Fransa Çevre Bakanı Nicolas Hulot bugün katıldığı bir radyo programındaki canlı yayında görevinden istifa ettiğini açıkladı. Cumhurbaşkanı ya da Başbakan'a önceden herhangi bir bilgilendirme yapmaksızın görevden ayrıldığını açıklayan Hulot, kararına gerekçe olarak hükümetin çevreye ilişkin meselelerde yeterince adım atmamasını gösterdi.

Eski Bakan, kabine içinde çevre ile ilgili konularda "tamamen yalnız" hissettiğini belirterek, "hükümetten ayrılma kararı alıyorum" açıklamasında bulundu.

Aktif bir siyasi geçmişi olmayan ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un kendisini hükümete davet etmesi sonucu bakan olan 62 yaşındaki Hulot, göreve geldiği andan bu yana kabinedeki diğer bakanlarla birçok konuda anlaşmazlığa düştü. Esasen bir televizyon sunucusu ve çevre aktivisti olan Hulot, katıldığı radyo programında bakanlığının alanına giren meselelerle ilgili olarak, "Küçük adımlar atıyoruz ve Fransa diğer ülkelerden çok daha fazlasını yapıyor, ancak bu adımlar yeterli mi? Yanıt hayır" ifadesini kullandı.

France Inter radyo kanalında istifasını açıklayan eski bakan, çevreye ilişkin meselelerde artık her şey kontrol altındaymış izlenimi vermek istemediğinin ve bu yüzden görevinden ayrıldığının altını çizdi.

Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık'tan açıklama

Hulot'nun istifası üzerine Başbakanlık Sözcüsü Benjamin Griveaux konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Sözcü, "En temel nezaket kapsamında Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ı önceden uyarılabilirdi" ifadesini kullandı. Griveaux ayrıca, "Kalmasını isterdim. (Hulot'nun) attığı adımlar Fransız halkı için faydalı olacak ve gerisi getirilecek" şeklinde konuştu.

Avrupa Birliği ile ilgili temaslarda bulunmak üzere bugün Danimarka'ya giden Cumhurbaşkanı Macron ise Hulot'nun istifası ile ilgili henüz bir açıklamada bulunmadı. Ancak Reuters haber ajansına konuşan bir Cumhurbaşkanı danışmanı, "Bakanların, özellikle de sivil toplumdan gelenlerin işi aynı zamanda hem heyecan verici hem de hayal kırıklığına uğratıcı olabilir" dedi.

Hulot'nun yerine geçecek ismin henüz belirlenmediğini kaydeden danışman, "Hayal kırıklığı yaratan ve hatta (Hulot'u) tüketen bir durum olmasını gayet iyi anlıyoruz, ancak bütün bunlar, kendisinin gerçekleştirdiği işlerin kalitesini düşürmez" ifadesini kullandı.

İşaretini önceden vermişti

1987 yılından 2012'ye kadar aralıksız olarak çevre konusunda televizyon programcılığı ve sunuculuğu yapan eski bakan, bu yılın Şubat ayına kendisine yöneltilen tecavüz suçlaması nedeniyle istifa noktasına gelmişti. Eski Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand'ın kızına tecavüz ettiği suçlaması yöneltilen Hulot, bu suçlamaları reddetmiş ve iddiaların kendisine ve ailesine karşı son derece zarar verici olduğunu söylemişti.

Kabinede geçirdiği süre boyunca Hulot'ya ayrıca diğer çevreciler tarafından Macron hükümetinde yeterince etkin olamadığı ve özellikle tarım ve ekonomi bakanlıklarının çevre meseleleri ile çatışan gündemlerine karşı başarısız olduğu eleştirisi getirilmişti.

Avcılık yasası son darbe oldu

Bir vejetaryen olan Hulot dün onaylanan bir yasa kapsamında avcılık lisanslarının 400 eurodan 200 euroya indirilmesine engel olamamıştı. Eski bakan canlı yayındaki programda bu indirimin yapılmasından ve avcılık lobisinden bir kişinin davet edilmemesine karşın görüşmelere katılmasından dolayı büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını belirterek istifa kararını vermesinde etkili olduğunu kaydetti.

Hulot ayrıca Fransa'nın elektrik üretiminde nükleer enerjiye bağımlılığını 2025'e kadar yüzde 50'nin altına indirme hedefinden vazgeçmesi sonrası yaşadığı hayal kırıklığını gizlememişti.

Macron baskı altında

Geçen yıl Mayıs ayında "Yürüyüş" (En Marche) hareketi lideri olarak iktidara gelen 40 yaşındaki Cumhurbaşkanı Macron, bir yandan ülkedeki düşük büyüme ve yüksek işsizlik oranlarıyla mücadele ederken, bir yandan da AB içinde bütünleşmeyi derinleştirecek bir takım reformlar gerçekleştirmeye çalışıyor.

Ancak amaçlarına ulaşmada güçlük çeken Macron, geçen haftasonu Başbakan Edouard Philippe aracılığı ile borç azaltma hedeflerinden vazgeçtiklerini açıklamıştı. Macron ayrıca eski koruma görevlisinin, bu yılki 1 Mayıs İşçi Bayramı sırasında düzenlenen gösterilerde bir protestocuyu dövmesi üzerine eleştirilere maruz kalmış ve kriz skandal boyutu kazanmıştı.

DW,AFP,rtr,dpa/ÇÖ,DÇÜ

© Deutsche Welle Türkçe