Ona piyanonun dervişi deniyor… Fazıl Say’a bu yakıştırmayı yapanlar pek de haksız sayılmazlar, çünkü piyanonun başında devleşen sanatçı, dinleyiciyi adeta büyülüyor. Fazıl Say’ın Bonn’daki konserine katılan birçok müziksever de, aynı görüşte:

„Kendi eserlerini icra ettiği bölümler bence en güzel olanlar.“

Haydn ve Mozart'ın eserlerini çaldı

Fazıl Say iki bölümden oluşan konserinin ilk yarısında tanınmış bestecilerden Haydn ve Mozart’ın eserlerine ağırlık verdi. Mozart’ın Türk Marşı’yla sona eren ilk bölümün ardından, ikinci bölüm de Say, kendi eserlerini çaldı.

Dinleyiciler arasında bulunan Fedaral Alman hükümetinin Yabancılar Dairesi Büro Şefi Bernd Geiss, Say’ın müzik dehasını ve kültürlerarası diyoloğa katkısını şu sözlerle ifade etti:

„Müzik uzmanı değilim sadece iyi bir dinleyiciyim ama Fazıl Say mükkemmel çaldı. İnanılmazdı diyebilirim. Kişilik olarak çok ilginç bir yapısı var, gösterisi de buna paraleldi: Çok sempatik ve çok etkileyici. Şimdiye kadar hiç bir piyanistte bu hisse kapılmamıştım. Çaldığı eserleri hissetiğini ve yaşadığını gerçekten anlıyorsunuz. Bunun yanısıra, Ankara’da doğmuş ve daha sonra Almanya’da da eğitim almış, yaşamış olan sanatçının bu akşam burada bize bir konser vermesinden son derece memnunum. Fazıl Say bu anlamda iki devlet arasında bir kültür köprüsü görevi görüyor. O, Batı ve Doğu arasındaki diyoloğun sembolü.„

Kültürler arasında köprü

Bonn Türk-Alman Cemiyeti Başkanı Dietrich Schlegel de, kültürler arası diyoloğun müzik olmadan düşünelmeyeceğini belirtiyor:

„Kültürler arası iletişim ve diyoloğun sınırı yok. Ancak şunu belirtmek isterim, Almanya’da, Türkiye’de yetişmiş ve Almanya ile bir şekilde bağlantısı olan sanatçıların burada konser vermeleri sağlanmalı. Sanırım bu, ulusları birbirine tanıtmak, aralarında karşılıklı işbirliği ve anlayışı sağlamanın en iyi yolu.“