1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Futbol

Futbolda ırkçılık: 'En iyi yanıt sahadaki başarı'

13 Haziran 2018

Alman milli takımında oynayan ilk siyahi futbolcu olan Asamoah, Dünya Kupası'nda ırkçılığa maruz kalmaları hâlinde sahayı terk edebileceklerini söyleyen oyunculara şu mesajı verdi: "En iyi cevap sahadaki başarı olur."

Fotoğraf: DW/U. Wagner

"Daha sahaya ısınmak için çıktığımda tuhaf bir atmosfer olduğunu hissetmiştim. Maç başladıktan sonra da top ayağıma her geldiğinde tepki gördüm. 2006 Dünya Kupası'nda herkesle birlikte ter döküp birlikte sevindikten sadece birkaç ay sonra insanların maymun sesleri çıkardığını duymak bana çok dokundu."

Bu sözler, Eylül 2006'da Schalke formasıyla gittiği Rostock kentindeki bir maç sırasında ırkçı slogan ve tezahüratlara hedef olan eski futbolcu Gerald Asamoah'a ait.

Şu an 39 yaşında olan Gana doğumlu Asamoah, Alman milli takımında oynayan ilk siyahi futbolcu olarak tarihe geçmişti. Ancak kolay bir süreçten geçmedi.

Deutsche Welle'nin düzenlediği Küresel Medya Forumu kapsamında gerçekleştirilen "futbolda ırkçılık" konulu oturuma konuşmacı olarak katılan Asamoah, 9 Eylül 2006'da Rostock'ta oynanan Almanya kupası maçında yaşadığı kötü hatıranın anımsatılması üzerine bir kez daha o güne döndü:

"Çok büyük bir hayal kırıklığıydı. Bir insana nasıl böyle davranılır anlayamıyorum. Sahada iyi oynuyorum ama dışarıda insan yerine konmuyorum."

Asamoah, Almanya'nın 2006 Dünya Kupası sırasındaki antrenmanında takım arkadaşı Torsten Frings ileFotoğraf: picture-alliance/dpa

"Irkçılığın ortaya koyulma şekli değişti"

FIFA, bu olaydan tam 10 yıl sonra, ırkçılıkla mücadele için kurduğu özel çalışma grubunu, görevini tamamladığı gerekçesiyle lağvetti. Ancak Küresel Medya Forumu'ndaki oturumun moderatörlüğünü yapan gazeteci Joscha Weber de FIFA'nın Eylül 2016'da aldığı bu kararı hatırlatarak meslektaşı Christoph Ruf'a "FIFA'nın lağvettiği çalışma grubu gerçekten görevini tamamlamış mıydı?" sorusunu yöneltti. Alman gazetecinin yanıtı anlamlıydı:

"Böyle olmuş olsaydı, şu an burada oturuyor olmazdık."

Irkçılık sorununun ülkeden ülkeye değişkenlik gösterdiğini belirten Ruf, Almanya'da ırkçılığın "açık kanıtlarının azaldığını" ancak tamamen kaybolmadığını ifade etti.

Gana doğumlu futbolcuya Hannover 96 forması giydiği dönemde bir başka Doğu Alman kenti Cottbus'ta muz atılan ırkçı eylemi hatırlatan Ruf, "Asamoah'ın 1997'de Cottbuss'ta karşılaştığı olayın 2018'de de yaşanıp yaşanmayacağından emin değilim. Ama mesela bu kentteki bazı taraftarların tutumunun çok fazla değişmediğinden eminim. Sadece ortaya koyulma şekli değişti. Ayrıca bazı Doğu Avrupa ülkelerinde hâlen bu muz atma ve maymun sesi çıkarma eylemleriyle karşılaşıyoruz" dedi.

Almanya'da sağ popülist Almanya İçin Alternatif'e (AfD) verilen desteğin son yıllarda arttığına da dikkat çeken Ruf, bu partinin Asamoah'a 12 sene önce Rostock'ta gösterilen ırkçı tutumla aynı çizgideki bir söyleme sahip olduğunu savundu. AfD'lilerin kullandığı "At ahırında doğan bir eşek, at değildir" şeklindeki sözü hatırlatan Ruf, "Irkçı düşünce yapısı bu şekilde. Ve toplumun yüzde 15-20'si aynı şekilde düşünüyor" dedi.

Gerald Asamoah, DW'nin internet spor yayınları sorumlusu Joscha Weber, UEFA yetkilisi Patrick Klaus Gasser ve Alman gazeteci Christoph RufFotoğraf: DW

UEFA'nın aldığı önlemler

Oturuma UEFA'yı temsilen Futbol ve Sosyal Sorumluluk Birimi'nin başındaki Patrick Klaus Gasser katıldı. UEFA'nın ayrımcılık ve ırkçılıkla mücadele amaçlı kampanya ve projeleri üzerine çalışan Gasser, sorunun çözümü için nasıl bir politika izlediklerini anlattı.

Bu konuda özellikle 2000'li yıllarda atılıma geçtiklerini ve farkındalık yaratabilmek amacıyla kampanyalar geliştirmek için Avrupa'da Irkçılığa Karşı Futbol (FARE) adlı ağ ile birlikte çalışarak uzmanlaşmaya başladıklarını ifade eden UEFA yetkilisi Gasser; kulüp, oyuncu ya da taraftarların cezalandırılması gibi yaptırımlarla da sonuç almaya çalıştıklarını ifade etti.

