1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Aşırı sağ hâlâ Alman demokrasisine en büyük tehdit"

22 Ağustos 2022

30 yıl önce Rostock kentinde yaşanan ırkçı saldırıların yıl dönümü münasebetiyle açıklamalarda bulunan Almanya İçişleri Bakanı Feaser, aşırı sağın ülke demokrasisine karşı en büyük tehdit olduğunu vurguladı.

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser
Nancy FaeserFotoğraf: Kay Nietfeld/dpa/picture alliance

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Rostock-Lichtenhagen'de yaşanan ırkçı saldırıların 30. yıl dönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada, aşırı sağın Alman demokrasisine, bugün de en büyük tehdidi oluşturmaya devam ettiğini vurguladı. Bu tehlikenin azımsanmaması gerektiğine dikkat çeken Faeser, "Aşırı sağ ile tüm kararlılığımızla mücadele ediyoruz" diye konuştu.

Rostock-Lichtenhagen'de yaşananaları Almanya'nın savaş sonrası tarihinin en korkunç ırkçı saldırıları olarak nitelendiren Faeser, "Pogroma neredeyse bir kişinin dahi müdahale etmemiş olması bugün hâlâ şoke edici" ifadelerini kullandı:

Olay yerinde bulunanların, saldırıları engellemek yerine alkışladığını ve saldırganları daha da kışkırttığını hatırlatan Bakan, "Rostock-Lichtenhagen'da alevlenen aşırı sağcı insan nefreti, güvenlik güçlerinin ağır ve gönülsüz müdahalesi ve siyaset ile toplumdaki sınırlı empati; bir işaret fişeği haline geldi" dedi.

Almanya'nın doğusunda yer alan Rostock'un Lichtenhagen semtinde, 22-26 Ağustos 1992 tarihlerinde aşırı sağcılar ve onları seyredip alkışlayan, ırkçı sloganlar atan bir kalabalık, sığınmacıların kaldığı "Ayçiçeği Evi" olarak bilinen binanın etrafını kuşatmıştı. Bina taşlanıp, atılan molotof kokteylleriyle kundaklanmaya çalışılmış, bu sırada itfaiye ekiplerinin müdahalesi de kalabalık tarafından engellenmişti. Polisin, müdahalesinin yetersiz kalması ve olayları bastıramaması hem Almanya'da hem ülke dışında yoğun eleştirilere neden olmuştu.

Rostock'tan 20 yıl sonra

04:32

This browser does not support the video element.

 

dpa / SÖ,ET