Fatih Altaylı neden tutuklandı?
23 Haziran 2025
Gazeteci Fatih Altaylı'nın YouTube hesabında paylaştığı bir videodaki ifadeleri nedeniyle "tehdit" suçlamasıyla tutuklanmasına tepkiler sürüyor.
İstanbul Barosu, Altaylı hakkındaki tutuklama kararının hukuka aykırı ve keyfi olduğunu vurgulayarak, Altaylı'nın videolu paylaşımında kullandığı ifadelerin “tehdit” suçunu oluşturmadığını ve Anayasa'nın 26. maddesi kapsamında ifade özgürlüğü olarak değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi.
İstanbul Barosu'ndan yapılan yazılı açıklamada, "Altaylı’nın kullandığı ifadeler, Anayasa’nın 26. maddesiyle güvence altına alınmış ifade özgürlüğü kapsamındadır ve tehdit suçunu oluşturmamaktadır. Kaldı ki tehdit suçunun basit hali CMK m.100/4 uyarınca tutuklama yasağı olan suçlar arasında yer almaktadır. Bu nedenle, sırf tutuklama kararı verebilmek için hukuka aykırı biçimde, tehdit suçunun fiili saldırı olduğu yönünde zorlama bir yorum yapılmış ve böylece eylemin ‘Cumhurbaşkanına fiili saldırı’ sayılabileceği iddia edilmiştir. Oysa basın ve yayın yoluyla yapılan sözlü açıklamalar, fiili saldırı suçunu oluşturamaz. Bu husus, temel hukuk bilgisine sahip herkesin bileceği sabit bir gerçektir" ifadelerine yer verildi.
"Niyet okuma" yoluyla suç isnadında bulunulmasının hukuk devleti ilkesine açıkça aykırı olduğu belirtilen açıklamada, "Kimse açıklamadığı bir düşünce nedeniyle suçlanamaz, tutuklanamaz. Buna rağmen, ceza hükümleri siyasal iktidarın çıkarları doğrultusunda eğilip bükülerek yargı eliyle baskı aracına dönüştürülmektedir. Hiç kimsenin hukuk güvenliğinin kalmadığı bir düzende adalet, yargı bağımsızlığı, demokrasi ve özgürlüklerden söz edilemez. Yargının, gazeteciler, hukukçular ve siyasetçiler başta olmak üzere toplumu susturma aracı olarak kullanılmasını kabul etmiyoruz. Bu hukuk dışı uygulamalara derhal son verilmelidir. Fatih Altaylı’ya yönelik haksız ve keyfi tutuklama kararı kaldırılmalı, derhal serbest bırakılmalıdır" denildi.
"Tüm basın camiasına ve topluma gözdağı"
Medya Dayanışma Grubu'ndan yapılan açıklamada da Altaylı'nın tutuklanması, "tüm basın camiasına ve topluma yönelik son dönemde artan yeni bir gözdağı" olarak nitelendirildi.
Gözaltı ve tutuklama işlemlerinin, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral'ın tehdit içerikli sosyal medya paylaşımının ardından geldiğine işaret edilen açıklamada, "Ne yazık ki yalnızca Fatih Altaylı değil; son dönemde birçok gazeteci, sosyal medyada başlatılan organize linç kampanyalarının ardından yargı baskısıyla karşı karşıya kalmaktadır. Yargının, sosyal medya baskısıyla yönlendirilmesi, bağımsız yargı ilkesi açısından kabul edilemez bir durumdur. Yargının görevi, düşünceyi cezalandırmak değil; temel hak ve özgürlükleri korumaktır. Fikir belirtmek suç değildir, gazetecilik suç değildir. Eleştiri demokrasinin temelidir, bastırılması ise otoriterliğin göstergesidir" denildi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saral, Altaylı'nın videosunu X hesabından "Altaylıııı!Suyun ısınmaya başladı" sözleriyle paylaşmıştı:
Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, DİSK Basın-İş, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın aralarında olduğu gazeteci meslek örgütlerince oluşturulan Medya Dayanışma Grubu'ndan yapılan yazılı açıklamada, "Altaylı derhal serbest bırakılmalı; ifade özgürlüğüne ve basın mesleğine yönelik bu baskı politikalarına son verilmelidir" ifadeleri kullanıldı.
