Fransızların dünyaca ünlü baget ekmeği UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alındı. Peki Fransız mutfağının vazgeçilmezi olan bagetin incelikleri nedir?
Reklam
Fransız baget ekmeğinin kültürü ve zanaatı, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alındı. Bagetin ilgili listeye alınması için yapılan başvuru metninde, söz konusu geleneksel Fransız ekmeğinin, un, su, tuz ve maya olmak üzere sadece dört malzemeden yapılmasına rağmen her fırıncının ortaya benzersiz bir ürün çıkarabildiği belirtildi.
Fransızlar, mutfaklarının vazgeçilmezlerinden olan baget ekmeğini günün her öğününde tüketebiliyor. Özellikle tereyağ ve reçel sürülen baget dilimleri, Fransa'da kahvaltı sofralarının önemli bir lezzeti sayılıyor.
Reklam
Uğruna kuyruklarda beklenilen ekmek
Paris'te fırıncılık yapan Hamza Boussai'ye göre, "Bagetin iyi olabilmesi için unun iyi olması gerek." Bunun yanında hamurun ne kadar yoğrulduğu ve ardından ne kadar dinlendirildiğinin de önemli olduğunu dile getiren Boussai, "Büyükbabam Tunus'un en iyi fırıncılarından biriydi. Sanırım bu iş benim genlerimde var" diyor, hazırladığı hamurları 280 derece ısıtılmış fırına verirken.
Ekmekler yaklaşık 20 dakika sonra üzerlerinden yayılan dumanlarla fırından çıkarılıyor. Boussai'nin fırınında her gün 240 civarında baget üretilmekte. Müşteriler sabah ve öğle saatlerinde fırının önünde uzun kuyruklar oluşturuyor. Bazılarına göre Fransa, dünyada, insanların ekmek için gönüllü olarak günde iki kez sıraya girdikleri tek ülke. Fırından yeni çıkmış, sıcacık bir bageti ucundan koparıp yemeden eve kadar götürmek, pek çok Fransız için oldukça zor bir durum. Zaten geleneksel olarak da "baget bıçakla kesilmez, koparılır" deniyor halk arasında.
Baget ve metro işçileri efsanesi
Bir efsaneye göre, uzun ve ince şeklinden dolayı kolay kırılabilen baget ekmeği, Paris metrosunun inşaatında çalışan işçiler kavga ettiklerinde birbirlerine zarar verebilecekleri ekmek bıçaklarını yanlarında taşımasınlar diye üretilmiş. Ancak tarihi gerçekler, henüz 18. yüzyılda "flüt" adı verilen benzer bir ekmeğin Paris'te satıldığını ortaya koyuyor. 1920'de ağırlığı 80 gram olan ve 0,30 franktan satılan baget günümüzde 250 gram ağırlığında ve satış fiyatı yaklaşık 1 euro.
UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne bir ürünün kendi değil, onunla ilgili gelenek ve zanaat alınıyor. Söz konusu listeye şu ana dek dans, tiyatro, müzik gibi alanlardan yaklaşık 500 madde dahil edilmiş durumda.
Ahlat taş işçiliği de lisetede
UNESCO'dan Salı günü yapılan açıklamada da, geleneksel Ahlat taş işçiliğinin Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'ne alındığı bildirilmişti. İlgili açıklamada, "geleneksel Ahlat taş işçiliğinin, volkanik Ahlat taşının çıkarılması, estetik açıdan kendine özgü işlenişi ve metotlarına dayandığı" ifade edilerek, bu taşın işlenmesinde el yapımı araç gereçlerin kullanıldığı vurgulanmıştı.
Dünyanın sahip çıktığı kültür mirasları
Kültürel farklılıkların önemine dikkat çekmek amacıyla hazırlanan UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesinde Napoli pizzasından yogaya, Belçika birasından tangoya dünya kültürünün ilgi çekici örnekleri yer alıyor.
