflasyon beklerken, Orta Vadeli Program'da enflasyon beklentisi 2023 sonu için yüzde 65.

DW Türkçe'ye konuşan Beykoz Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Evren BolgünFotoğraf: Privat

Evren Bolgün, Merkez Bankası'nın 2023 öngörüsünün tutacağını öngörürken gelecek yıl sonu için ise TCMB'nin yüzde 36'lık beklentisine karşılık piyasa beklentisinin yüzde 43,94 olduğunu söylüyor.

Gelecek yıl enflasyonun ocak-mayıs arasında yüzde 72-75 arasına kadar yükseleceğini tahmin eden Bolgün, "Yılın ikinci yarısında yüzde 40-43 seviyelerine kadar gerilemesi de TCMB politika faizini yüzde 45'e kadar çıkarırsa mümkün olabilir" diyor. Politika faizi şu anda yüzde 40 seviyesinde bulunuyor.

Şimşek'in, eylül ve ekim ayında yaptığı açıklamalarda, yüksek enflasyonun bir nedeninin de ücret zamları olduğunu savunmasının ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 2024'te asgari ücrete tek zam olacak şekilde çalıştıklarını açıklamıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da geçen hafta 2024 yılı asgari ücretine bir kez zam yapılacağını belirtirken, 'vatandaşları enflasyona ezdirmeyeceklerini' söyledi.

Bolgün, 2024 yılında tek seferde zam yapılacağı dikkate alınırsa asgari ücretin yüzde 50'ye yakın bir artışla 17 bin TL'ye yükselmesini bekliyor.

Düşük gelirli kesimlerin aylık bütçe harcamalarının gıda-kira-ulaştırma ağırlıklı olduğuna işaret eden Bolgün'e göre, ocak-haziran dönemi içerisinde tüketici enflasyonunda ücret artışlarından kaynaklanacak toplam yüzde 5-6 civarında bir etki gerçekleşebilir.

"Erdoğan'ın mesajı işverene"

Asgari ücretle ilgili yaklaşık 16 bin liralık bir rakam konuşulduğuna işaret eden Oğuz Demir'e göre de seçimin de etkisiyle zam yüzde 50 civarında olabilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın asgari ücrette tek zam olacak mesajının işçilere değil işverene bir mesaj olduğunu düşünen Demir, "Cumhurbaşkanı 'Seçim öncesi ciddi bir zam yapılacak. Bunu da bir seferde yapacağız. Ara dönemde bir daha zam yapmayacağız. Siz de önünüzü göreceksiniz' mesajı veriyor. Dolayısıyla 16 bin liranın çok üzerinde bir asgari ücretle de karşı karşıya kalabiliriz" diye ekliyor.

Demir, 2023 enflasyon tahminlerinin yüksek bir olasılıkla gerçekleşeceğini öngörürken, asıl meselenin aslında bu yıldan önümüzdeki yıla kalan enflasyon olduğunu söylüyor.

Yüksek gelen aylık enflasyon rakamlarının gelecek sene baz etkisini ortaya çıkartacağını belirten Demir, "Özellikle, haziran, temmuz, ağustos ve eylüldeki yüzde 30'a yakın dört aylık enflasyon (yıllık enflasyon hesabından) çıktıktan sonra görüntü o ki, kurda bir atak olmazsa yüzde 40'larda bitireceğiz gibi" diyor.

"Kur atakları olup olmaması belirleyici"

Demir'e göre kur korumalı mevduatın da peyderpey tasfiye edildiği düşünüldüğünde kur ataklarının olup olmaması gelecek yıl enflasyonunda belirleyici olacak.

S&P'nin Türkiye'nin not görünümünü iyileştirmesi, kaynak girişine ilişkin 31 Mart sonrası beklentinin yüksek olması gibi gerekçelerle kurda bir istikrar sağlanabileceğini ve enflasyonda da yüzde 40'lı seviyelere dönülebileceğini ifade eden Demir, ekliyor: "Ancak kurda bir atak olur mu? Bir sürü jeostratejik sorunla karşı karşıyayız. NATO'dan daha yeni Rusya-Ukrayna ile ilgili açıklama geldi. Türkiye'nin pozisyonları Batıyla bir hayli ayrışıyor. Kaynağın gelmesi gereken yer de Batı. Dövizi tutamadığımız sürece de bir şekilde enflasyonu kontrol altına almak çok kolay değil."

Hangi kalem ne kadar arttı?

TÜİK'in açıkladığı enflasyon verilerine göre kasımda en yüksek artış yüzde 11,17 ile doğal gaz, su, elektrik gibi faturaları da içeren konut kategorisinde yaşandı.

Havaların soğumasıyla birlikte doğal gaz kullanımının artması da bunda etkili oldu. Mayıs itibarıyla konutlarda ilk 25 metreküp doğal gaz payı Hazine tarafından ödeniyordu. Hane başı doğal gaz tüketiminin artmasıyla doğal gaz fiyatları da enflasyon hesaplamasına yeniden dahil oldu.

Mayıs ayında enflasyon, TÜİK'in doğal gaz için 'sıfır fiyat' yöntemi uygulaması nedeniyle yüzde 40’ın altına inmiş, bu durum temmuz ayında ödenen enflasyon farkını olumsuz etkilemişti. Bedelsiz kullandırılan doğal gazın fiyatı sıfıra inmediği, bedelin Hazine tarafından ödendiği halde bu kalemin enflasyon hesaplamasından çıkarılması enflasyonu düşük göstermek için bir çaba olarak görülüyor ve rasyonellikten uzak bir politika olarak eleştiriliyordu.

Ekonomist Mustafa Sönmez, sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı hesaplamada, doğal gazın kasım ayında tek başına aylık enflasyonda 13 puanlık artış etkisi olmasına rağmen bu etkinin TÜİK verilerinde 1,4 ile sınırlandırıldığını aktardı.

TÜİK verilerine göre aylık en yüksek artışın gerçekleştiği konut kategorisini yüzde 9,16 ile alkollü içecekler ve tütün, yüzde 3,43 ile haberleşme izledi. Yllık bazda en yüksek fiyat artış yüzde 92,86 ile lokanta ve oteller kategorisinde gerçekleşirken, bunu yüzde 82,13 ile sağlık, yüzde 81,49 ile eğitim izledi. TÜİK verilerine göre kasımda yıllık üretici enflasyonu (ÜFE) ise yüzde 42,25'e yükseldi. ÜFE aylık bazda yüzde 2,81 oldu.

DW Türkçe'ye VPN ile nasıl erişebilirim?

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik