Almanya’nın euroyu kurtarma paketine yapacağı 148 milyar euroluk katkı, parlamentonun iki kanadından da onay aldı.

Federal Meclis’teki oylamada 587 milletvekilinden 319’u evet, 73’ü hayır oyu kullandı, 195 milletvekili çekimser kaldı. Muhalefetteki Sol Parti’nin pakete karşı oy kullanması, Sosyal Demokratlar ve Yeşiller’in çekimser kalması nedeniyle oylama sonucu kritikti. Sonuçta paket iktidar partilerinin oyuyla geçmiş oldu, Merkel’in arzuladığı orana ulaşılamadı.

IMF’nin katkısıyla birlikte 750 milyar euroyu bulan acil yardım paketine Avrupa’dan en büyük katkıyı 148 milyar euro ile Almanya yapacak. Almanya’nın pakette taahhüt ettiği miktar aslında 128 milyar euro. Ancak tasarıda acil durumlarda bu miktarın yüzde 20’si oranında ek mali yardım yapılabileceğine dair bir madde bulunuyor. Bu rezerve miktar ile birlikte paket 148 milyar euroluk hacme ulaşıyor.

Ana muhalefet destek vermedi

Küresel finans işlemlerine vergi getirilmesini talep eden SPD, bu konuda hazırladıkları teklife Merkel hükümetinin desteğini alamayınca, oylamada çekimser kaldı

Muhalefet, Başbakan Angela Merkel’i mali piyasaların etkili bir şekilde düzenlenmesi konusunda yeterince enerjik olmamakla suçluyor. Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Sigmar Gabriel, Merkel’in sadece kamuoyu ve muhalefetin baskısıyla bir şeyler yapmaya koyulduğunu, krizin aşılması yönünde kendiliğinden hiçbir konsept geliştirmediğini savundu.

Yeşiller partisi meclis grup başkanı Jürgen Trittin ise paketin alelacele meclisten geçirilmeye çalışılmasını eleştirerek şöyle konuştu:

“Bu sefer Yunanistan durumundan farklı olarak üzerimizde herhangi bir zaman baskısı yok. Fransa’da meclis oylamayı Haziran’da yapacak. İspanya’da da. Lüksemburg’da daha oylama tarihi belirlenmedi bile.”

Güçlü euro için sorumluluk vakti

Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble ise paketin aceleye getirildiği eleştirilerini reddederek, AB düzleminde kararlaştırılan önlemlerin bir an önce yürürlüğe sokulması gerektiğini belirtti ve piyasaların güveninin ancak böyle kazanılabileceğini kaydetti. Schaeuble, Almanya’nın euro kurtarma paketini meclisten geçiren ilk ülke olduğuna işaret ederek şunları söyledi:

“Bu küçük bir şey değil, bir kararın sonucudur. Bu karar şu esasa dayanmaktadır: Biz, hareket kabiliyeti olan, güçlü bir Avrupa’dan, ortak para birimimiz euronun istikrarından yanayız. Ve bunun için sorumluluk almaya hazırız.”

AB Maliye Bakanları’nın Brüksel’deki toplantısının gündeminde de bütçe disiplini konusu var. Toplantıda Avrupa İstikrar ve Büyüme Paktı’nın sertleştirilmesi ve euro krizinden çıkarılacak sonuçlar masaya yatırılıyor.

Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, AB Konsey Başkanı Herman van Rompuy’a dokuz maddelik planını sunacak. Bütçe disiplinine uymayan ülkelere yaptırımların sertleştirilmesi ve kuralların bağlayıcı hale getirilmesi gibi maddeler konusunda Birlik ülkeleri hemfikir. Ancak Schaeuble’nin planındaki, kronik bütçe açığına sahip ülkelerin AB Maliye Bakanları Konseyi içindeki oy hakkının kısıtlanması ve devletlerin kontrollü iflası gibi önerileri tartışmalara yol açıyor.

Alman Sol Parti meclis grubu başkanı Gregor Gysi, AB Maliye Bakanları toplantısına atıfla, mali piyasaların siyaset üzerindeki etkisini eleştirdi:

“Burnunuza halka takmış sürüklüyorlar. Bunun farkına varmak zorundasınız. Yani bir oturup düşünmek gerek. AB Maliye Bakanları’nın kararlarını belli bir saate kadar açıklamaları gerekiyor ki, Tokyo’da borsalar açılmış olsun. Demokrasinin zarar gördüğünün farkında değil misiniz? Niye borsalara bağımlıyız? Niçin siyasetin mali dünya üzerinde hâkimiyetini yeniden

kuramıyoruz?”

© Deutsche Welle Türkçe

DW/dpa/Reuters, AŞ/BK