Fotoğraf: Reuters/C. de luca
Napoli'nin meşhur pizzası 'Pizzaiuolo'
Napoli, İtalya deyince akla gelen ilk yiyecek olan pizzanın anavatanı. Kendine özgü bir hamur kullanılarak odun ateşinde pişirililen Napoli'ye özgü Pizzaiuolo'yi orijinal tarifine uygun olarak yapan onaylı sadece 3 bin pizzacı var.
Fotoğraf: Reuters/C. de luca
Yoga
Yoga sadece fiziksel değil aynı zamanda ruhsal ve zihinsel bir egzersiz türü. Hindistan'da MÖ 5. yüzyılda ortaya çıkan bu egzersizler bireylerin kendi benliklerine ilişkin farkındalıklarını sağlamak, hissettikleri acıları dindirmek ve özgürleşmeyi sağlayabilmek için kullanılıyordu. 19. yüzyıl ortalarında Batı'nın da dikkatini çekmeye başlayan yoga, artık tüm dünya üzerinde uygulanan bir pratik.
Fotoğraf: Reuters/P. Kumar
Doğancılık
Evcilleştirilmiş ve eğitilmiş doğanları kullanarak gerçekleştirilen bir avlanma türü olan doğancılık yiyecek elde etmenin bir yolu olarak kullanılıyor. Ancak zaman içinde bu avlanma şekli bir tür sosyal katılım ve doğayı koruma yönetimine evrildi. Bu yaygın pratik Orta Asya, Uzak Doğu ve Avrupa'da bulunan 18 ülkede manevi miras olarak UNESCO tarafından koruma altında.
Fotoğraf: DW/M. Marek
Kahve kültürü
Kahvehanelerin doğum yeri olan Orta Doğu'da Arap kahvesinin kültürel bir rolü var. Bu sert kahve küçük fincanlarda bazen kakule ile ama mutlaka şekersiz ikram ediliyor. Kahve kelimesi Arapça'da "qahwa"dan geliyor.
Fotoğraf: Getty Images/AFP/J. MacDougall
Tango
Tango, 1880'lerde Avrupa, Afrika ve yerli Amerika dans geleneklerinden etkilenerek Arjantin-Uruguay sınırında ortaya çıktı. Dünya çapında oldukça popüler olan bu eşli dans, 20. yüzyılın sonlarında Arjantin'de hüküm süren askeri diktatörlük döneminde yasaklandı ancak 1983 yılında demokrasiye geçiş ile birlikte yükselişe geçti.
Fotoğraf: picture-alliance/dpa
Avusturya'da binicilik
Viyana'nın İspanyol Binicilik Okulu 2015 yılında listeye eklendi. Adını okulla özdeşleşmiş Lipizzan cinsi İspanyol atlarından alan bu binicilik okulu Hapsburg Hanedanlığı döneminde 1572'de kuruldu.Türünün dünya üzerindeki en eski örneği olan bu binicilik okulu, klasik at terbiyesine dayalı performansları ile kuruluşundan bu yana geçen 450 yıla rağmen kalabalık bir seyirci kitlesi topluyor.
Fotoğraf: ASAblanca/Rene van Bakel
Belçika birası
Küçük bir ülke olmasına rağmen Belçika tam 1.500 farklı çeşit bira üretiyor. En meşhurları Trappist manastırlarında üretiliyor ve gelirleri yardım için bağışlanıyor. Bira 1960'lara kadar hayatın o kadar ayrılmaz bir parçasıydı ki okullarda öğle yemeğinde içecek seçeneği olarak sunuluyordu.
Fotoğraf: picture-alliance/R. Goldmann
Kabuki tiyatrosu
Abartılı makyaj ve stilize draması ile bilinen Kabuki tiyatrosu 17 yüzyılda Japonya'da ortaya çıktı ve o zamanlar sadece kadınlar tarafından sahneye konuluyordu. Bu oyunlar tarih, ulusal masallar ve dans kategorilerinden birini takip etmektedir. Kabuki kelimesi kabaca "avangard" olarak tercüme edilebilir.