'Topyekûn saldırıya geçti'
8 Ocak 2014Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, yaşanacakları önceden tahmin etmişti. 63 yaşındaki gazeteci, 'büyük bir fırtınanın yaklaştığını' söylemiş ve son dönemde art arda yaşananlar haklı olduğunu göstermişti. Erdoğan hükümeti, Gülen cemaatine yakın olduğu iddiasıyla yüzlerce polisin görev yerlerini değiştirip, yerlerine hükümete yakın isimleri atadı. Ancak 17 Aralık'ta patlak veren yolsuzluk ve rüşvet skandalı operasyonunda, savcıların talebiyle gözaltına alınan yetkililer ise hâlihazırda makamlarında oturuyor.
Tıpkı yargı gibi, Türkiye'de polis de hükümet için şüpheli hale geldi. Erdoğan ve yandaşları, devlet birimleri içinde hükümeti düşürmeye çalışan 'paralel yapılanmalardan' bahsediyor. Bu nedenle de böylesi paralel yapılanmalar, görev değişiklikleriyle bertaraf edilmeye çalışılıyor. Yargı da bu durumdan nasibini aldı. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun iki savcısı, görevden alındı. Bu savcılardan Zekeriya Öz hakkında hâlihazırda bir disiplin soruşturması devam ediyor. Gülen cemaatine yakın olduğu iddia edilen Öz’ün yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna dair çok sayıda belgeye sahip olduğu halde altı ay beklediği ve şüphelileri tutuklamadığı öne sürülüyor.
Anti demokratik uygulamalar
Erdoğan cephesi, Öz'ün harekete geçmedeki çekincesinin ardında, aylardır cemaat ile ihtilaf halindeki hükümete darbe vuracak doğru zamanı kollaması fikrinin olduğundan kuşkulanıyor. Gülen cemaati uzun yıllar AKP hükümetine destek verdi. Özellikle de ordunun, hükümet üzerindeki etkisini azaltmak konusunda. Ne var ki, son dönem müttefikler arasında çatırdamalar baş gösterdi.
Gülen cemaatinden üst düzey bir isim Deutsche Welle'ye yaptığı açıklamada, hükümetin Gezi olaylarına gösterdiği tepkinin dahi Gülen cemaati içinde büyük eleştirilere yol açtığını ifade etti. İsmini vermek istemeyen cemaat üyesi, polisin protestoculara uyguladığı orantısız gücün, hükümetin kendisine yönelik eleştirilere anti demokratik yollarla cevap verdiğinin bir işareti olduğuna dikkat çekti ve Erdoğan'ın otoritesinin her geçen gün arttığını belirtti.
'Fırtına daha yeni başladı'
Bu eleştiriler Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı rahatsız etmiyor. Ülkenin muhafazakâr kesimini etrafında toplamış ve diğer kesimlerinden net şekilde ayırmış Erdoğan, 30 Mart'taki yerel seçimleri ve ardından yaz aylarındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak istiyor. Bu, Gülen'in talep ettiği toplumsal diyalogun tam tersi bir istek. Erdoğan için Gülen adeta savaşması gereken bir rakip haline geldi. Hüseyin Gülerce'nin kopacağını söylediği fırtına, henüz yeni başlıyor.
Tüm bu hengâme içinde, birçok yanlış kararın günah keçisi olarak gösterilen 'cemaatçiler' hükümet içinde devlet düşmanı haline geldi. Cemaatin sorumlu gösterildiği yanlış kararlar arasında, Erdoğan'a darbe hazırlığında olmakla suçlanan yüzlerce eski generalin yargılanması da yer alıyor.
Generallere yeni suçlamalar
Türkiye Başbakanı Erdoğan'ın danışmanlarından biri, kısa süre önce Gülen cemaatine yakın yargı mensuplarının, generaller hakkındaki hükümlere, kanun dışı yollarla varmış olabileceklerini öne sürmüştü. Bu yargı üyeleri arasında kısa süre önce hakkında disiplin soruşturması açılarak, yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan alınan savcı Zekeriya Öz de bulunuyor. AKP hükümeti şu sıralar orduya karşı atılan adımları toparlayacak yollar arıyor. Avrupa İnsan Hakları eski yargıcı ve Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Rıza Türmen hükümetin bu tavrının doğrudan yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla bağlantılı olduğunu savundu. Türmen, hükümetin ordu mensuplarının yargılanması kararının arkasında cemaatin olduğunu göstermeye çalışmasının sebebinin, yine yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun da 'Gülencilerin' bir manipülasyonu olduğunu öne sürebilmek için olduğuna dikkat çekti.
Türkiye'de muhalefet aynı zamanda Erdoğan'ın yargıyı daha fazla kontrolü altına almak istediğini öne sürüyor. Bu kapsamda bu hafta içinde meclise bir yasa taslağı sunulacak. CHP milletvekili Uğur Bayraktutan, Erdoğan'ın çevresindeki yolsuzluk ve rüşvet skandalının siyasi sorumluluğunu almaya hiç niyetli olmadığını belirtti. Bayraktutan, 'Batılı bir ülkenin Başbakanı hiç bir çekincesi olmadan çoktan görevinden ayrılırdı' dedi.
© Deutsche Welle Türkçe
Thomas Seibert / Gezal Acer
Editör: Ahmet Günaltay