Hakemlere üç adımlı yaptırım yetkisi

Gasser ırkçılık vakalarını nasıl tespit ettiklerini de anlattı. FARE ağından uzmanlarla bir araya gelerek Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi maçlarını "yüksek risk", "orta derece risk" ve "düşük risk" olmak üzere üç kategoriye ayırdıklarını ve yüksek risk sınıfındaki karşılaşmalara söz konusu ağdan iki gözlemcinin gönderildiğini söyledi. Gasser, maçlara gönderilen gözlemcilerin görevlendirildikleri ülkeleri tanımalarının önemini ise şöyle aktardı:

"Bu gözlemciler kulupleri, kültürleri tanıyorlar. Aksi takdirde, örneğin İskoçya'daki bir maça İzlanda'dan gözlemci gönderdiğinizde, bu kişilerin o bölgede aslında ırkçı ya da ayrımcı bir anlam ifade eden slaganlar hakkında en ufak bir fikri bulunmuyor. Bu yuzden sahada uzmanlara ihtiyacınız var. Bu gözlemciler, herhangi bir ayrımcılığa dair kanıt tespit ettiklerinde kaydediyorlar."

Gözlemcilerden gelen bildirimlerin söz konusu maçın hakemine, daha sonra da UEFA'nın karşılaşmadaki delegesine raporlandığını ve UEFA Disiplin Kurulu'na ulaştırıldığını belirten Gasser, gerekli görüldüğü takdirde para cezası verilerek yaptırıma gidildiğini ifade etti. İhlalin tekrarlanması hâlinde ise stadyumun bir bölümünün kapatıldığını, yine yapılırsa tamamen seyircisiz oynama cezası verildiğini söyledi.

Gasser ayrıca UEFA'nın 2009'dan beri uyguladığı ve FIFA tarafından Rusya'da ilk kez bir Dünya Kupası'nda da başvurulacak olan üç adımlı önleme de değindi. Söz konusu uygulama, maç sırasında ırkçı bir eylem yaşanması durumunda hakemlere oyunu durdurma, tekrarlanması hâlinde oyuncularla birlikte içeri girme ve durum düzelmezse maçı tatil etme yetkisi veriyor.

Asamoah, 2002 Dünya Kupası finalinde Brezilya'ya karşı da forma giydiFotoğraf: picture-alliance/ASA

Sahayı terk etmek çözüm mü?

Asamoah, 2007 yılında Hansa Rostock'un B takımına karşı oynadıkları ve 9-1 kazandıkları maçta maruz kaldığı ırkçı tepkiler üzerine sahada kalıp mücadele etmeyi seçmişti. Dönemin Schalke Teknik Direktörü Mirko Slomka'nın devre arasında isterse kendisini oyundan alabileceğini söylediğini ancak bu teklifi geri çevirdiğini söyleyen Asamoah, "Onlara tüm bu olumsuzluklara rağmen iyi oynayabileceğimi göstermeye karar verdim. Çünkü aksi takdirde onlar kazanmış olurdu" ifadesini kullandı.

Ancak bazı futbolcular benzer tepkiler karşısında Asamoah kadar soğukkanlı kalamamıştı. Örneğin bir başka Gana kökenli futbolcu Kevin-Prince Boateng 2013 yılında İtalya'da AC Milan ile Pro Patria arasında oynanan hazırlık maçındaki ırkçı tezahüratlar üzerine formasını çıkarıp sahayı terk etmişti. Milanlı oyuncunun bu davranışının ardından her iki takımın futbolcuları ve hakemler de Boateng ile dayanışma göstererek soyunma odalarına gitmiş ve karşılaşma tatil edilmişti.

2018 Dünya Kupası öncesi ise Nijerya milli takımı futbolcusu William Troost-Ekong Rusya'da sahada herhangi bir ırkçı hakarete maruz kalmaları hâlinde takım olarak sahayı terk etmeyi düşünebileceklerini söyledi.

"En iyi cevap sahadaki başarı"

Asamoah, Bursaspor'da forma giyen Nijeryalı oyuncu Ekong'un açıklamalarını ise şöyle yorumladı:

"Böyle bir hareket yapmak, bir duruş sergilemektir. Ama biliyorsunuz, herkesin Dünya Kupası'na katılmak gibi bir hayali vardır. Böyle bir olay yüzünden, yıllarca çalışıp gerçekleştirdiğin bu hayali bozmak doğru mudur, emin değilim. Söylediklerini doğru buluyorum ama ben yine de üzerinde biraz düşünürdüm. Bence en iyi cevap sahada gösterilecek başarı olur. Ama eğer bir takım çekilirse de saygı duyarım."

Asamoah şu an futbolculuk kariyerinde yıldızlaştığı Alman kulübü Schalke 04'ün 23 yaş altı takımının menajerliğini yapıyor. Irkçılığa karşı verilen mücadelede hiçbir zaman pes edilmemesi gerektiğini ifade eden Asamoah, kamuoyuna şu çağrıda bulunuyor:

"Bazı insanlar bizim de bu toplumun bir parçası olduğumuzu kabul etmek istemiyor. Gençlerin onlar gibi düşünmemesi için mücadele etmemiz lazım."

Cengiz Özbek / Bonn

© Deutsche Welle Türkçe

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik