1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Trump Kaşıkçı olayına seyirci kalamaz"

19 Ekim 2018

Cemal Kaşıkçı olayına uluslararası alanda gösterilen tepkiler ve dün sona eren Avrupa Birliği zirvesi Alman gazetelerinin yorum konuları arasında yer alıyor.

Suudi Arabistan'ın Washington'daki Büyükelçiliği önünde düzenlenen protesto gösterisinden bir kare, 10 Ekim 2018
Suudi Arabistan'ın Washington'daki Büyükelçiliği önünde düzenlenen protesto gösterisinden bir kare, 10 Ekim 2018Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo/J. Martin

Frankfurter Allgemeine Zeitung yorumunda, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmüş olma ihtimaline ABD Başkanı Donald Trump'ın seyirci kalamayacağını dile getiriyor:

"Cemal Kaşıkçı gerçekten İstanbul Konsolosluğunda öldürüldüyse, Başkan Donald Trump ülkesi ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler bu olaydan etkilenmeyecekmiş gibi davranamaz. Suudi Arabistan'ın Washington'un müttefiki olmasının tabii ki nedenleri var. ABD'nin İran'a yönelik yaptırımları yürürlüğe girdiğinde İran petrolünden doğacak boşluğun Suudi Arabistan tarafından doldurulması gerekecek. Kötü sayılamayacak başka çıkarlar da mevcut. Ama hiçbir şey değişmemiş gibi davranılabilir mi? Bakalım, Riyad'daki yatırımcılar konferansını boykot kararı Suudi Arabistan'ı etkileyecek mi? Ancak Siemens Yönetim Kurulu Başkanı'nın ‘İnsanların kaybolduğu ülkelerle iletişimi keseceksek, evde otururum, daha iyi' şeklindeki sözleri vurdumduymazlığın zirvesidir. Umalım, Siemens bundan böyle rejim muhaliflerinin yukardan gelen emirle kellelerinin uçurulmadığı ülkelerle iş yapsın.”

Handelsblatt gazetesi Kaşıkçı olayı nedeniyle dünya devletlerinin Suudi Arabistan ile aralarına mesafe koymalarını şöyle yorumluyor:

"Çoğu devlet temsilcisinin Riyad'daki yatırımcılar konferansını boykot etmesi mantıklı bir davranıştır. İngiltere, Fransa ve Hollanda'nın bakanlarında olduğu gibi şirket başkanları da boykota katılmalıdır. Çoğu da boykota katılıyor. JP Morgan, Ford ve Google daveti geri çevirdi. Alman Siemens şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı Joe Kaeser'in ‘Riyad'a gitmeyeceksem, bütün yurt dışı gezilerimi iptal ederim, olur biter' demesi isabetsiz bir demeçtir. Suudi Arabistan'da geleceğin ekonomik projelerini konuşmanın zamanı değildir. Yatırımcılar konferansının boykot edilmesi alınabilecek tek doğru karardır.”

Frankfurter Rundschau gazetesi Brüksel'deki iki günlük Avrupa Birliği (AB) zirvesinin bilançosunu çıkarıyor:

"Önemli kararların alınması beklenen buluşma çaresizlik zirvesi olarak sona erdi. Brexit görüşmelerindeki tıkanıklığın nasıl aşılacağı belli değil. Macaristan gibi üye ülkelerin yetkilerini Frontex'e devretmeye yanaşmaması nedeniyle AB'nin dış sınırlarında alınacak önlemlerde bile kaydedilen ilerleme çok az. İtalya'nın AB'nin bütçe düzenlemelerine kulak asmaması ‘merkezkaç' eğilimini hızlandırdı. Avrupa Birliği bitkin durumda. Ufukta ona enerji aşılayabilecek biri görünmüyor. Macron'un ‘Avrupa'yı baştan yaratma' çağrısı havada kaldı. Almanya hükümeti koalisyon anlaşmasındaki en önemli kararlardan birini uygulayamadı. Almanya Maliye Bakanı Scholz'un Merkel ve Macron'a danışarak hazırladığı Avrupa işsizlik sigortası planı Alman Birlik partilerindeki popülistler tarafından sabote ediliyor. Büyük koalisyon, kendi bünyesinde bulamadığı dayanışma ve bütünleşmeyi Avrupa Birliği'nden bekleyemez.”

Neue Osnabrücker Zeitung Avrupa politikasının sürekli engellere takılmasına rağmen halkın Avrupa projesine güvendiğine dikkat çektiği yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"Son anketler Almanların Avrupa Birliği sevdasını yeniden keşfettiklerini gösteriyor. Her beş Almandan dördü, çözüm bulunamayan sorunlara rağmen AB üyeliğinin yararlı olduğunu düşünüyor. Hükümetler halkı hayal kırıklığına uğratmamak için ellerinden geleni yapmalılar. Brüksel'deki zirve bu beklentiyi karşılayamadı. Hep söylenenler fazlasıyla tekrarlandı durdu. Avusturya'nın tekdüzelik dışına taşan, sürekli tartışılan mültecilerin paylaşımıyla ilgili anlaşmazlığı bir kenara bırakıp sorunun üstesinden gelinebilmesi için daha farklı dayanışma modelleri hazırlanması şeklindeki önerisi tutarlı bir çıkıştı. Avusturya'nın önerisi Mayıs ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde seçmene elle tutulur bir çözüm sunma şansını arttırdı. Berlin hükümeti bu adımları frenlemeye çalışmamalıdır.”

DW,AFP,dpa/AG,DÇÜ

© Deutsche Welle Türkçe

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik