Fransa'da karamsar tablo
2 Mayıs 2016Kültür eğitimi alan yüksekokul öğrencisi Gabrielle, Fransa’nın bir dönüm noktasında olduğuna dikkat çekiyor ve halkın politikacılara fazla inancı kalmadığını belirtiyor. “Önce sağcılar iktidardaydı, sonra solcular geldi. Ama hepsi hayal kırıklığı yarattı” diye konuşuyor. Halktaki bu hayal kırıklığını sadece solcular protesto eylemlerine kanalize etmekle kalmıyor. Sağ popülist Ulusal Cephe’nin de bu ortamı kendine oy toplamak üzere kullanmaya çalıştığına dikkat çekiliyor.
'Milyonlarca işsize sahibiz'
Film yönetmeni Gilles Saulnier, “Fransa’da herkes başka bir şey istiyor. Politikacıların, halkın ve işçilerin talepleri farklı. Birbirleriyle artık diyaloğa girmeleri şart. Dünyanın beşinci büyük ekonomik gücü olmamıza rağmen milyonlarca işsize sahibiz” diyor.
Ekonomik göstergeler iyiye alamet değil
Herşeye rağmen Fransız ekonomisinde bazı gelişmeler de kaydediliyor. Örneğin Almanya ile rakip konumundaki Fransa geçen hafta Avustralya'dan 35 milyar euroluk bir denizaltı siparişi aldı. Paris’in bu gelişmeye çok sevindiğine işaret edilirken, ancak bunların kısmî ekonomik başarılar olduğunun altı çiziliyor. Nitekim istatistiklerin ortaya koyduğu rakamlar düşündürücü. Fransa bütçesi 2010 yılından bu yana yüzde 4-5 oranındaki yüksek bir borcu sırtlıyor. Bu konuda Paris'e Brüksel’den mavi uyarı mektupları da geliyor. Hükümetin tasarruf çabalarının meyve vermeye başladığı, bu yıl itibarıyla yeni borçlanmanın yüzde 3,5’a düşmesi bekleniyor. Ancak ekonomik büyüme oranının yüzde 1,2’larda yalpalamaya devam etmesinin ve işsizliğin Cumhurbaşkanı François Hollande’ın zayıf noktası olduğu vurgulanıyor. Fransa’da işsiz sayısı yaklaşık 3,5 milyon civarında ve işsizler arasında gençlerin oranı yüksek.
François Hollande halk tarafından benimsenmiyor
Fransızların Cumhurbaşkanı François Hollande’da eleştirdikleri en önemli nokta ise onun devam eden başarısızlıklar silsilesi. 2012 yılının mayıs ayında cumhurbaşkanlığına seçildiğinde Fransa halkının beklentisi büyüktü. Bugün ise Hollande tüm zamanların en sevilmeyen cumhurbaşkanı konumunda. Fransızların yüzde 87’si cumhurbaşkanından memnun değil ve halkın dörtte üçü François Hollande’ın 2017’deki cumhurbaşkanlığı seçiminde bir kez daha aday olmasından yana değil. İş çevreleri ve kendi partisinden kimi isimler cumhurbaşkanının köklü reformlar yapması yönünde görüş bildiriyorlar. Solcu çevreler ise köhnemiş Fransız sosyal devletinin esnek hale getirilmesi için önerilen her türlü girişimi bloke ediyor.
Hollande'ın oy potansiyeli yüzde 14'lere işaret ediyor
François Hollanda 2017’de yeniden aday olup olmama konusunda kararını henüz vermiş değil. Düzenlenen anketlerde yüzde 14 oranında oy toplayabileceği tahmin ediliyor. Bu da sağ popülist Ulusal Cephe'nin adayı Marine Le Pen’in çok arkasında kaldığını ortaya koyuyor.
Sosyalistlerin yıldızı: Macron
Sosyalist Parti’de solcu kanadın hain olarak gördüğü, sağcı kanadın ise ümit bağladığı isim ise 38 yaşındaki Emmanuel Macron. 2014 yılında Hollande kabinesinde ekonomi bakanı olan Macron daha önceleri yatırım bankacısı olarak faaliyet göstermişti. Macron göreve geldiğinde Pazar günlerinin de iş günü sayılması, 35 saat haftalık çalışma süresinin iptali, iş piyasasının esnek hale getirilmesi ve çalışanlar için sosyal sigortanın azaltılması yönünde görüş belirterek dikkatleri ve çoğu zaman şimşekleri üzerine çekmişti.
Sarkozy mi, Alain Juppe mi?
Muhafazakar adaylar arasında ise eski cumhurbaşkanlarından Nicolas Sarkozy bu göreve geri dönüş yapmak için çoktan faaliyet başlatmış durumda. Ancak hakkındaki eski skandalların seçilme şansını azalttığı belirtiliyor. Sarkozy'nin karşısındaki aday, eski başbakanlardan ve şimdiki Bordeaux kenti belediye başkanı, muhafazakar Alain Juppe'ye en fazla şans tanınıyor.
Cumhurbaşkanlığı yarışı Le Pen ile Juppe arasında mı geçecek?
Muhafazakarların ve sosyalistlerin karşısındaki en büyük rakip ise sağ popülist Ulusal Cephe'nin lideri Marine Le Pen. Anketlerde Le Pen'e yüzde 30 civarında oy çıkabileceği tahmin ediliyor. 2017'deki iki turlu cumhurbaşkanlığı yarışının Le Pen ile Alain Juppe arasında geçeceği, sosyalistlerin ise uzun süre muhalefete çekilmek zorunda kalacakları yorumları yapılıyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Barbara Wesel