"Ülkenin en etkili Youtube yayıncısı"
Gazeteci İsmail Saymaz da Altaylı'nın tutuklanmasına tepki gösterdiği sosyal medya paylaşımında Altaylı'nın YouTube kanalındaki performansına ve erişim gücüne dikkat çekti.
Saymaz, "İşin aslını herkes biliyor. Fatih Altaylı Cumhurbaşkanını tehdit ettiği için değil, ülkenin en etkili YouTube yayıncısı olduğu, haftanın 5 günü en az yarım milyon insana ulaştığı, iktidarı kıyasıya eleştirdiği ve başka türlü susturulamadığı için tutuklandı" görüşünü paylaştı.
Gazeteci Barış Pehlivan da "Kimse kimseyi kandırmasın. Fatih Altaylı bu kadar etkili bir yayıncılık yapmasaydı... Tüm kesimler tarafından izlenme rekorları kırmasaydı… Sadece muhalefete eleştiriler getirseydi ve hatta onlara çok ağır sözler kullansaydı… Tutuklanmazdı. Bu hukuk, bu adalet, bu insanlık değil. Sindiremediklerini, başarısına erişemediklerini ve hatta kıskandıklarını cezaevine atıyorlar" tepkisini gösterdi.
Ne demişti?
Videoda suçlamaya konu olan yaklaşık üç dakikalık bölümde Altaylı'ya "Halka Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ömrü boyunca cumhurbaşkanı kalıp kalmamasının sorulduğu ve yüzde 70’in buna karşı çıktığı" şeklinde bir soru yöneltilmiş; Altaylı da “...yakın geçmiş değil uzak geçmişe bak, bu millet padişahını boğmuş bir millettir. Az buz değildir öldürülen, suikasta kurban giden Osmanlı padişahı... Suikast demeyelim de, komploya kurban giden veyahut boğazlanan veya intihar etti süsü verilen Osmanlı padişahı...” ifadelerini kullanmıştı.
Altaylı Pazar günü Çağlayan Adliyesi'nde verdiği ifadede konuşmasının kesilerek, sanki Cumhurbaşkanını tehdit ediyormuş algısı yaratmak için kurgulanarak kamuoyuna sunulduğunu ifade etmişti. Altaylı ifadesinde, "(Halkın) Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaydıhayat şartıyla Cumhurbaşkanlığı yapmasına onay verip vermediği yönünde araştırma yapılmış, vatandaşların yüzde 70'i böyle bir Anayasa değişikliğine onay vermeyeceklerini söylemiştir. Yapmış olduğumuz yayında da; Türk halkının tanzimattan bu yana oy kullanarak devlet yönetiminde etkin olmayı sevdiğini ve benimsediğini, herhangi bir kişiye kendi isteği ve denetimi dışında, devlette üst düzey görev yapma iznini peşinen vermekten hoşlanmadığını beyan ettim" demişti.
Altaylı savunmasında, "Burada kesinlikle tehdit maksadım yoktur, şahsen tanımış olduğum Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik eleştiri hakkımı kullandım, tehdit benim asla yaptığım bir şey değildir" diye konuşmuştu.
"Fiilî saldırı" sayıldı
Gazeteci Fatih Altaylı’nın tutuklamaya sevk yazısında, Altaylı'nın YouTube hesabı üzerinden 20 Haziran tarihinde yaptığı yayındaki videonun üç dakikalık bölümüne yer verilerek "Şüphelinin dile getirdiği sözlerin, gerek kanun metni ve kanun gerekçeleri, gerekse doktrinsel açıklamalar ile açıklandığı üzere Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a karşı tehdit suçunu oluşturduğu ve tehdit suçunun da fiili saldırı kavramına dahil olduğu, bu haliyle şüphelinin eyleminin TCK 310/2 maddesi delaleti ile TCK 106/1 maddelerinde düzenlenen suçu oluşturduğu, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve tutuklama nedeninin bulunduğu anlaşılmakla şüphelinin tutuklanmasına karar verilmesi kamu adına talep olunur" denilmişti.
T.C. İletişim Başkanlığı'na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nden yapılan açıklamada ise Altaylı'nın sözlerinin "ifade özgürlüğü" olarak takdim edilmesi "manipülasyon" olarak nitelendirildi. Açıklamada Altaylı'nın söz konusu ifadelerinin, doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili soru bağlamında sarf edildiği ve tehdit suçunu teşkil ettiği savunuldu.
DW,ANKA/BK,TY
DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?