1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Fransa göç ve ilticaya kapılarını kapatıyor

Andreas Noll
23 Aralık 2023

Zorlu müzakerelerin ardından Fransız parlamentosunun her iki kanadı, sert düzenlemeler içeren yeni göç yasasını kabul etti. Ancak hem iktidar hem muhalefet saflarından yasaya karşı tepkiler yükseliyor.

Fransız parlamentosu
Fransız parlamentosu yeni göç yasasını kabul ettiFotoğraf: Michel Euler/AP photo/picture alliance

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, yaklaşık bir yıl önce göç yasasında "dengeli" bir reform sözü vermişti. Yasa dışı göçü önleyen ve reddedilen sığınmacıların sınır dışı edilmesini kolaylaştıran, aynı zamanda çalışan göçmenlerin entegrasyonunu da teşvik eden bir yasa vadetmişti.

Ancak iktidarı oluşturan partiler, 2022 yazında yapılan parlamento seçimlerinde Ulusal Meclis'teki mutlak çoğunluğunu kaybetti. Parlamentonun ikinci kanadı olan Senato'da merkez sağcı Cumhuriyetçiler (Les Républicains/LR) hâkim durumda. Marine Le Pen'in aşırı sağcı Ulusal Birlik (Rassemblement National/RN) partisinin baskısını yakından hisseden Cumhuriyetçiler, son yıllarda merkez sağdan radikal sağa doğru kaymaya başladı. Bu nedenle gözlemciler, hükümetin ancak çok daha katı bir göç reformu hazırlaması durumda parlamentoda çoğunluk desteği elde edebileceğini haftalardır vurguluyordu.

Macron da kısa süre önce partiler arasında uzlaşma çağrısında bulundu, ardından yasa geçen Çarşamba günü 186'ya karşı 349 oyla kabul edildi.

Yeni göç yasası ile Fransa, başta İskandinav ülkeleri olmak üzere son yıllarda pek çok Avrupa ülkesi tarafından benimsenen "göç karşıtı" keskin bir rotayı takip edenler kervanına katılıyor.

Yasaya göre göçmenlere, istihdam açığı olan sektörlerde iş bulsalar bile Fransa'da kalma hakkı verilmeyecek.

Sosyal yardımlarda Fransızlara öncelik

Fransız hükümeti, özellikle oturma izinleri ve sosyal yardımlar konusunda muhafazakâr muhalefete önemli tavizler verdi. Göçmenler için çocuk parası, ev sahibi olma hakkı, serbest meslek sahiplerine kişisel destek ve işsizlik yardımı almak için beş yıllık bir bekleme süresi öngörülüyor. İş sahibi göçmenler ise iki buçuk yıl beklemek zorunda kalacak.

Kişisel konut yardımına hak kazanma konusu, özellikle hükümet kanadı ile Cumhuriyetçiler arasında tartışmalara neden oldu. Gelecekte AB üyesi olmayan ülke vatandaşları, ancak Fransa'da beş yıl ikamet ettikten sonra konut yardımı almaya hak kazanacak. Bir işi olan, eğitim gören ya da sığınmacı olarak kabul edilenler ise sadece üç ay ikamet ettikten sonra ödenek alabilecek.

"Kağıtsızlar" için daha sıkı kurallar

"Sans papiers" (Belgesizler) olarak adlandırılan ve ikamet izni bulunmayan göçmenler, Fransa kamuoyunda sürekli olarak hararetli tartışmalara konu oluyor. Burada da kurallar sıkılaştırılıyor. Bundan böyle vali, bu kişilere kısıtlı mesleklerde çalışmaları, Fransa'da en az üç yıl yaşamış olmaları ve en az on iki ay istihdam edilmiş olmaları halinde oturma izni verebilecek. Ancak söz konusu oturma izni sadece bir yıl için geçerli olacak.

Çalışanın bu oturma iznine, işvereninin rızası olmadan başvurabilmesi, muhalefetin hükümet cephesine verdiği bir taviz olarak değerlendiriliyor. Bu uygulama ilk aşamada bir deneme sürecine tâbi tutulacak ve mevcut haliyle 2026 yılına kadar geçerli olacak.

