1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Göçmenler daha mı çok suç işliyor?

27 Ağustos 2024

Almanya'nın Solingen kentinde düzenlenen saldırı sonrasında göçmenlerin suç işleme oranları konusundaki tartışmalar alevlendi. Uzmanlar ise genellemeler ile ön yargıları körükleyecek çıkarsamalara karşı.

Bir bıçak ve onu elinde tutan birinin kolu görülüyor. Yerde polis olduğu anlaşılan bir kadın oturmuş, bıçaklı şüpheliyi silahıyla hedef aldığı görülüyor.
Hannover'deki bir polis antrenmanından Fotoğraf: Julian Stratenschulte/dpa/picture alliance

Göçmenler daha mı çok suç işliyor? Solingen'de düzenlenen ve üç kişinin hayatını kaybettiği saldırı sonrasında bu konu siyasette ve kamuoyunda daha çok tartışılmaya başladı. Zanlının Suriyeli bir sığınmacı olması ve olayın IŞİD tarafından üstlenilmesi konuyu kamuoyunun ana gündem maddelerinden biri yaptı.

Uzmanlara göre konu hızlı çıkarsama veya genellemelere gidilerek açıklanabilecek kadar basit değil. Karmaşık ve bu nedenle de dikkatli yaklaşılması gerekiyor.

Kriminologların bu konudaki en temel bulgusu ve doğruluğu verilerle de kanıtlanmış çıkarsama, genç erkeklerin genç kadınlar veya yaşlı erkeklerle karşılaştırıldığında genel olarak daha sık suç işledikleri. Uzmanlara göre bu saptama, göç ile suç işleme arasında bağ kurulduğu şu dönem durumu anlamak için büyük önem arzediyor ve olayların ilk bakışta görüldüğü kadar basit olmadığını ortaya koyuyor.

Suç işleyen göçmen sayısı arttı

Almanya'da son açıklanan veriler suç işleyen göçmenlerin sayısının arttığını doğruluyor. Öte yandan İslamcı saldırılar bütün suç istatistiklerinde çok küçük bir bölümü oluşturuyor. 

Ancak açıklanan son suç istatistikleri, göç geçmişi olan kişilerin suça daha meyilli olduğunu göstermiyor. Zira yine araştırmalar, farklı göçmen gruplarının aynı derecede suça karıştığına işaret etmiyor. Kimi göçmen grupları suç istatistiklerinde öne çıkarkan, bazılarının ise bunlarda yer almadığı görülüyor. 

Solingen'deki saldırının zanlısının Suriyeli bir sığınmacı olmasından bağımsız olarak, veriler aslında Suriye, Afganistan ve Irak kökenli göçmenlerin suça karışma oranlarının düşük olduğunu, Cezayirliler, Faslılar, Tunuslular  ve Gürcülerin ise oranlarının epey yüksek olduğunu ortaya koyuyor.

Konuyla ilgili uzun yıllardır araştırma yapan Wiesbaden'deki Kriminoloji Merkezi Direktörü Martin Rettenberger, "Göçün suç işleme ve suç tekrarlama konusunda bir risk faktörü olduğunu iddia etmek, asıl noktayı kaçırmaktır" diye konuşuyor.

Solingen kentindeki şehrin 650'nci yılı kutlamaları sırasında bıçakla insanları boyunlarından yaralayarak öldürmeye çalışan ve üç kişinin ölümüne yol açan zanlı polise kendisi teslim oldu. Fotoğraf: Christoph Reichwein/dpa/picture alliance

Suç  işleme oranı genç erkeklerde genel olarak yüksek

Başka uzmanların degerlendirmeleri de bu yönde. Cinsiyet ve yaşın kriminal istatistiklerindeki belirleyiciliği de bunu destekler nitelikte.

Almanya'daki göçmenler arasında genç yaştaki erkeklerin oranı yüksek. Ancak geldiği ülke veya kökenden bağımsız suç işleme riski genç erkeklerde zaten yüksek.

Rettenberger'e göre genç erkeklerde suç işleme oranın yüksek olmasındaki belirleyici faktörler de şöyle: 

Genç erkeklerde testesteron değerleri yüksek. Erkekliğin imajında güç de belirleyici rol oynuyor. Ait oldukları grup içindeki eğilimler. Pek çok suç, gasp veya kavga çoğunlukla grup dinamiğiyle meydana geliyor.

Uzmana göre bunlar dışında genç erkeklerin daha çok suça yönelmesinde başka faktörler de belirleyici. Örneğin göçmenler genel olarak çoğunluk toplumuna göre kamusal yaşama katılımda daha az pay sahibi. Daha önce de pek çok araştırmanın ortaya koyduğu gibi, eğitimdeki başarıda da asıl belirleyici olan bireyin hangi sosyal tabakadan geldiği, refah düzeyi ve aile geleneğinde eğitimin rolü. Rettenberger, "Göçmenlerin şansı bu alanda iyi değil" diyor ve eğitimde, istihdamda ve gelirde de çoğunluk toplumundan daha dezavantajlı olduklarını kaydediyor. Uzmana göre toplumsal katılımdaki bu dezavantajlar da suça meyili yükselten faktörler.

Çok kültürlü küçük bir kent olan Solingen'deki saldırı bütün kentteki insanları derinden etkiledi. Fotoğraf: Thomas Banneyer/dpa/picture alliance

Kendi yaşadıkları şiddet ve travma faktörü

Kriminolog Rettenberger ayrıca, "Kriminolojideki araştırmalar bize insanların kendisinin suç ve şiddet mağduru olması halinde bunun da onları suça yöneltebildiğini gösteriyor" diyor ve şöyle devam ediyor:

"İnsanların ülkesinden kaçmaları için gerekçeleri var. Kendi ülkelerinde kötü koşullarda yaşadılar ve muhtemelen şiddete maruz kaldılar. Bunun üstüne bir de göç sırasında yaşanan ve pek çok insanda travmaya yol açan tecrübeler ekleniyor."

Uzman Rettenberger'e göre suç işlemeyi bir kültür ile açıklamak çok tehlikeli. Mevcut verilerin de bu tezi doğrular nitelikte olmadığını belirten kriminolog, basit adli suçlardan terör saldırılarına kadar suçun bir insan için zaten aşırı bir durum olduğunun altını çiziyor ve istatistiki olarak da toplumların geneline bakıldığında nadiren yaşandığını belirtiyor. Uzman suç işlemenin temelde zanlıların kişiliğiyle açıklanacak sebeplere dayandığını belirtiyor ve "Yoksa bir insanı öldürmek, soygun yapmak, dövmek veya dolandırmak dünyanın her yerinde kınanan bir durum" diye de ekliyor.  

Solingen saldırısı sonrasında başlayan, zanlının Suriyeli bir sığınmacı olmasının siyasete malzeme yapılmasının, basit açıklama ve çözüm önerileri ile çözebilecekmiş gibi hava yaratılarak kamuoyununun etkilenmesinin çok tehlikeli olacağı uyarısında bulunan uzman, "Benim çağrım: Basit  çözümler yok. Sorunu iyi incelemek ve anlamak lazım" diyor.

KNA / ETO,HT

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik

Daha fazla içerik göster