Frankfurter Allgemeine Zeitung, ABD’nin Paris İklim Anlaşmasından çekilmek üzere Birleşmiş Milletlere resmen başvuruda bulunmasını konu alıyor:

"Trump, Paris İklim Anlaşmasından çekilmekle seçim kampanyasından kalma bir vaadini daha yerine getirmiş oldu. Seçmenlerinin çoğu bundan hoşlanacaktır. Trump üç yıl önce bu vaatte bulunurken enerji ve iklim politikalarında geri adım atarak gelecekte daha fazla refaha kavuşulabileceğine seçmenini ikna etmişti. Kendini beğenmiş bir şekilde makul iklim politikalarına sırt çevirmenin bedelini ise gelecek nesiller ödeyecek. İklim değişikliğinin etkileri şimdiden hissediliyor ve görülüyor. Dünyanın en büyük ekonomik ve askeri gücünün dar kafalı inatçılık yolunu seçmesi dünya için çok güçlü bir değişim anlamına geliyor. İklim tartışmalarına belirli bir kuşkuyla bakmak anlaşılabilir. Ama iklim korumayı bir nevi erdem terörü olarak gören bir Amerikan hükümeti, iklim tartışmalarında her tür otoritesini kaybetmiştir.“

Halle kentinde yayımlanan Mitteldeutsche Zeitung ise şu yoruma yer veriyor:

"ABD artık dünyayı daha iyi bir yer haline getirme iddiasında bile değil. Paris İklim Anlaşmasından çekilen tek ülke olacak. Sanki Amerika için ikinci bir gezegen varmış gibi. Neyse ki Amerika’nın yolundan giden çıkmadı. Tam aksine. Dünyada havayı en çok kirleten ülkelerden Rusya anlaşmaya katıldı. ABD’de ise doğaya verilen zararı sınırlandıracak adımlar, trafik ve enerji üretiminde emisyon azaltma taahhüdünde bulunan metropoller ve eyaletlerden geliyor. Böylelikle Washington’daki merkezi hükümetin yapamadığını bir nevi telafi etmeye çalışıyorlar. Dünyadaki diğer ülkeler hayallere kapılmamalı. Dünyanın önder ekonomik gücü olmadan küresel ısınmayı durdurmak mümkün olmayacak.“

Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Pazartesi günü otomotiv sektörü temsilcileriyle gerçekleştirdiği zirve toplantısını konu alıyor:

"Merkel ve otomotiv patronları, elektrikli otomobillere ivme kazandırmak için ellerinden geleni yapıyor. Milyarlarca euroluk teşviklerin yanı sıra şarj noktalarının altyapısının geliştirilmesi sözü veriyorlar. Ancak alternatifler de var. Zirve toplantısının hemen ertesi günü hem Ekonomi Bakanı Peter Altmaier hem de Eğitim Bakanı Anja Karlizcek’in hidrojen teknolojilerinin geliştirilmesi planlarını açıklaması tesadüf değil. Yani hidrojeni elektriğe dönüştüren yakıt hücreli otomobiller de yarıştan çekilmiş değil. Dizel de devlet tarafından destekleniyor. Otomobil endüstrisinin, doğru yolun hangisi olduğu konusunda hemfikir olamaması şaşırtıcı değil."

Mannheimer Morgen gazetesinin yorumu ise şöyle:

"Elektrikli motorlar, hidrojenli arabalar, otonom sürüş… Alman otomobil endüstrisi teknolojik gelişmelere neredeyse seyirci kaldı ve bu nedenle geleceğin otomobili söz konusu olduğunda araştırma-geliştirme konusunda çok da büyük bir heyecan hissedilmiyor. Ancak şimdiye kadar yanıtlanmamış asıl soru, Alman otomotivcilerin gerçekten elektrikli otomobil üretip üretemeyeceği. Şimdiye kadar piyasada sadece birkaç model var. Yöneticilerin kendisi yeterince heyecan duymuyorsa insanların elektrikli otomobillere heyecanla yaklaşması nasıl beklenebilir?“

DW/BK,MK

© Deutsche Welle Türkçe