Fransa'da yasadışı olarak kalmak, suç teşkil etmeye devam ederek bir yıl hapis ve 3 bin 750 euro para cezası ile cezalandırılacak. LR partisi lideri Eric Ciotti, İçişleri Bakanı Gérald Darmanin'den sınır dışı merkezlerinin inşasını hızlandırma sözü aldı. Böylece 2027 yılına kadar Fransa'da on bir yeni "idari kabul merkezi" oluşturulacak.

Göç için üst sınırlar

Hükümet, parlamento tarafından belirlenen göç kotalarının anayasaya aykırı olduğunu düşünse de uzlaşma önümüzdeki üç yıl için buna uygun bir düzenleme öngörüyor. Göç üst sınırı, AB üyesi olmayan yabancılar için geçerli. Ancak sığınmacılar bu kotaya dahil edilmiyor.

Göç yasası Paris'te protesto edildiFotoğraf: Mohamad Alsayed/Anadolu/picture alliance

Gerek hükümet gerekse sol muhalefete mensup pek çok siyasetçi, Anayasa Konseyinin düzenlemeyi iptal etmesini umuyor. Kendisi de eski bir Cumhuriyetçi Parti üyesi olan İçişleri Bakanı Darmanin, yasanın bazı bölümlerini anayasaya aykırı olarak nitelendirdi.

Vatandaşlığa geçiş daha da zorlaşıyor

Fransa'da doğan yabancılar, reşit olduklarında otomatik olarak Fransız vatandaşlığı alamayacaklar. Bunun için 16-18 yaşları arasında başvuruda bulunmaları gerekecek. Cezai bir suçtan hüküm giyenler artık vatandaşlığa kabul edilmeyecek.

Çifte vatandaşlığa sahip olanlar, bir kamu görevlisini kasten öldürmekten hüküm giymeleri halinde Fransız vatandaşlığından çıkarılabilecek. Bu düzenlemeyle polis memurları, itfaiyeciler ve öğretmenler gibi kamu görevlilerinin korunması amaçlanıyor.

Milletvekilleri, ayrıca aile birleşimi için daha katı kurallar ve olası sınır dışı masraflarını karşılamak üzere öğrenciler için kefalet kararı aldı. Sağlık sigortasına erişim de yabancılar için daha zor hale getirilecek.

Reforma tepkiler

Ulusal Birlik lideri Marine Le Pen, uzlaşmayı partisi için "ideolojik bir zafer" olarak nitelendirdi ve hemen parlamento grubununca onayladığını duyurdu. Partisi şu anda anketlerde önde giden Le Pen, "Nihayet 'ulusal öncelik', yani bazı sosyal yardımlar için Fransızların yabancılara tercih edilmesi yasalaştı" dedi. Ulusal Meclis'te 88 RN milletvekilinin tamamı ve 62 Cumhuriyetçi milletvekili, yeni yasa lehinde oy kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel MacronFotoğraf: Ludovic Marin/AP Photo/picture alliance

Macron cephesi, sağın desteği olmadan parlamentoda çoğunluğa sahip olamayacağının bilincinde. İktidarı oluşturan partilerden toplam 27 milletvekili sıkılaştırılmış göç reformuna karşı oy kullanırken 32 milletvekili de çekimser kaldı. Sağlık Bakanı Aurélien Rousseau, oylamanın ardından görevinden istifa etti. Gözlemciler, yasa nedeniyle önümüzdeki günlerde hükümet içinde başka gerilimlerin de yaşanmasının muhtemel olduğunu belirtiyor.

Sol muhalefet, Ulusal Birlik ve Cumhuriyetçilerle birlikte hareket eden iktidarın, tüm saygınlığını yitirdiğini savunuyor. Gösterilerle yasayı protesto eden göçmen ve mülteciler ise bunun "reform" değil, "zorlama" olduğunu öne sürüyor.

 

DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl ulaşabilirim?