1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Fransa Türkleri’nin seçim heyecanı

Kayhan Karaca / Deutsche Welle - Strasbourg7 Mart 2008

Fransa’da Pazar günü yerel seçimlerin ilk turu yapılacak. Yarım milyonu bulan Türk toplumu da sağ ve sol partilerden adaylarla yarışa katılıyor. Kayhan Karaca’nın haberi...

Fransız seçmenin Sarkozy ile ilgili memnuniyetsizliğini sandıkta ortaya koyması bekleniyor
Fransız seçmenin Sarkozy ile ilgili memnuniyetsizliğini sandıkta ortaya koyması bekleniyorFotoğraf: AP

Geçen yıl büyük bir heyecanla Nicolas Sarkozy’yi cumhurbaşkanı seçen Fransızlar, 9-16 Mart tarihlerinde yapılacak iki turlu yerel seçimlerde de yeni belediye başkanlarını seçecekler.

Seçimlerin, her ne kadar yerel olsa da, Sarkozy’nin geçtiğimiz aylardaki hararetli özel yaşamı ve seçim vaatlerinin büyük bölümünü yerine getirememiş olması nedeniyle, muhalefetteki Sosyalist Parti’nin zaferiyle sonuçlanması bekleniyor.

Ancak seçimlerin Türkiye’yi, daha doğrusu Fransa’da yaşayan Türk kökenlileri ilgilendiren bir başka boyutu daha var.

Bu seçimlerin, büyük olasılıkla, Fransa’da yaşayan Türk kökenlilerin politik entegrasyonlarının başlangıcı olarak tarihe geçmeye aday olduğu konuşuluyor.

Fransa’da ilk defa bu seçimlerde, çoğu 20 ve 30’lu yaşlarda yaklaşık 100 Türk kökenli aday, değişik partilerin listelerinde kendilerine yer bulmuş durumdalar.

Strasbourg pilot kent

Bu konudaki pilot kent hiç kuşkusuz Strasbourg. 300 bin nüfuslu kentte, çoğu Fransız vatandaşlığına geçmiş 25 bin civarında Türk yaşıyor.

Buna rağmen, bugüne kadar kent belediye meclisinin Türk kökenli bir üyesi olmamış. Ancak bu yıl en az 1 Türk kökenli adayın 65 kişilik meclise girmesi bekleniyor.

Bu adaylardan biri Tuncay Sağlamer. Sağlamer, şu anda belediyeyi elinde bulunduran ve iktidarda olan Halk Hareketi Birliği’nden, yani sağ bir partiden aday.

Sağ-sol farkı

Sağlamer, göçmen kökenlilere ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik perspektifine pek de ılımlı olmayan bu partiden adaylığını bakın nasıl açıklıyor: “1993-1994’lerden bu yana politika içerisindeyim. İlk önce şu an bize muhalif olan partinin içinde militanlık yaptım birkaç sene. Fakat kendimi içinde göremediğim için birkaç yıl sonra istifa ettim. Toplum içerisine gittiğinizde, kendi Türk toplumunun, çoğunlukta sola oy verdiğini görüyoruz. Halbuki Türkiye ile bir tezat taşıyor. Türkiye’de çoğunluk sağa oy veriyor.”

Strasbourg belediye başkanlığının diğer favorisi olan Sosyalist Parti’nin listesinde ise 2 Türk kökenli aday var. Bu adaylardan Mine Günbay, sol partilerin göçmen kökenlilere daha yakın olduğu görüşünde: “Sol değerleri savunan bir insanım. Laikliği eşit haklar, insanların hepsinin eşit bir şekilde, yani yabancılar olsun göçmen çocukları olsun hepsine eşit bir şekilde davranmamız gerektiğini düşündüğümüz için, yani sosyalist partisi benim değerlerime çok yakın olan bir parti.”

İkinci kuşağın hedefi

Türk kökenliler, değişik partilerden aday olsalar da Fransa’da yaşayan Türklerin politik entegrasyon sürecinin geldiği konusunda hemfikirler. Tuncay Sağlamer: “İkinci jenerasyon artık 30’lu yaşlarını geçti. Belli bir olgunluk belli bir dünya bakışı veya olaylara, toplum içersinde kendine bir entegrasyon bir yer buldu. Sosyal entegrasyonumuzu sağladık, kültürel entegrasyonumuzu sağladık , ekonomik entegrasyonumuzu sağladık, artık siyasal entegrasyonumuzun da vakti geldi.”

Mine Günbay: “İkinci kuşak dediğimiz çocukların artık politikaya atılması çok doğal aslında, çok da şaşılacak bir şey yok, çünkü sonuçta burda doğduk, ben kendimi gayet Fransız hisseden bir insanım.”

Türkiye’de kardeş kent rekabeti

Strasbourg’da Türklerin oylarını çekmek için sağ ve sol partiler arasında kıyasıya bir rekabet de yaşanıyor. Öyle ki partilerin belediye başkan adayları, Türk basınıyla özel olarak bir araya geliyor, Türklere ait dernekleri ziyaret ediyor, Türk topluluğuna mesajlar gönderiyorlar. Seçilmeleri halinde Strasbourg ile Türkiye’de bir kenti “kardeş kent” ilan etme vaadinde de bulunuyorlar.

Son yedi yıldır Strasbourg belediye başkanlığı yapan ve yeniden aday olan, Halk Hareketi Birliği üyesi Fabienne Keller bu konuda tatlı bir rekabet yaşandığını söylüyor: “Bu konuda Konya-Kayseri rekabeti yaşanıyor. Aday başka kentler de var. Eğitim ve sanat alanında işbirliği yapmak birbirimizi daha iyi tanımamızı sağlayacaktır. Böylelikle Türkiye’nin tarih, kültür, coğrafya ve turizmini yakında keşfedebiliriz.”


Türkler’in siyasi entegrasyon süreci

Sosyalist Parti belediye başkan adayı Roland Ries ise bir Türk kentiyle işbirliğinin turizm amaçlı olmaktan öteye gitmesini savunuyor: “Fransa ve Türkiye’nin idari planda yasal düzenlemeleri değişik olsa da, çöp arıtma, kreş, sosyal konut gibi spesifik alanlarda ortak çıkarlar etrafında beraber çalışma imkanına sahip olmamızı arzuluyorum.”

Seçim sonuçları ne olursa olsun, Fransa’da yaşayan yaklaşık 450 bin Türk kökenlinin politik entegrasyon süreci başlamış görünüyor.

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine muhalif Sarkozy’nin partisinin dahi, Türk kökenli adaylarla seçmen önüne çıkmasının altını çizmekte de fayda var.