1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Erdoğan'ın gezisi Alman basınında nasıl yankılanıyor?

13 Kasım 2023

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 17 Kasım'da Almanya'ya yapacacağı gezi yoğun tartışmalara neden oluyor. Konu Alman basınında da geniş yer buluyor.

Erdoğan'ın Hamas'ı mücahitler grubu olarak görmesi ve İsrail'e yönelik sert eleştirileri, Yahudilerin ve İsrail'in güvenliğini devlet gereği bir tarihi sorumluluk olarak gören Almanya'da yoğun tartışmaya neden oluyor.
Erdoğan'ın Hamas'ı mücahitler grubu olarak görmesi ve İsrail'e yönelik sert eleştirileri, Yahudilerin ve İsrail'in güvenliğini devlet gereği bir tarihi sorumluluk olarak gören Almanya'da yoğun tartışmaya neden oluyor. Fotoğraf: DHA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 17 Kasım Cuma günüAlmanya'ya yapacağı resmi ziyaret, Almanya'da Erdoğan'ın İsrail ve Hamas konusunda yaptığı açıklamalar nedeniyle yoğun tartışmalara neden oluyor. Alman basınında hafta sonundan bu yana Erdoğan'ın ziyaretine ilişkin haber ve yorumların yoğunlaştığı dikkat çekiyor.

Köln merkezli Kölner Stadt Anzeiger gazetesindeki yorumda, "Recep Tayyip Erdoğan, hem Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier hem de Başbakan Olaf Scholz tarafından ağırlanacak. Daha fazla onurlandırma zaten mümkün değil. Otokratik biçimde yönetilen Türkiye hâlâ bir NATO üyesi. Avrupa Birliği'ne tam üyelik müzakereleri ise hâlâ daha nihayete ermiş değil. Ziyaret tuhaf, zira Erdoğan ülkesini demir yumrukla yönetiyor, hele de son seçimlerden sonra daha da fazlaca. Ülkede vatandaşlar zaman zaman sandığa gidiyor olsa da Türkiye için demokrasiden söz etmek uzun süredir mümkün değil. Medya denetim altında, muhalifler cezaevlerinde. Erdoğan Almanya'daki uzantıları üzerinden buraya da etki etmeyi sürdürüyor. Erdoğan, dış politikada da bir güç politikası izliyor. İster Azerbaycan ister Libya ister de Suriye, hedefi Türkiye'nin etki alanını genişletmek. Bunu şimdi de Ortadoğu'da deniyor. Erdoğan terör örgütü Hamas'tan yana pozisyon aldı. Buna rağmen Batı, Erdoğan ile ipleri hâlâ koparmadıysa bu kendi çıkarları yüzünden. Almanya, örneğin, Türkiye ile yapılan mülteci mutabakatından vazgeçemiyor. Yapıldığı dönem itibarıyla mutabakat örnek olarak gösteriliyordu. Bir de Ankara'ya yönelik daha sert bir politikanın Erdoğan'ı daha da kestirilemez yapacağı endişesi de hakim. Bu koşullarda Erdoğan'ın Berlin gezisinden ne beklenebilir? Çok şey beklenemez. Ancak Almanya Cumhurbaşkanı ve Başbakanı, Ankara Sultanı'na cesurca hakkında ne düşündüğünü söylemeli. Sonucu olmasa da insan sadece bunu yapmalarını diliyor."

Welt am Sonntag gazetesindeki yorumda da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İsrail'i "örgüt" olarak nitelemesine atfen İsrail'in devletinin varlığını sorguladığına işaret edilerek şu satırlara yer veriliyor:

"Erdoğan, İsrail'in Hamas'a yönelik saldırılarındaki yüksek sivil ölümleri üzerine Müslümanların artan öfkesini siyasi olarak kullanıyor ve İsrail karşıtları listesinde  adını en başa yerleştirmeyi deniyor. Aynı Erdoğan, eski Başbakan Angela Merkel döneminde de ona 'Nazi yöntemleri kullanmak' suçlamasını yöneltmişti. Şimdi de yangına körükle giden Erdoğan, 17 Kasım'da Almanya'ya geliyor ve pek çok konuda Başbakan Scholz ile görüş alışverişinde bulunacak. Erdoğan'ın (İsrail ve Hamas ile ilgili) son açıklamaları sonrasında 'gelme' denmesini talep edenlerin sayısı artıyor. Açıklamalarıyla Yahudilerin güvenliğini tehlikeye atan ve İsrail'in varlığına şüpheli bakan bir liderin, her ikisinin de güvenliğinin bir devlet politikası olduğu Almanya ziyaretinin iptali yönünde pek çok sebep var aslında. Türkiye zor bir partner. Ancak Erdoğan'ın gezisinin iptali, içinde bulunulan durum itibarı ile getiri sağlayacak bir adım değil. Dünyanın alevler içinde olduğu bir dönemde yeni bir diplomatik krize daha davetiye çıkarmak gereksiz. Türkiye zor ve bir o kadar da vezgeçilmesi kolay olmayan bir partner olarak kalmaya devam edecek. Hem Ukrayna hem de Ortadoğu'da ona ihtiyacımız var."

Straubinger Tagblatt gazetesindeki yorumda da Erdoğan'ın sorunlar yaşanan bir lider olmakla birlikte diyaloğun önemine dikkat çekiliyor:

"Erdoğan'ın ziyareti her yönüyle sorunlu ancak onunla diyalog kurmamak da kesinlikle yanlış olacaktır. Bu ziyarette belirleyici olan, Başbakan Olaf Scholz'un Cuma günü hem iki liderin başbaşa konuşmasında hem de kamuoyu önündeki açıklamalarda Erdoğan'ın yaptıklarının en ileri derecede kışkırtma olduğunu açıkça söylemesidir. Erdoğan'ın ayrıca yaptığı açıklamalarla Ortadoğu'da bir arabuluculuk rolü üstlenme konusunda kendini tamamen diskalifiye ettiğini de öğrenmesi gerekiyor.   

Frankfurter Allgemeine gazetesindeki yorumda ise Erdoğan'ın geçmişte yaptığı farklı açıklamalarında da sınırları aştığı hatırlatılıyor, ancak bu sefer ipleri şimdiye kadar olduğundan daha da fazla gerdiği iddia ediliyor. 

"İsrail'in varlığını sorgulamasıyla Erdoğan, yayı olabileceğinden çok daha fazla germiş oldu. Almanya gezisinden bu kadar kısa süre önce bir de İsrail'i faşist olmakla suçlaması, yaptığı provokasyonu daha da çirkin kıldı. Anlaşılan Gazze ile ilgili arabuluculuk müzakerelerinde hiçbir rol oynamaması Erdoğan'ın canını epey acıtmış. Bundan dolayı o da başka yollarla kendini tartışmaların merkezine koymayı istiyor."

DW/ ETO,HS

DW Türkçe'ye VPN ile nasıl ulaşabilirim?