1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

FAZ: İran'a yönelik büyük bir şüphe var

14 Ocak 2020

Alman basınındaki yorumlarda, Süleymani'nin öldürülmesi sonrasında İran ile tırmanan gerilim ve Alman hükümet bütçesinin 2019 yılında da fazla vermesi ele alınan konular arasında.

Fotoğraf: picture-alliance/dpa/A. Burgi

14.01.2020 - Alman basınından özetler

This browser does not support the audio element.

İran'ın geçen hafta düşen ve 176 kişinin yaşamını yitirdiği Ukrayna Havayollarına ait yolcu uçağını yanlışlıkla vurduğunu kabul etmesinin yankıları sürüyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung'daki yorumda, İran ile yaşanan krizin siyasi etkilerine dikkat çekiliyor.

"Süleymani'nin öldürülmesinden iç ve dış politikada yarar sağlamaya çalışıyor gibi görünen İran yönetimi ağır bir güven kaybı yaşadı. Önce Ukrayna uçağının vurulduğu reddedildi, sonra trajik bir hata olduğu kabul edildi- inkar edilmesinden üç gün sonra. Bu tutum, tahakküm ve yanıltmaya dayanan, ifade özgürlüğünü  baskı altına alan bir rejime uyuyor. Kim hâlâ nükleer silah yapmak istemediği yönünde verdiği güvencelere körü körüne inanıyor? Nükleer anlaşma, bu bombanın yapılmasını en azından uzun bir süre için engellemeyi öngörüyordu. Geleceği nasıl olursa olsun, İran'a yönelik büyük bir şüphe var."

Düsseldorf'ta yayımlanan Handelsblatt gazetesinde, İran ile Batı'nın yaşadığı krizin aşılmasında Almanya Başbakanı Angela Merkel'in daha etkin bir rol üstlenebileceği dile getiriliyor.

"Merkel'in neden inisiyatifi ele alarak, sorumluluk üstlenmediği sorusu ortaya çıkıyor. Kariyerinin önemli bir bölümünde haklı olarak kazandığı bir unvan var: Kriz başbakanı. Almanlar, mülteci krizi istisna olmak kaydıyla ihtiyatlı Merkel'in durumu kontrol altına alacağına güvenebilir. Ama şimdi küçük adımlara değil, cesaret ve büyük düşünmeye ihtiyaç var. Merkel bunu başarabilir ama önce kendisinin buna karar vermesi gerekiyor. Başbakan, görev süresinin sonunda elde  ettiği başarılara bir yenisini ekleyebilir ve yeni bir oyun çıkarabilir. Fevri Trump'tan uzun vadeli inisiyatifler beklemek mümkün değil. Bu nedenle de, Avrupa'nın da onayladığı bir Ortadoğu barış planı, Merkel'in mirası olabilir"

Alman federal hükümetinin 2019 yılı bütçe fazlası 13 milyar 500 milyon euro olarak kaydedildi. Maliye Bakanlığı, rekor düzeydeki bütçe fazlasının en önemli kaynağının düşük faiz oranları olduğunu belirtti. Kassel'da yayımlanan Hessische Niedersächsische Allgemeine, bütçe fazlasına rağmen yeterince yatırım yapılmamasını eleştiriyor.

"Maliye Bakanı Olaf Scholz, rekor düzeydeki bu bütçe fazlası ile yeni borçlanmayı neden düşünmesin? Çünkü ülkenin geleceği buna bağlı. Bugün daha iyi üniversitelere, okullara ve kreşlere yatırım yapan, henüz vergi ödemeye başlamamış olanların taşıyacağı devletin refah ve gelirinin temelini atmış olacak. Bu nedenle de, yeni borçlar gelecek nesillerin üzerinde ağır yük olacak argümanı ikna edici değil. Giderek daha fazla genç 'bu şekilde devam etmeye' izin veremeyeceğimizi anlıyor ve bunun için fedakarlık yapmaya hazırlar. Gençlerin, gelecekleri için yapılacak yatırımlar konusunda makul düzeyde borçlanmaya katkı sağlamaları, adil olur."

Ludwigshafen'da yayımlanan Die Rheinpfalz gazetesi de aynı konuyu işliyor.

"Eski Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble'nin (CDU) 2014 yılında borçlanmaya son vermesi ve selefi Olaf Scholz'un (SPD) benzer katılıkla bütçeyi idare etmesi olumlu. 2014 yılından 2019'a kadar altı federal bütçenin beşinde fazla çıktı... Para mevcut. Ama 2019 yılında da milyarlarca euroluk yatırım bütçesi harcanmadı. Planlama kapasitesi yetersiz, bazı süreçler çok karmaşık ve çoğunlukla absürt bir şekilde uzun sürüyor... Milletvekilleri ve bakanlar yıllardır bürokrasiyi azaltmaktan söz ediyor. Sonunda bunu hayata geçirmeliler!"

DW/JD,BK

© Deutsche Welle Türkçe

 

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik