Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) gazetesi siyasi krizin pençesindeki Venezuela'nın Güney Amerika Ekonomik Topluluğu Mercosur'dan ihraç edilmesinin olası ekonomik sonuçlarına şu satırlarla değiniyor:

"Venezuela'nın Mercosur üyesi ülkelerle ticareti çoktan durma noktasına gelmişti. Devlet Başkanı Maduro ekonomik bakımdan hayatta kalmasını Çin ve Rusya'nın desteğine borçlu. Maduro rejimini petrol boykotuyla dize getirmeye muktedir olan ABD haklı olarak bu adımı atmaktan çekiniyor. Boykot öncelikle büyük sıkıntı çeken Venezuela halkını etkiler ve belki de giderek yalnızlığa sürüklenen Maduro'nun bölgenin kaybettiği sempatisini yeniden kazanmasına yardımcı olur."

Augsburger Allgemeine gazetesi eleştiri oklarını üzerine çeken Maduro yönetimini konu alan yorumunda ekonomik problemlerin rejimin çöküşünü hızlandırabileceğini dile getiriyor:

"Balçıktan yapılmış devi andıran Chavezci Maduro rejimi uzun süre dayanamaz. Yönetimin hızla derinleşen ekonomik felaketi önlemedeki aczi er veya genç bu başkanın başını yiyecektir. Maduro'nun yalnızlığının karakteristik örneği Küba dışındaki Latin Amerika ülkelerinin desteğini çekmiş olmasıdır. İktidara geldiği takdirde muhalefetin Venezuela'yı iç barışa kavuşturacağını söylemek de zor. Ancak Maduro döneminden daha kötü olmayacağı kesinlikle söylenebilir."

Süddeutsche Zeitung gazetesi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Kuzey Kore'ye uygulanacak yaptırımlarla ilgili kararını şöyle yorumluyor:

"Ağır yaptırımlar Kuzey Kore'yi mutlaka zorlayacaktır. Ancak Güvenlik Konseyi'nin 'tırmanma planı' bulunmuyor. Kim Jong Un yeniden balistik füze denemesi yaptırırsa ne olacak? Kuzey Kore'nin altıncı nükleer denemesine Güvenlik Konseyi nasıl tepki verebilir? BM Güvenlik Konseyi'nin birlik halinde hareket etmesi çok önemlidir. Şimdi ise Kuzey Kore'yi diyaloga zorlayabilecek bir arabulucu bulunması ve bir siyasi kriz planı hazırlanması gereklidir."

Viyana'da yayımlanan Der Standard gazetesi Pyongyang yönetimini hedef alan yaptırımlar ve Çin'in anlaşmazlıktaki rolü ile ilgili yorumunda Pekin yönetiminin kendi ülkesinin istikrarını gözettiğini vurguluyor:

"Kim Jong Un'u mali atardamarına neşter vurup dize getirebilecek tek güç Çin ve sadece Çin'dir. Ancak Pekin açısından bu adım son derece önemli bir risk taşımaktadır. Pyongyang rejiminin çökmesinin Çin'in istikrarı açısından doğuracağı sakıncaları tahmin etmek zordur. Çin Kuzey Kore'nin bundan sonraki ilk balistik füze ya da nükleer denemesinden sonra rengini belli etmek zorunda kalacaktır. Pekin'in henüz 'her ikisi de' aşamasının ötesine geçemediği anlaşılıyor."

© Deutsche Welle Türkçe

AG/BÖ