Reutlinger General-Anzeiger yorumunda İdlib'de ateşkes sağlanmış olsa da AB'nin Türkiye'yi desteklemekle yükümlü olduğuna dikkat çekilerek şu argümanlara vurgu yapılıyor:

"AB Türkiye ile birlikte, çok sayıdaki sığınmacı ile ilgili olarak ara çözüm formülleri bulmalı. Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisini İdlib'de çıkmaz bir sokağa soktu. Brüksel ve Ankara'nın birbirlerine daha fazla yabancılaşmamaları gerekiyor. Aynı şey NATO için de geçerli. AB ve NATO'yu bölmek isteyen Rusya Devlet Başkanı Putin'in eli güçlendirilmemeli. İdlib'de bir ateşkes ne de olsa sivillere yardım edilmesi fırsatını sağlıyor."

Süddeutsche Zeitung, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye ile Rusya arasındaki İdlib müzakerelerinde izlediği stratejiyi mercek altına aldığı yorumunda şu ifadelere yer veriyor:

"Kremlin Türkiye'ye cömertçe ateşkes önererek Ankara'ya zaman kazandırabilir. Ancak Rusya rafine oyununu her an yeniden devreye de sokabilir. Putin'in Suriye ve Ortadoğu'daki hedefleri çok açık: Esad'ın tüm Suriye topraklarına yeniden egemen olması gerekiyor. Moskova da buralara inşa edeceği yeni askeri üslerle Ortadoğu'daki nüfuzunu arttırmak istiyor. Rusya böylelikle, ABD'nin siyasi ve askeri olarak çekildiği, zengin doğal kaynaklara sahip bu bölgede, petrol endüstrisi ile puan kazanabilecek."

Rhein-Neckar Zeitung ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Avrupa'ya kapıları açtık" açıklaması nedeniyle AB ile Türkiye arasında yaşanan sığınmacı gerilimini yorum sütununa taşıdı:

"Türkiye'nin kendi eylemlerinden dolayı artan sayıda sığınmacıya ev sahipliği yapması için para alacak olması gayet tabii ki saçma. Ancak bunun alternatifi yeni göçmen akınları. Yürüttükleri savaşların faturası ne Erdoğan ne de Putin üstleniyor. Ancak AB mali yardım yapmaya direnirse o zaman bugün tanık olduğumuz hazin fotoğraflar, acı veren bir rutine dönüşecek."

Freie Presse, dün Federal Meclis'te, Hanau'daki ırkçı terör saldırısı ve Almanya'da artan aşırı sağcı terör tehdidi ile ilgili tartışmaları değerlendiriyor. Gazetede yer alan yorumda, "Hanau'daki ölümler artık nihayet güvenlik güçleri ve siyasilerin gözlerini açmasını sağladı mı?" sorusuna yer verilerek şunlar kaydediliyor:

"Verilen sözlerin yerine getirilip getirilmeyeceği ile ilgili soru işaretleri var. Aşırı sağın yol açtığı yangınları söndürmekle yetinilmeyeceğini umut etmek gerekiyor. Çünkü artık hukuk devletinin sunduğu tüm imkanlarla faillerin üzerine gidilmeli, yangına yol açan ateşin fitilini ateşleyenlerden de hesap sorulmalı.

dpa / DA,TY

© Deutsche Welle Türkçe