1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Doğu Akdeniz için bölgesel konferans çağrısı

22 Eylül 2020

BM Genel Kurulu'na seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz krizinin çözümü için bölgesel bir konferans düzenlenmesi çağrısında bulundu.

USA UN-Klimagipfel Erdogan
Fotoğraf: Reuters/C. Allegri

 

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na video mesajla seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki anlaşmazlıkların "samimi bir diyalogla, uluslararası hukuk temelinde, hakkaniyete uygun biçimde çözümünü" tercih edeceğini ancak "aksi yöndeki hiçbir dayatmaya, tacize, saldırıya asla müsamaha göstermeyeceğini" belirtti.

Sorunun çözümü için bölgesel bir konferans düzenlenmesi çağrısında bulunan Erdoğan, "Doğu Akdeniz’deki kıyıdaş ülkeler arasında diyalog ve işbirliğini tesis etmeye yönelik çağrımızı burada tekrarlamak istiyorum. Bu amaçla tüm bölge ülkelerinin hak ve çıkarlarının göz önünde bulundurulduğu, içinde Kıbrıs Türklerinin de yer aldığı bölgesel bir konferans düzenlenmesini teklif ediyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Doğu Akdeniz’de bir süredir yaşanan gerilimin gerisinde, 'kazanan hepsini alır' anlayışıyla hareket eden ülkeler bulunuyor. Ülkemizi dışlama amaçlı nafile adımların başarı şansı kesinlikle yoktur" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin Doğu Akdeniz’de de başka bir bölgede de kimsenin hakkında, hukukunda, meşru çıkarlarında gözünün bulunmadığını ifade eden Erdoğan, "Ancak, ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin haklarının çiğnenmesine, çıkarlarının yok sayılmasına da göz yumamayız. Bölgede bugün yaşanan sıkıntıların sebebi, Yunanistan ile Kıbrıs Rum kesiminin 2003’ten beri maksimalist taleplerle attıkları tek yanlı adımlardır" dedi.

Suriye krizi

Konuşmasında Suriye krizine de değinen Erdoğan, bu ülkedeki ihtilafın BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararındaki yol haritası temelinde çözülmesi gerektiğini belirterek "Bunun için özellikle Birleşmiş Milletlerin himayesinde başlatılan, Suriyeliler tarafından da sahiplenilen ve yönlendirilen siyasi sürecin başarıyla sonuçlandırılması gerekiyor" dedi.

Erdoğan, "Suriye'nin, toprak bütünlüğü ve siyasi birliği korunmuş olarak kalıcı bir barışa ulaşabilmesi, ancak bu şekilde mümkündür. Bu hedef gerçekleşene kadar, Suriye'nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğü ile milli güvenliğimize kasteden terör örgütlerini engellemekte kararlıyız" diye ekledi.

Irak'a işbirliği çağrısı

Türkiye'nin Irak'la terörle mücadele konusunda daha yakın işbirliği yapmak istediğini belirten Erdoğan, "Tıpkı DEAŞ gibi Irak’ta yuvalanan PKK terör örgütünün kökünü kazıma konusunda uluslararası toplum ve bu ülkeden samimi işbirliği bekliyoruz" dedi.

İran'ın nükleer programı

Türkiye'nin, İran'ın nükler programıyla ilglili hususların uluslararası hukuk dikkate alınarak diplomasi ve diyalog yoluyla çözülmesinden yana olduğunu ifade eden Erdoğan, "Tüm tarafların bölgesel ve küresel güvenliğe ciddi katkılar sağlayan Kapsamlı Ortak Eylem Planı'ndaki yükümlülüklerine riayet etmeleri çağrımızı tekrarlıyorum" dedi.

Erdoğan konuşmasında ayrıca, "BM kararları ve uluslararası hukukun hilafına Kudüs'te büyükelçilik açma niyetini beyan eden ülkeler, bu tavırlarıyla sadece ihtilafın daha da çetrefil hâle gelmesine hizmet ediyor" ifadesini kullandı.

BM'ye pandemiyle mücadele eleştirisi

Erdoğan, BM'yi de pandemiyle mücadele konusunda geç kalmakla suçladı.

Başta BM olmak üzere çok taraflı örgütlerin reforma ihtiyacı olduğunu belirten Erdoğan, "Mevcut küresel mekanizmaların, bu krizde ne kadar etkisiz kaldığını gördük. Öyle ki Birleşmiş Milletler'in en temel karar alma organı olan Güvenlik Konseyinin salgını gündemine alması haftalar, hatta aylar sürdü. Salgının başlarında, ülkelerin kendi hâllerine terk edildiği bir manzara ortaya çıktı" dedi.

"Böylece, yıllardan beri bu kürsüden ısrarla dile getirdiğim 'Dünya Beşten Büyüktür' tezinin haklılığını bir kez daha görmüş olduk. İnsanlığın kaderi sınırlı sayıdaki ülkenin keyfine bırakılamaz" ifadesini kullanan Erdoğan, "Güvenlik Konseyi'nin yeniden yapılandırılmasından başlayarak, kapsamlı ve anlamlı reformları süratle uygulamaya sokmalıyız. Konseyi, daha etkin, demokratik, şeffaf, hesap verebilir bir yapıya ve işleyişe kavuşturmalıyız" diye ekledi.

"Bulunacak aşılar, insanlığın ortak istifadesine sunulmalı"

Dünya genelindeki koronavirüs aşısı çalışmaları hakkında da konuşan Erdoğan, "Buradan bir kez daha, tıbbi malzeme ve ilaç tedariki ile aşı geliştirme çalışmalarının rekabet konusu yapılmaması çağrısında bulunuyorum. Hangi ülkede üretilirse üretilsin, kullanıma hazır hâle getirilecek aşılar, insanlığın ortak istifadesine sunulmalıdır" dedi.

Erdoğan dün Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, Türkiye'nin kendi aşısını üretme yolunda hızla ilerlediğini belirterek "Hâlen süren 8 aşı geliştirme çalışmasından 2'sinde hayvan deneyleri başarıyla tamamlandı. Özel sektöre ait bir firmanın altyapısı aşının üretimine uygun hâle getiriliyor. İnşallah önümüzdeki yılın ilk aylarında bu aşıları milletimizin hizmetine sunmayı planlıyoruz" demişti.

AFP,DW/CÖ,BÖ

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik